10 Ocak 2023 14:11
Son Güncellenme Tarihi: 10 Ocak 2023 15:10

Kılıçdaroğlu'ndan HDP açıklaması: Parti kapatıp Hazine yardımını kesmek gibi uygulamaları kabul etmiyoruz

Kemal Kılıçdaroğlu, "Demokrasi vazgeçilmezimizdir. O nedenle partileri kapatıp Hazine yardımını kesmek gibi demokrasi dışı uygulamaları asla kabul etmiyoruz, doğru da bulmuyoruz" dedi.

Fotoğraf: TBMM

Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. HDP'nin Hazine yardımı bulunan hesaplarına bloke konulmasını ve partiye yönelik kapatma davasını değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Demokrasi vazgeçilmezimizdir. O nedenle partileri kapatıp Hazine yardımını kesmek gibi demokrasi dışı uygulamaları asla kabul etmiyoruz doğru da bulmuyoruz" dedi.

"Kalemini satmayan yürekli gazetecilerin 10 Ocak Gazeteciler Günü kutlu olsun" diyen Kılıçdaroğlu, gazetemiz Evrensel'in ilan ve reklam hakkının hukuksuzca gasbedilmesine de tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Evrensel Gazetesi'ne ilan vermiyorlar. RTÜK gibi Basın İlan Kurumu gibi kendilerinin infaz kurumları var. Bunları da yeniden düzenleyeceğiz. Ahlakı, adaleti egemen kılacağız. Yeni Asya Gazetesi'ne ilan verilmeyen süre 3 yılı aştı" dedi.

Toplantının açılış konuşmasını yapan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Kılıçdaroğlu'nu, "Muhalefetteyken taşerona kadro verebilen, muhalefetteyken emekliye iki maaş ikramiye verebilen, muhalefetteyken EYT sorununu çözen Bay Kemal’i iktidar yürüyüşünde saygı ile selamlıyoruz" sözleriyle kürsüye davet etti.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"YAŞASIN DEMOKRASİ"

"CHP olarak demokrasiye inanıyoruz. Olmazsa olmazımızdır. Yeni bir yüzyıla güzelce, gülümseyerek, huzur içinde girmeliyiz. Önümüzdeki seçimler bu bağlamda önemli. Siyasi partilerin kapatılması askeri dönemlere ait bir gelenektir. Demokrasilerde siyasi partiler kapatılmaz. Hangi siyasi partinin iktidar olacağına egemen güçler değil 85 milyon karar verecektir. Demokrasi vazgeçilmezimizdir. O nedenle partileri kapatıp Hazine yardımını kesmek gibi demokrasi dışı uygulamaları asla kabul etmiyoruz doğru da bulmuyoruz. Hep beraber, yaşasın demokrasi, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti diyoruz."

"DOKUNULMAZLIKLARLA TEHDİT EDECEKLERİNİ SANIYORLAR, KORKMUYORUZ"

"Öyle bir noktaya geldik ki tehdit ediyorlar, dokunulmazlıklarınızı kaldırırız diyorlar. Ali Mahir Başarır CHP'li, Lütfü Türkkan İYİ Partili. Dokunulmazlıklarını kaldırmak için komisyonu topluyorlar. Açıkça söylüyorum, bizim, CHP'li vekillerin, ben dahil dokunulmazlıklarını kaldırmazsanız namertsiniz. Biz kul hakkı yemedik ki korkalım. Düşüncelerimizden ötürü mü yargılamak istiyorsunuz, yargılayın. Yolsuzluk yapmadık ki korkalım. Sizler gibi değiliz. Sizlere de benzemek istemiyoruz. Biz alnı ak, tertemiz annemizin sütünü içtik. Bizi dokunulmazlıklarla tehdit edeceklerini sanıyorlar, parlamentonun geleneklerini ayaklar altına alıyorlar, korkmuyoruz, korkmayacağız, inandığımız yolda kararlılıkla yürüyeceğiz."

"KALEMİNİ SATMAYAN GAZETECİLERİN 10 OCAK GAZETECİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN"

"Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Öncelikle kalemini satmayan, haber peşinde koşan, öğrendiği haberi doğrulatan, sonra bunu haberleştiren namuslu bütün gazetecilere hepimizin şükran borcu var. Biz olayların perde arkasını çoğu zaman onlardan öğreniyoruz. Onurlu bir gazeteci asla kalemini satmaz. Baskıyla karşılaştığında da ürkmez.

Ocak ayının gazeteciliğimiz açısından büyük acılar barındırdığını bilmenizi isterim. Metin Göktepe, Uğur Mumcu, Ahmet Temel Kışlalı, Hrant Dink onlardan biriydi. Bu gazetecilerimiz ocak ayında vuruldular, katledildiler. Ocak ayının demokrasi tarihimiz açısından da medya tarihi açısından da özel bir önemi var.

