Genç gazeteciler Metin’i anlattı: Maruz kaldığımız baskılara karşı en büyük direncimiz Metin’den geliyor
Metin Göktepe’nin polisler tarafından öldürülmesinin üzerinden 27 yıl geçti.Metin’i ve bugünkü koşulları anlatan genç gazeteciler “Korkusuz bir şekilde yazabilmemizde Metin bizlere örnek oldu” dedi.
Metin Göktepe | Fotoğraf: Evrensel
Eylem NAZLIER
İstanbul
Katledildiğinde daha 28 yaşında, genç bir gazeteciydi Metin. “Mutlaka ben izlemeliyim arkadaşlar” diyerek gittiği haberde, gözaltına alındı. Emniyet amiri gazeteci diye, “özel muamele” istedi Metin’e... Polislerce dövülerek katledildi. Devlet yetkilileri önce cinayeti gizlemeye çalıştı. Yalancı tanıklar bulundu. Bunlardan biri de imamdı. Ezan okumak için minareye çıktığında Metin’i bir duvar üstünde görmüştü. Kimse inanmadı yalanlara. Gerçekler kısa sürede ortaya çıktı. Adli tıp otopsi raporunda Metin’in bütün vücudunda çok sayıda darp izi mevcut olduğu yazılıydı. Bütün vücudu cop ve sopa izleriyle mosmordu. Daha sonra tanıklar ortaya çıktı. Gözaltına alınmadığı söylenen Metin’in eşyaları ve kimlikleri gözaltına alınanların eşyaları içinde bulunmuştu. Katiller suçüstü yakalanmıştı. Yaklaşık beş yıl sürdü yargılama. Dava ‘güvenlik’ gerekçesiyle ilden ile taşındı. Kimse vazgeçmedi. Az bir ceza alsa da katilleri cezalandırıldı. Bugün Metin’in katledilişinin 27. yıl dönümü... Benim gibi binlerce gazeteciye cesaret oldu, yolumuzu aydınlattı. Metin Göktepe’nin annesi Fadime Ana’nın genç gazetecileri gördüğünde “Hepiniz birer Metin’siniz” dediği genç gazeteciler ise bugün Evrensel’e Metin’i anlattı. Ve diyor ki genç gazeteciler: “Korkusuz bir şekilde yazabilmemizde, baskılara karşı direnebilmemizde Metin bizlere örnek oldu.”
“YAZMAYA, ÇEKMEYE, EGEMENLERİ RAHATSIZ ETMEYE DEVAM”
Barış Kop-Gazeteci
“Metin katledildi. Susmayacağız” manşetli Evrensel gazetesini babamın çekmecesinde ilk gördüğümde daha küçüktüm. Yıllar sonra öğrendim ki, Göktepe ile babam İstanbul Esenler’deki İbrahim Turhan Lisesinden sınıf arkadaşıymış. Babamın adı da Metin. Hukuk okuma umuduyla başladığım lise eğitimimin ikinci yılında “Ben gazeteci olacağım” diyerek karar verdiğim kişisel yol haritamın dönüm noktası ise işte böyle; babamın, Metin’in katledilme sinden sonra çıkan Evrensel’in ilk nüshasını yıllardır rutubetli çekme sinde saklamasını öğrenmem ile oldu. Şimdi o nüshayı ben saklıyorum. Gazetecilik ve gazeteciler üzerinde küresel ölçekte süren ve giderek ağırlaşan siyasi baskı, tehdit ve ekonomik kıskaca rağmen birileri hâlâ “Susmayacağız” diyor. Göktepe gideli 27 yıl oldu. Kavgadan kaçmak olmaz tabii. Yazmaya, çekmeye, ege menleri rahatsız etmeye devam…
“MURATLAR, METİN OLMAYA BÜYÜYOR”
Murat Uysal- Evrensel Gazetesi Muhabiri
