Denizli’de tarım arazilerinin ortasına feldspat madeni açılacak
Denizli Güney'de binlerce ceviz ve badem ağacının bulunduğu arazinin yanına feldspat madeni açılıyor. Madenin ağaçların sonunu getireceğini söyleyen Yasin Tokat, madene karşı dava açtı.
Fotoğraf: Tuğrul Germiş
Özer AKDEMİR
Denizli’nin Güney İlçesi Koparan Köyü yakınlarında binlerce ceviz ve badem ağacının yanında feldspat madeni işletilmek isteniyor. Yaklaşık 361 dekarlık kıraç araziyi 25 yıl emek vererek bir meyvelik haline getiren Yasin Tokat meyveliğine sınır komşusu feldspat madeni açılmasının binlerce ceviz ve badem ağacının sonu olacağını belirterek madene karşı dava açtı.
BİNLERCE CEVİZ VE BADEM AĞACINA KOMŞU MADEN OCAĞI!
Şirketin içinde 2.500 badem ve 5.000 ceviz ağacı dikili olan arazisinin dibinde kazılar yaptığını belirten Yasin Tokat, “İl Çevre Müdürlüğünden ÇED gerekli değildir kararı almışlar. Bu nasıl oluyor anlayamadık. Tarım arazisi oralar. Benim meyveliğin yanı sıra köylülerin üzüm bağları var. Köylüler de son derece rahatsız, huzursuz. İmza topladılar, Valiliğe, İl Çevre Müdürlüğüne gönderdiler. Ben de dava açtım” dedi. Feldspat madenciliğinin yarattığı toz ve çevre kirliliğini Aydın Çine’deki haberlerden yakından takip ettiklerini belirten Tokat, “eğer bu maden buraya gelirse burada da aynısı olacak. Madenin tozu toprağı nereye gidecek, bizim arazilere tabii ki!” dedi. Tokat, dava sürecinin devam ettiğini, bu ay içerisinde bölgede bilirkişi keşfi yapılacağını belirtti.
25 YILIN EMEĞİ BİR ŞİRKETE YOK ETTİRİLECEK
Toprak adına Denizli İdare Mahkemesine Efes Endüstri Mineralleri AŞ tarafından işletilmek istenen feldspat madenine verilen ÇED Gerekli değildir kararına karşı dava açan ve yürütmenin durdurulmasını talep eden İzmir Barosu avukatlarından Cem Altıparmak, dava dilekçesinde bölgenin tarım arazisi olduğunu dile getirdi. Altıparmak, dilekçesinde müvekkili Tokat’ın yaklaşık 362 dekarlık arazide bu ağaçları yetiştirmek için 25 yıl boyunca emek verdiğini vurguladı.
ÇED’DEN YİNE AYNI YÖNTEMLE KAÇILDI!
Tarım arazilerinin madencilik faaliyeti sonrası zarar göreceğini kaydedildiği dilekçede, şirketin ÇED gerekli değildir kararı alabilmek için gerçek faaliyet alanının limitlerini düşük gösterdiği ileri sürüldü. Şirketin işletme faaliyetleri kapsamında 1985,31 hektarlık ruhsat alanına sahip olmasına karşın, toplamda yaklaşık 18,63 hektarlık ÇED Alanında, 315.000 ton/yıl Feldspat cevheri çıkaracağını ileri sürdüğüne dikkat çekilen dilekçede, şirketlerin madencilik faaliyetlerinde çokça başvurulan kanuna karşı hile yönteminin burada da işin içine sokulduğu dile getirildi. ÇED Yönetmeliği Ek-2 listesine girip kolayca ÇED Gerekli Değildir kararı alabilmek için, faaliyete ait limit değerleri gerçekte olduğundan küçük gösterilerek ÇED süreci by-pass ediliyor. Dilekçede, gerçek büyüklüğü (ruhsat sahası) 1985,31 Hektar olan proje sahasındaki madencilik faaliyetinin 18,63 hektarla sınırlı kalmayacağının açık olduğu belirtilerek, bunun ÇED yönetmeliğinin arkasından dolanmak anlamına geldiği dile getirildi.
TOPLAM ETKİ YOK SAYILDI
Şirketin aynı bölgede 3 adet daha feldspat madeni ÇED başvurusu bulunduğuna da dikkat çekilen dilekçede, bu 4 adet Feldspat Madeni projesinin birbirleriyle olan organik bağını ve kümülatif etkisini değerlendirmeden, sanki diğer projeler yokmuş gibi değerlendirmelerle her bir proje için ayrı ayrı ÇED Gerekli değildir kararı verildiği belirtildi. Dilekçede proje için kümülatif etki değerlendirmesinin yapılmasının şart olduğu belirtildi.
MADEN, TARIM VE ORMAN ARAZİSİNDE
Madencilik faaliyetinin proje sahası ve çevresindeki tarım-orman arazilerine etkisinin görmezden gelindiğinin altının çizildiği dilekçede, proje dosyasındaki verilere göre 1 No’lu ÇED Poligonu ‘Mera ve Orman Alanı’ olarak, 2 No’lu ÇED Poligonu ise ‘Tarım ve Orman Alanı’ olarak planlı olduğu aktarıldı. Dilekçe de projenin bu haliyle Orman Kanununa da aykırı olduğu belirtildi.
KIZILIRMAK NE ZAMANDIR EGE’DE AKIYOR!
Dilekçede ayrıca proje sahasının Gediz Nehri Havzası ve Büyük Menderes Nehri Havzası içinde yer almasına karşın, Havza koruma Eylem Planları dikkate alınmaksızın ÇED Gerekli Değildir Kararı verildiği dile getirildi. ÇED Proje tanıtım dosyasında (PTD) yer alan “DSİ tarafından 2016 yılında yapılan, Kızılırmak Havzası Master Plan Raporu çalışmasında, proje alanını içine alan bölgede bir kaynak boşalımı bilgisine rastlanmamıştır” ifadelerinin altının çizildiği dilekçede, Gediz Havzasındaki bir proje için Kızılırmak Havzası Master Planına atıfta bulunulmasının PTD dosyasının ciddiyetsizliğini ve kes-kopyala-yapıştır tekniği ile hazırlandığını gösterdiği ifade edildi.
“EKONOMİK OLAN ARTIK, EKOLOJİK DE OLMAK ZORUNDADIR”
Dilekçe de ayrıca projenin Türkiye’nin de imzacı olduğu uluslararası yasalarla güvence altına alınan güvenli, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir çevre hakkının ihlali bir insan hakkını da ihlal ettiği belirtildi. İklim değişikliği olgusuna da dikkat çekilen dilekçede “Ekonomik olan artık ekolojik de olmak zorundadır. Hava, toprak ve su gibi önemli ve yaşamsal bir kaynağın korunmasının ekonomik önemi gözetilmeden, tek taraflı olarak madencilik faaliyetinin öneminden bahsetmek, köylülerin, yöre halkının ekonomisi gözetilmeden faaliyet analizi yapmak mümkün değildir. Aksi durum, ‘köylüler taş yesin’ demekten öte bir mana arz etmeyecektir” denildi. Dilekçede idarenin takdir hakkını hep şirketlerden yana kullandığına vurgu yapılarak, “Proje sahasına gidip görmeden, önüne gelen her 10 projenin 9’una ÇED Gerekli Değildir kararı vermekle çevrenin korunamayacağı, davalı idarenin de zaten böyle bir önceliğinin olmadığı, bu proje dosyası ile bir kez daha kanıtlanmış bulunulmaktadır” ifadelerine yer verilerek ÇED Gerekli değildir kararını iptal edilmesi ve projenin yürütmesinin durdurulması istendi.