Basın özgürlüğünün olmadığını biliyoruz, sansür uygulandığını biliyoruz, doğru haberlere yasak getirildiğini biliyoruz; kalemini satan ama kendilerine gazeteci diyenleri de biliyoruz, televizyonlara çıkıp AKP adına konuşan, düşüncesini satan, aklını saraya kiralayan sözde gazetecileri de biliyoruz. Bu ülkeye demokrasi geldiğinde zaten onlar bir daha televizyonlara çıkamayacaktır, kalemini satamayacaktır. Kalemini satmayan yürekli gazetecilerin 10 Ocak Gazeteciler Günü kutlu olsun." 

"EVRENSEL'E İLAN VERMİYORLAR, RTÜK GİBİ BİK GİBİ İNFAZ KURUMLARI VAR"

"Evrensel Gazetesi'ne ilan vermiyorlar. RTÜK gibi Basın İlan Kurumu gibi kendilerinin infaz kurumları var. Bunları da yeniden düzenleyeceğiz. Ahlakı, adaleti egemen kılacağız. Evrensel'e, Yeni Asya gazetelerine ilan verilmiyor. Yeni Asya Gazetesi'ne ilan verilmeyen süre 3 yılı aştı. Akıl var mantık var! Bunların tamamını değiştireceğiz. Hiç kimse endişe etmesin, bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz."

"SARAY VE ŞÜREKASINI BU ÜLKEDEN TEMİZLEYİP ATACAĞIZ"

"Sandığa gittiğimiz zaman demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından yana, haksızlıklara karşı adaleti savunan bir anlayışla oyunuzu kullanacağız. Böylelikle saray ve şürekasını artık bu ülkeden temizleyip atacağız.

Eğer hakim, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar vermiyorsa orada adalet yoktu. Eğer hakim dediğiniz kişi koltuğunda oturup saraydan gelen talimatı bekliyorsa o iradesini ipotek aldırmış bir kişidir. O kişiden adalet beklenmez. Sarayın sofrasına oturan hakimin kararından bir hayır gelmez."

"EN DÜŞÜK EMEKLİ AYLIĞI ASGARİ ÜCRETE YÜKSELTİLSİN DİYE ÖNERGE VERDİK, REDDETTİLER"

"Şimdi bazı rakamlar vereceğiz. Bu rakamlar baskı altında tutulan TÜİK'in rakamları: Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak seçildiğinde kişi başına gelir 12 bin 582 dolardı. Bugün 2022’de kişi başına gelir 9 bin 485 dolara düştü. Yani her bir kişiden 3 bin 97 dolar çalındı. Kim indirdi? Bu soruyu sormazsınız çocuklarınızın hakkını savunamazsınız, bayrağınızın hakkını savunamazsınız. Bu olayı kim çıkardı ve milletin başına bela etti? Yoksulluğun derinleşmesi, kaynakların beşli çetelere aktarılmasının nedeni budur.

Geçen hafta en düşük emekli aylığı asgari ücret rakamına yükseltilsin diye önerge verdik. AKP ve MHP’li milletvekilleri reddetti. Emekliye ne veriyorsun? Asgari ücreti bile çok görüyorsun! Vatandaşa soruyorlar siz milletvekili olsaydınız CHP’nin bu kanun teklifi görüşüldüğünde ne oy kullanırdınız diye, kabul oyu verirdim diyenlerin oranı yüzde 83,3. AKP'li seçmene soruyorlar, yüzde 72,4. MHP'li seçmene soruyorlar, yüzde 74,5 evet oyu verirdik diyor. Bu, CHP’nin parlamentoda toplumun yakıcı sorunlarına ne kadar akılcı yaklaştığını gösteriyor."

"ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜN GÖSTERGESİ: BENİ SİYASAL OLARAK ELEŞTİRİRLEN KENDİSİNİ ASKERLERE ALKIŞLATIR OLDU"

"Malum, Beyefendi tank palet fabrikasına gitti, bir sürü laf etti. Erdoğan yine bildiğimiz Erdoğan. Sürekli küfür, iftira… Atmaktan da çekinmiyor zaten. Çünkü cumhurbaşkanlığının ne olduğunu bilmiyor, o makamın ne kadar önemli olduğunun farkında bile değil. Mahalle kabadayısı gibi o makama oturulmaz. O makama küfür etmek, iftira atmak yakışmaz. Ama Erdoğan yine bildiğimiz Erdoğan. Öyle bir noktaya geldi ki zavallı kendi trolü oldu. Ama devleti ne kadar çürüttüğünün bir göstergesi de dün yaşandı. Yalan, dolan iftiralarını alkışlayan kurmay askerler…

Şimdi iki şeye halkımızın dikkatini çekmek isterim; birincisi biz CHP olarak bize düşeni cesurca yaptık. Kan kusup kızılcık şerbeti içtik ama değişmeyi bildik ve başardık. Her değişim önce içeriden başlar, sonra dışarıya taşar. İç reformlarımızı yapmayı başardık. Önce biz özgürleştik sonra da özgürlükçü olduk. Kolay olmadı bu dostlar, her taraftan şikayetler geldi. İnanın hiç kolay olmadı ama önemli olan zoru başarmaktı ve biz zoru başardık. Şimdi CHP gerçek anlamda halkın partisidir. Biz böyle yaptık. Statükoyu bıraktık, değişimden yana olduk, özgürlüğü savunduk, bize oy vermeyen kişileri haksızlığa uğradığında onların yanında olduk, onlarla kucaklaştık. Geçmişteki bütün olayları aklı başında hepimiz bir şekliyle analiz ettik.

