TİP Genel Başkanı Erkan Baş: Ortak adaydan yana bir tavrımız var
Seçimler için önceliklerinin ortak aday çıkarılması olduğu vurgulayan Erkan Baş "Ekmeleddin İhsanoğlu örneği önümüzde duruyorken bizim tümüyle bekleyiş içerisinde olmamız kabul edilebilir değil" dedi.
Fotoğraf: Meltem Akyol/Evrensel
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, milletvekilleri Barış Atay, Sera Kadıgil ve Ahmet Şık, gazetecilerle buluştu. Seçimler için önceliklerinin halen "tek adam rejimine son vermek için" ortak aday çıkarılması olduğu vurgulayan Erkan Baş, “Ama henüz bize bir aday önerilmemişken, Ekmeleddin İhsanoğlu gibi bir örnek önümüzde duruyorken bizim tümüyle bekleyiş içerisinde olmamız kabul edilebilir bir şey değil" dedi.
SEÇİME GİDERKEN TABLOYU ÖZETLEDİ
İstanbul’da düzenlenen ve kısa bir açılış konuşmasının ardından soru cevap şeklinde ilerleyen toplantıda en çok konuşan konu aday tartışması oldu.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın “HDP kendi ittifaklarıyla birlikte adayını çıkaracak” açıklaması gazeteciler tarafından defalarca, farklı biçimlerde soruldu. TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın bu sorulara yanıtları şöyle:
“Bir seçime doğru gidiyoruz, henüz tarihi bile belli değil, hangi tarihte yapılırsa hangi yasaya göre yapılacağı bile belli değil. Bu seçime giderken adaylar arasında adı geçen en güçlü aday adaylarından biri siyasi yasak tehdidi ile karşı karşıya. Meclisin en büyük üçüncü partisinin kapatma tehlikesi içerisinde olduğu, Hazine yardımın hukuksuz bir biçimde bloke edildiği bir tablo var. Bir milletvekili arkadaşımız televizyon programına katılıyor, bir siyasi eleştiri getiriyor ilgili kanala ceza geliyor. Bir demeç o kurumu engelleyecek, baskıyı artıracak bir konu haline getirilemez ama artık sıklıkla karşılaştığımız bir örnek. Tablo bu, böyle seçime gidiyoruz.”
“CUMHUR İTTİFAKI MUHALEFETİ YANLIŞ YAPMAYA İTMEK İSTİYOR”
“Tayyip Erdoğan’ın tek marifeti bozmak, karşısında oluşan ittifak bozmak gibi bir siyasi geçmişi var. An itibarıyla da başka türlü kazanamayacağını görmüş durumda. Bütün hesaplarını karşısında biriken, büyüyen toplumsal muhalefeti, onun siyasi temsilcileri aracılığıyla parçalamaya yönelik. Zaman zaman altılı masanın içine dönük zaman zaman, altılı masa ile Emek ve Özgürlük İttifakı arasında olmayan bir ilişkiyi varmış gibi göstererek gerilimler yaratma, olağan koşullarda yaratılan bağları da ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Bizim değerlendirmemiz an itibarıyla Cumhur İttifakı’nın kazanma şansı yoktur. Muhalefeti yanlış yapmaya, başarısızlığa itmek istiyor. Tüm siyasi muhataplarımızı da bu konuda uyarıyoruz. Muhalif saflar içerisinde sen ben kavgası yapacak, birbirimizle mücadele yapacak; kişisel, kurumsal, partisel çıkarlarımızı memleket meselesinin önüne koyacak zaman değil.”
“ORTAK ADAYDAN YANA BİR TAVRIMIZ VAR”
"Emek ve Özgürlük İttifakı, mevcut iki ittifaktan -Millet ve Cumhur- esas olarak bir noktada farklılaşıyor. Bu sadece seçim ittifakı değil, bu esas olarak bir mücadele ittifakıdır. Dolayısıyla seçimden önceki süreç bizim için önemlidir. Emek ve Özgürlük İttifakı, sadece cumhurbaşkanı seçimlerinde atacağımız ortak adım, sadece genel seçimlerde alacağımız ortak tavır ile sınırlandırılamaz. Daha geniş bir perspektife sahibiz. Ve seçim sonrasında da Emek ve Özgürlük İttifakına ihtiyaç olacak.
Perşembe günü Emek ve Özgürlük İttifakı'nın bütün bileşenleri olarak bir toplantı gerçekleştirdik. Her siyasi parti kendi yaklaşımını ortaya koydu. O değerlendirmelerin bir ürünü de cuma günü basınla paylaştığımız açıklamada vardı. Cumhurbaşkanı seçimlerinde kendi adayımızı çıkarmayı da gözettiğiniz toplantıda ağırlık eğiliminizin ortak adaydan yana olduğunu söyledik. Bu masada ortaklaştığımız görüştü. Tam olarak metinde böyle yazdık.
Daha sonraki gelişmeler bizim açımızdan meşrudur. Her siyasi parti kendi hazırlıklarını kamuoyu paylaşabilir, net olarak bütün ayrıntılarıyla bağlanmamış bir konuda çeşitli eğilimlerin kendini ifade etmesi doğaldır.
Bizim halkı çaresiz bırakmamak üzere ortak adaydan yana bir tavrımız var. 15 Ocak’ta Kartal’da bir miting gerçekleştireceğiz, Emek ve Özgürlük İttifakı sahaya çıkacak, ondan sonra oturacağız hem HDP’li arkadaşlarımızla hem ittifak güçleriyle bir değerlendirme yapacağız, umarım ortaklaşırız.”
“YÜZDE 15’İ YOK SAYMAYI ADAY BELİRLEYENLERE SORMAK GEREKİYOR”
"Birinci olarak, tek adam rejimine son vereceğiz. İkinci olarak Cumhur İttifakı parlamentoda azınlığa düşecek. Cumhur İttifakı toplumda azınlık, parlamentoda çoğunluk.
Bizim açımızdan doğru olan ortak adaydır. Ama henüz bize bir aday önerilmemişken, daha önce Ekmeleddin İhsanoğlu gibi bir örnek önümüzde duruyorken bizim tümüyle bekleyiş içerisinde olmamız kabul edilebilir bir şey değil. Evet biz isim tartışması yapmıyoruz ama çok konuşulduğu için söyleyelim. Örneğin Kemal Bey CHP adayı olarak çıkarsa bizim ona yaklaşımımız farklı olur, altılı masa adayı olarak, başka bir programla çıkarsa ona dair de bir yaklaşımımız olur.
Dolayısıyla bu aday konusunda sorunun muhatabı HDP veya Emek Özgürlük İttifakı değil, bizzat altılı masanın birleşenleridir, liderleridir. Yüzde 15’lik oyu konsolide eden bir yapıyı görmezden gelme meselesini bence aday belirleyen yapıya sormak gerekiyor. Kimsenin bu ülkede yaşayanların hayatına dair kumar oynama lüksü yok.”
“SEÇİM GÜVENLİĞİ KONUSUNDA ORTAKLAŞMALIYIZ”
“Tayyip Erdoğan o koltuğu kaybetmemek için her şeyi yenileceğini yapar. Kaybettiği seçimleri tekrar kazanabilmek için her şeyi yaptı zaten, 7 Haziran-1 Kasım arasını hepimiz hatırlıyoruz. Mühürsüz oyların geçersiz sayıldığını hepimiz hatırlıyoruz, İBB seçimlerini kaybettikten sonra yaptıklarını hatırlıyoruz. O yüzden bu iktidar onu yapar mı bunu yapar mı diye konuşmanın manası yok. Bu iktidar her şeyi yapar, bizim aklımıza gelmeyecek kötülükleri bile yapar.
Diyelim ki aday konusunda anlaşamadık, seçim tarihinde anlaşamadık ama mutlaka seçim güvenliği konusunda anlaşmamız lazım. Muhalefet bu halka asgari düzeyde bir umut, heyecan vermek istiyorsa, en azından seçim güvenliği konusunda ortaklaşmalıdır. Seçim güvenliğinden kastım seçim tarihi açıklandıktan sonra sonuçlarının açıkladığı güne kadar ve ondan son da halkın oy verme hakkının korunmasıdır. Bunu hep birlikte sağlanmamız lazım.” (İstanbul/EVRENSEL)