Metin Göktepe’nin adını ilk kez duyduğumda Elâzığ’da bir lise öğrencisiydim. İlk kez bir lisenin bahçesinde bir ağıtın ardından kendime; ‘Metin kimdir, nasıl, niye öldürülmüştür?’ diye sorduğum sorular bana dünyaya nereden bakmam gerektiğini gösterdi. Bir ateşi içimde taşımaya başladığımı hatırlıyorum, Metin olma ateşini. O ateş, Metin’e ve Metin’in arkadaşlarına yaklaştırdı beni. Metin’in durduğu yerde durmak, Metin’in yoldaşları, arkadaşlarıyla büyütmek o ateşi... Elbette yorulmak da mümkün, düşmek de. Ancak içimizde bir ateş var. O ateşle yeniden sarılmak hayata... Sokaklara o ateşle çıkmak. Alanlara, meydanlara o ateşi taşımak. Metin gibi girmek evlere, fabrikalara. Bazen anlatılmayanı anlatmaya bazen de binlerce kez anlatılmış olanı Metin’in baktığı yerden anlatmaya. Bugün Metin Göktepe’nin durduğu yeri, Evrensel’i susturmaya, boğmaya çalışıyorlar. Ellerinde yasaklar, cezalar, ambargolar… Nasıl ki haykırıyoruz “Binlerce Metin’iz” diye, nasıl ki her “Metinler ölmez” dediğimizde peşine “Evrensel susmaz” diyoruz, işte öyle. Evrensel yüreğinde Metinlerin ateşini taşıyanların gazetesi. Bu yürek susmayacak. Metin Göktepe yaşıyor. Bir kor olup düşüyor, her gün, bambaşka diyarlarda, Muratların yüreğine... Muratlar Metin olmaya büyüyor.
“GAZETECİLİK HALEN BASKI ALTINDA”
Ömer İbrahimoğlu – Mezopotamya Ajansı Muhabiri
Metin Göktepe’den sonra gazetecilere dönük baskılar devam etti ve ediyor. Günümüzde de gazeteciler halen özgür bir şekilde mesleğini icra edemiyor. Artık gazeteciler öldürülmek yerine cezaevlerine atılıyor, tehdit ediliyor ya da korkutularak sindiriliyorlar. Özetle iktidarın özgür basın alanında çalışan gazetecilere dönük baskıları hız kesmeden devam ediyor. Gazeteciler haber takipleri sırasında neredeyse her haberde polis engeline takılıyor ve polisten şiddet görüyor. Buna karşın gazeteciler asla susmadı. Her zaman işlerinin tehlikesinin farkında olarak mesleklerine dört elle sarıldılar. Gazeteciler, karanlıkta bırakılan bütün bilgi, belge ve olayları açığa çıkarmak için mücadele ediyor.
“GÖKTEPE BENİM İÇİN GAZETECİLİK İRADESİNİ TEMSİL EDİYOR”
Cengiz Karagöz-Cumhuriyet Gazetesi Muhabiri
Metin Göktepe benim için gazetecilik iradesini temsil ediyor. Yurttaşlara hakikati anlatmayı görev bilmiş diğer isimler gibi Göktepe de koşullar her ne olursa olsun hakikatte ısrarcı olmuş bir gazeteci. Birilerinin rahatını bozabilen her gazeteci, tarihin her döneminde susturulmaya çalışıldı; görüyoruz ki hâlâ bunu başarabilen çıkmadı. Bu meslek tarihin her döneminde sancılıymış. Ancak bu uğurda bedel ödemiş meslek büyüklerimizin işaret ettiği yoldan yürümeye çalışarak ve tarihe gazetecilik yapıyorken tanıklık etmekten memnunum. Ancak dayanışmanın her şeyin üstesinden geleceğini biliyoruz. Güzel günleri mümkün kılmaya çalışmaktan da vazgeçmiyoruz.