Peki Erdoğan ne yaptı? Dün eleştirdiği her şeye şimdi bizzat kendisi dönüştü. Korkunç bir tiran oldu. Militarizmin savunucusu oldu. Artık statükocu söylemlerden öteye gitmiyor onun söylemleri. Korkunç yapılarla hizalandı. Değişimin önüne büyük bir engel olarak çıktı. Öyle bir sistem kurdu ki. Dün beni siyasal olarak eleştirirken askerlere kendisini alkışlatır oldu. Askerlerin alkışlaması inanın şahsen hiç umurumda değil ama devlet açısında büyük bir çürümüşlüğün göstergedir. Askerin beni alkışlamasını asla istemem, böyle bir niyetim de yoktur. Ama yalan dolan söyleyeni eğer asker alkışlıyorsa, devletin çürüdüğünü orada görüyoruz."

"KOMUTA KADEMESİ HADDİNİ BİLSİN, SİYASET ASKERİN İŞİ DEĞİLDİR"

"Etrafınıza, siyaset koridorlarında kariyer devşiren askerler koyarsanız, elinizde bol yıldızlı, bol apoletli orta doğu üniformaları kalır. Unutmayın ki bol bol apoletli orta doğu askerleri savaşlardan cephelerden kaçtılar. Kariyerist kafadan asla ama asla hayır gelmez. Onun için komuta kademesi haddini bilsin. Siyaset askerin işi değildir. Siyaset askerin işi değildir, herkes haddini bilecek. Siyaset mi yapmak istiyorlar, çıkarsınlar o kutsal üniformayı, hizalansınlar Erdoğan’ın yanına. Perinçek’e de takılsınlar. Erdoğan artık o dünyaların adamı. Beraber olsunlar.

Biz değiştik, biz halkın partisiyiz. Biz hangi yanlışları terk ettiysek artık Saray artık tam odur. Statükocu, antireformcu, antiözgürlükçü Kenan Evren kafasına geldiler bunların tamamı, Kenan Evren'in hizasındalar."

"BAĞIR BAHÇELİ BAĞIR, DAHA ÇOK BAĞIRIRSIN"

"Bahçeli bugün çıkmış bağırıyor. Bağır Bahçeli bağır, daha çok bağırırsın. Sinan Ateş bizim de evladımızdır. CHP'de ülkücü arkadaşlarımız var. Sinan Ateş onların da yol arkadaşı. CHP rahmetlinin, şehidin hakkını savunacaktır. Bu benim CHP ülkücülerine karşı sorumluluğumdur. Madem bu kadar bağırıyor çağırıyor, o zaman daha açık ve net konuşayım: Yanında cinayete azmettiricileri barındırıyorsun, teslim edeceksin. Mafyayla fotoğraf vere vere yanındaki gençlere yanlış mesajlar verdin, onlar da mafyacılık oynadı. Bir şehit var ortada, bu kan yerde kalmayacak. Kapısına gelen polislere hakaret eden azmettiricileri teslim edeceksin. Çık istediğin kadar bağır. Biz Sinan'ın kızlarına adaleti mutlaka getireceğiz. Bahçeli şunu bilsin, Tank Palet'i Katarlılara teslim ettiniz, biz onu alacağız, şanlı ordumuza teslim edeceğiz. Askeri hastanemizi teslim edeceğiz. Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırdılar, onun bulunduğu toprak bizim toprağımız, toprağımızdan kaçılar, bayrağımızı indirdiler. O Süleyman Şah Türbesini toprağımıza götüreceğiz. Hangi yabancı askerleri davet edeceksiniz? Vatanseverlikse vatanseveriz. Erdoğan ile Bahçeli çatlayacak. Çatlasınlar. Ne yapalım."

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Sinan Ateş cinayetiyle ilgili "Bahçeli, ne zamana kadar susacaksın? Mafyalarla fotoğraflar çekmeye devam edersen, yanındaki çocuklar da mafyacılık oynamaya başlar. Teslim edeceksin yanındaki çocukları, 3-5 torbacı ile geçiştiremezsin" demişti. Bahçeli, ise bugünkü konuşmasında "Kılıçdaroğlu yüreğin varsa buraya gel, tek bir evladımı al da senin ciğerinin kaç okka ettiğini göreyim" yanıtını vermişti. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Adnan Özyalçıner’in Türkçesiyle Dede Korkut

SONRAKİ HABER

‘Oğlumdan harçlık alarak iş aramaya çıktım’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa