Hakim karşısına çıkacak olan TTB MK: Dosyada gizlilik kararı var neyle suçlandığımızı dahi bilmiyoruz
TTB Merkez Konseyi görevden alma davası öncesi açıklama yaptı. MK üyeleri, dosyada gizlilik kararı olduğunu ve neyle suçlandıklarını dahi bilmediklerini hatırlattı.
Fotoğraf: Evrensel
Kübra KIRIMLI
Ankara
Türk Tabipleri Birliği (TTB) 11 Ocak’ta İstanbul’da devam edecek olan Şebnem Korur Fincancı davası ve 10 Ocak’ta Ankara’da başlayacak TTB Merkez Konseyi görevden alma davası öncesinde Kâhya Otel'de düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında basın ile bir araya geldi.
Toplantıya TTB Merkez Konseyi, birçok ilden tabip odalarının başkanları ile Toplum ve Hekim Dergisi Editörü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu katıldı. TTB Merkez Konseyi Görevden Alma Davası’na ilişkin konuşan MK üyeleri; “Neyle suçlandığımızı bizler de bilmiyoruz. Dosyada gizlilik kararı mevcut. Örgüt bağlantısından söz ediliyormuş; evet bir örgütümüz varsa o da TTB’dir” dediler. TTB Merkez Konseyi’nden Kazım Doğan Eroğulları da “Eğer bu ülkede en ufak bir hukuk kırıntısı var ise Merkez Konseyi’nin görevden alınması mümkün olmayacaktır. Merkez Konseyimiz görünürde 11 kişi olabilir. Ama 65 ilde tabip odalarımız ve TTB’nin diğer organları ile karar alıp uygulayan bir yapıyız. En kötü senaryoya kadar tartıştık. En kötüsü halinde yine bir araya gelip ortak aldığımız kararı uygulayacağız.” diye konuştu.
“ŞU AN ÜLKEMİZDE BİR KRİZ VAR”
TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut’un yaptığı açılış konuşması ardından TTB II. Başkanı Ali İhsan Ökten, TTB’nin neden hedefte olduğuna ve iktidarın neden TTB’den intikam almaya çalıştığına dair kamuoyunu bildirdiği basın açıklamasını okudu. Ökten açıklamaya, “Şu an ülkemizde her açıdan ekonomik, siyasal, sosyal, ekolojik, kültürel ve sağlık krizleri yaşanmaktadır” diyerek başladı. “TTB ve tabip odaları olarak etik-bilimsel temellerle savunduğumuz hekimlik değerleri, halk sağlığını önceleyen çalışmalarımız iktidarlarla birçok kez ters düşebildi.” diye konuşan Ökten bu yüzden iktidar ile TTB’nin zaman zaman ters düştüğüne değindi.
“İKTİDAR TTB’DEN İNTİKAM ALMAYA ÇALIŞIYOR ÇÜNKÜ”
Mesleki ve demokratik olarak yaşamın her alanında mücadele eden TTB’nin her zaman iktidarların hedefi olduğunu hatırlatarak TTB’nin; “İyi, nitelikli, ücretsiz ve herkese eşit sağlık hizmeti istediği için, toplumsal, koruyucu sağlık hizmetlerini öncelediği için, sağlık hizmetlerinin ticaretleşmesine ve özelleştirilmesine karşı çıktığı için, şehir hastanelerine ödenecek miktarın ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini 25 yıl ipotek almasına karşı çıktığı için, 3-5 dakikada bir muayenenin hasta ve hekim haklarına karşı olduğu için, hekimlerin ekonomik ve özlük haklarına sahip çıktığı için, aylar sonraya verilen muayene, tetkik ve ameliyat randevularına karşı geldiği için, pandemide sahadan aldığı verileri bilimsel verilerle güçlendirip hakikat üzerinden yaptığı açıklamalarla iktidarın bu konudaki turkuaz tablosunu kara tabloya çevirdiği için, başta Sağlık Bilimleri Üniversitesi olmak üzere atamaların adrese teslim kadrolara açılmasına karşı çıktığı için, özellikle son 1.5 yıl içinde çok ciddi iş bırakmalar, eylemler ve yükselen hekim ve sağlık hareketi yarattığı için, yeni bir proje olarak sunulan Beyaz Reformun aslında Sağlıkta Dönüşüm Projesinin bir devamı olduğunu ve sağlık hizmetlerini daha da çökerteceğini iddia ettiği için” susturulmak istendiğini ve iktidarın TTB’den bu sebeple intikam almaya çalıştığına değindi.
“İKTİDAR DİKENSİZ GÜL BAHÇESİ İSTİYOR AMA BİZ DİKEN OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Basın açıklamasının ardından basından gelen soruları yanıtlayan TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, “TTB’nin avukatları günlük olarak UYAP’ı takip ediyorlar. Bu açılan dosya neymiş dediğimiz zaman gizlilik kararını öğrenebildik” diye konuştu.