“METİN GÖKTEPE MESLEĞİMİZDE BİZE BİR IŞIK OLDU”
Yadigar Aygün-Yeni Yaşam Gazetesi Muhabiri
Gazeteciler bu ülke de hep katledildi. Musa Anter, Gurbeteli Ersöz, Metin Göktepe, Hrant Dink yakın zamanda ise Nagehan Akarsel katledildi. İktidarlar, gerçeklerin açığa çıkmaması için gazetecileri katletmeyi, hep tercih etti. Her ne kadar gerçekler açığa çıkmasını istemeseler de gerçekleri açığa çıkarmaya çalışan gazeteciler bu topraklarda hep var oldu. Metin Göktepe’de bu gazetecilerden biriydi. Bir gazeteci işini yaparken döve döve katledildi. Metin’i katlederek gazeteciliği susturmak istediler ama Evrensel gazetesi hâlâ gerçekleri yazmaya, karanlıkları aydınlığa çıkarmaya, işçilerin, emekçilerin, yanında olmaya devam ediyor. Ne sansür ne de Basın İlan Kurumunun verdiği cezalar ile Evrensel gazetesini susturamıyorlar. Basın üzerinde ki baskılar her geçen gün artsa da gazeteciler ne pahasına olursa olsun gerçekleri yazmaya devam ediyor. Halkın haber alma hakkını sonuna kadar savunacağız. Metin Göktepe hepimize mesleğimizde bir ışık oldu. Korkusuz bir şekilde yazabilmemizde baskılara karşı direnebilmemizde Metin bizlere örnek oldu.
“METİN ABİ BENİM İÇİN GERÇEĞİN SESİ DEMEK”
Meral Danyıldız-Artı TV Muhabiri
Gazeteciliğe başladığım andan itibaren Metin Göktepe, benim için çok özel bir yere sahip. Metin Göktepe Gazetecilik ödülleri benim aldığım ilk ödül. Hak odaklı habercilik benim için çok önemliydi. Objektifliği, adaleti, gazeteciliğin temel ilkelerini daima içimde taşımaya çalıştım. Ama özellikle bu ödülü aldıktan sonra taşıdığım tüm bu duygular katlandı. Kendime, kamuoyuna olan sorumluğumun daha fazla arttığını hissettim. Metin abi, dövülerek öldürüldü. Bizim onlara, hakikatin peşinden koşarken katledilen gazetecilere bir borcumuz var. Metin abi benim için gerçeğin sesi, hakikat demek. Koşullar ne kadar ağır olursa olsun yılmamam gerektiğini hatırlatıyor Metin abi.
“KARANLIĞIN VE YALANIN KARŞISINDAYIZ”
Ferhat Yaşar- Gazete Duvar Muhabiri
Meslektaşımız Metin Göktepe, haber takibi sırasında katledildi. O gün Göktepe’nin haber takibinden ve gerçeğin ortaya çıkmasından rahatsız olanlar, bugün de onların temsilcileri gazetecilere saldırıyorlar. Gazetecileri gözaltına alıyorlar, darbediyorlar ve gerçeğin ortaya çıkmasından rahatsız oluyorlar. Ancak bu gazetecinin gerçeğe erişme hırsını, halkın haber alma hakkından yana ısrarını durduramayacak. Bu karanlık ile aydınlığın, gerçek ile yalanın savaşıdır. Biz gazeteciler Göktepe gibi aydınlığın ve gerçeğin koşulsuz şartsız tarafı, karanlığın ve yalanın karşısındayız.
“BİNLERCE GAZETECİYE İLHAM KAYNAĞI OLDU”
Emre Orman- Gazeteci
Metin Göktepe, baş eğmeyen özgür basın geleneğinin en önde gelen neferlerindendi, Ape Musaların ardılıydı. Metin denildiğinde aklıma gelen tek şey onurlu gazeteciliktir. Metin bunun mümkün olduğunun en güzel ispatlarındandı. Ezilen, direnen bir halkın sesi olmayı seçtiği için gözaltında işkence gördü ve katledildi. Bedeni toprağa düştü ama binlerce gazeteciye ilham kaynağı oldu. Bize düşen görev ise onların katledilmek pahasına yere düşürmediği bu geleneği onurlu bir şekilde gelecek kuşaklara taşımak