Sağlıkta yıkımın sürdüğü, aşı ve ilaca erişim olmadığı süreçte TTB’nin susturulmasının ne anlama geldiği sorusuna TTB MK üyesi Kazım Doğan Eroğulları,” Bize gelen bir hasta şöyle ifade etti: ‘Aradığım ilaca ulaşamıyorum, ulaştığım ilacı alamıyorum.’ Sağlıkta durum bu. Bugün Çocuk Felci, Hepatit, Kuduz ve Tetanoz aşıları yok. Kanser Tarama Kitleri yok. Sağlıkta her yerde tıkanma yaşanıyor. Biz bunları dile getirdiğimiz için bizi susturmaya çalışıyorlar çünkü amaç tüm bunların konuşulmaması. Kısacası iktidar dikensiz gül bahçesi istiyor ama biz gül bahçesinde diken olmaya devam edeceğiz” diye açıkladı.
“KÖTÜ TABLOYA TTB VE TABİP ODALARIMIZ İLE KARAR VERECEĞİZ”
“Bu davaların siyasi olduğu biliniyor. Bu davalar sonucunda olur da Merkez Konseyi olarak görevden alınırsanız tavrınız ne olacaktır?” sorusuna cevap veren TTB MK üyesi Kazım Eroğulları; “Ülkemizde hukukun bir kırıntısı bile varsa görevden alma olmayacaktır. Görevden alınmamız mevcut hukuk şartlarında mümkün değil. Diyelim ki merkez konseyi görevden alındı o zaman örgütümüzü toplayacağız. Biz sadece 11 kişiden mevcut bir yapı değiliz. 65 ilde tabip odalarımız ve TTB’nin diğer organları; kollarımız, komisyonlarımız ve çalışma gruplarımız ile büyük bir örgütüz. Yan yana gelip o zaman nasıl bir tavır alacağımızı konuşacağız. En kötü senaryoya kadar düşündük. Ancak en kötüsüne de yine tüm organlarımız bir araya gelerek karar vereceğiz” diye konuştu. Aynı soruya cevap veren MK üyesi Dr. Nursel Şahin ise “6023 sayılı yasamız gereği bizim zaten seçimle iş başına gelmiş bir heyet oluşacak. Bu heyet zaten bizim üyelerimiz ve delegelerimiz. Temsil yeteneği olan 5 arkadaşımız gelecek. Yasamız gereği onların bu mahkeme sonucundaki işleri bu süreci bir seçime götürmek ve Merkez Konseyi’nin yenilenmesini sağlamak olacak” diye ekledi.
“HEKİMLİK KRİTİK ZAMANLARDA KRİTİK KARARLAR ALABİLMEKTİR”
“TTB uzun yıllar her zaman her dönemde hedefte olmuş bir kuruluş. Ancak bu dönem bu biraz bile bile lades olamadı?” sorusuna cevap veren MK üyesi Dr. Onur Naci Karahancı, “Türk Tabipleri Birliği’nin mücadelesi, hekimliğin uzun soluklu mücadelesi kritik zamanlarda hem toplum adına hem de halk sağlığı adına kritik kararları verebilmektir. Bu nedenle geçirdiğimiz tüm badirelerden zaten haklı olduğumuz ortaya çıktı. Ama bunu söyleyenler hep tarihin dışladığı kısımda yer aldılar. O nedenle şu anda barış adına, emeğimiz ve sağlık adına sözü söylemez gereken yerde sözü söylemezsek TTB’ye, hekimlere ve topluma verdiğimiz sözü tutmamış oluruz. Tüm açıklamalarımızda yer veriyoruz ‘Biz bir yemin ettik ki dönmeyiz’ diye. Hekimlik Andımız bize bu sorumluluğu veriyor.” dedi.
“TTB BAŞKANINA VE ÖRGÜTÜNE SAHİP ÇIKMAK ZORUNDA”
TTB MK üyesi Dr. Nursel Şahin de söz alarak; “Şu an bir seçim sürecindeyken hiçbir olumsuz eleştirinin olmamasını istiyorlar. Bunun için hem hekimlerin hem de TTB’nin susturulmasını istiyorlar. TTB bugün Merkez Konseyi Başkanına ve örgütüne sahip çıkmak zorunda. Bir bilim insanın bilimsel çerçevelere sadık kalarak yapmış olduğu bu denli saldırılara karşı bu birliği ve bütünlüğü gösteriyoruz. Hem bu yargılamaya hem de bu tutukluluk haline itirazımız var. Gözaltı ve tutukluluk sırasında yaşanan insan hakkı ihlallerine karşı çıkmak zorundayız. Bunun üzerinden topluma verilen gözdağına karşı çıkıyoruz.” dedi.