TTB Merkez Konseyi üyelerine yönelik 'görevden alma' davası 8 Şubat'a ertelendi
TTB Merkez Konseyi üyelerine yönelik "görevden alma" davası 8 Şubat'a ertelendi. Dava dosyasında gizlilik kararı bulunurken, soruşturma savcısı da duruşmaya katılmadı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerine yönelik "görevden alma" davasının ilk duruşması bugün görüldü. TTB avukatları reddi hakim talebinde bulunurken, hakim duruşmayı 8 Şubat saat 14.30'a erteledi. Dava öncesi adliye önünde yapılan basın açıklamasında konuşan TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, “Hekimlik mesleğinin toplumsal sorumluluğunu omuzlarında hisseden TTB’nin örgütsel bütünlüğü, dün susmadı bugün de susmayacaktır” dedi.
TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın tutuklanmasının ardından bir soruşturma da tabip örgütünün merkez konseyine açılmıştı. Ayrıca soruşturma dosyasında gizlilik kararı verilmişti.
11 kişiden oluşan TTB Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınması istenen davanın ilk duruşması, Ankara Dışkapı Adliyesi 31. Asliye Mahkemesi'nin 15 kişilik salonunda görüldü.
Duruşmaya sanıkların haricinde; Dünya Tabipler Birliği Başkanı, Tıp Öğrencileri Kolu (TÖK) üyesi öğrenciler, KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, Mersin Tabip Odası Başkanı Nasır Nesanır ve eski tabip odaları başkanları da katıldı.
"SAVCI 'BEN DAVANAMEYİ DÜZENLEDİM' DEYİP ÇEKİLEMEZ"
Duruşmada söz alan TTB Avukatı, "Geçmişten beri ülke tarihinde yer tutan davalardan biri. Bu önemin farkında olarak usul hukukunu konuşmamız gerekiyor. Usul hukuku adaletin tecelli etmesinin aracı. Sayın savcıdan beklerdik ki usule uygun olsaydı keşke bu davaname. Sonuçta savcı hızla bir davaname hazırladı ve buraya gönderdi. Savcı ben davanameyi düzenledim deyip çekilemez. Sayın savcının burada olmaması gerekçesiyle biz bu davayı takip etmiyoruz diyoruz" diye konuştu.
Hakim avukatın bu sözleri üzerine, "İşlemden kaldırıp kaldırmamaya şuan karar vermiyorum" dedi.
Ardından TTB adına Av. Leyla Verda Ersoy söz aldı. Dava şartlarını taşımadığı gerekçesiyle davanın reddinin gerektiğini söyleyen Ersoy, "Bu davaname hazırlanırken taraf sıfatını belirterek davanamenin hazırlanması gerekirdi. Bu da yok. Bütün bu işlemlerin isim belirterek yapılması gerekirdi. Zaten davaname doğru düzenlenmiş olsaydı Fadime Şebnem Korur'u (Tutuklu bulunan TTB Başkanı) davanamede ayrı olarak göstermezdi. Başkanlık görevinden alma talebi bu anlamda yersiz bir talep. Merkez Konseyi üyelerinin tespitini yapmadan bu davanamenin usülden reddi gereklidir" ifadelerini kullandı.
Av. Ersoy konuşmasının devamında "Siz şu an Merkez Konseyi üyelerinin bir tespitini yapmadınız. Dosyada kimler var belli değil. Görevine son verilen kişilerin kim olduğu belli değil, bu anlamda hukuka aykırılık teşkil edecektir" derken hakim "Bir engel yok devam edelim" diye karşılık verdi.
SAVCI DURUŞMAYA BİLE KATILMADI
Bu sözler üzerine Ersoy, "Bunu düzeltmeden devam edemeyiz. Çünkü bu isimler buraya TC kimlik numarası yazılmadı usule bağlı değil" diye konuştu.
Duruşmada söz alan TTB avukatlarından Özgür Erbaş da "Davaname vaka ile delilleri göstermiyor. Bu süre verilerek tamamlanacak bir eksiklik değil. Davaname metninin içeriğinde hukuki sebep yok, delil yok, davanameyi yazan savcı bey. Onlar hukuken yanlış yapamazlar. Biz bu yüzden bunu tamamlayamayız da" diye konuştu.
Asli hukukun taraflarının birbirine denk olması gerktiğini belirten Erbaş savcının duruşmada bile olmadığına vurgu yaptı.
Daha sonra TTB adına savunma yapan Av. Hülya Yıldırım: “Tüm dünyanın gözü burada. Dünya tabipler birliği ile Avrupa hekimler daimi komitesinin daha önce yayımladığı beyanı açıklamak istiyorum” diyerek TTB’nin özerkliğine ilişkin açıklama yaptı. Yıldırım, "Bu dava usul ve esasa bağlı olarak düşmelidir" dedi.
"BU İLK GÖREVDEN ALMA DAVASI DEĞİL"
Yine TTB avukatlarından Av. Meriç Eyüpoğlu ise şu ifadeleri kullandı: "Bu davanın başladığı andan itibaren hiçbir gerekçe belirtmeksizin her şeyi gerekçesiz reddediyorsunuz. Biz tuhaf bir şey yaşıyoruz, iddianameyi yazan savcı uygun gördüm diyerek sürekli yeni belge gönderiyor. Bu hangi dava şekline uyuyor? Bu davanın bütün usulü tartışmalarını reddediyorum demek olmaz. Neden gerekçeleri reddediyorsunuz belli değil. Ben kendi adıma bu davada neden bütün gerekçeleri reddediyorsunuz anlamadım. Bu ilk TTB MK görevden alma davası değil, siz ilk kez görüyor olabilirsin, ancak bu ilk değil. Hangi dönemde kimi görevden alıcakları belli değil. Bu işin hakkı bu davayı reddetmek. Her şey bir tarafa adil yargılanma hakkını yok sayan bir yargılamayı yapmayın. Duruşma salonu çok küçük, kapı açık sürekli dışarıya uyarı yapılıyor 'susun' diye. Kapıyı da kapatamadılar çünkü içerisi tıklım tıklım"
Av. Özgür Erbaş tekrar söz alarak, "Bizim belirtmeye çalıştığımız şey sizin tarafsız olmanız. Bizce siz bu davayı takip etmeyin" diye konuştu ve avukatlar reddi hakim talebinde bulundu.
Av. Eyüpoğlu da "AYM ve AİHM'de belirtildiği gibi sözde adalet yetmez gözde adalet gerekir. Bundan hareketle siz hakimin tarafsızlığınıza inanmıyoruz" dedi.
Hakim duruşmayı 8 Şubat saat 14.30'a erteledi.
DAVA ÖNCESİ ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA: "TTB SUSMADI SUSMAYACAK"
Duruşma öncesi adliye önünde yapılan basın açıklamasında konuşan TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklu olduğunu belirterek, “Bununla kalınmamış, seçimle göreve gelen Merkez Konseyi’nin amaç dışı faaliyet göstermesi iddiasıyla görevden alınması için dava açılmıştır. Yetmemiş anayasal koruma altında olmasına rağmen TTB için yasa değişikliği gündeme getirilmiştir. Bunlar da az gelmiş olacak ki bir de Merkez Konseyi’nin tüm üyeleri hakkında asılsız iddialarla soruşturma başlatıldığı bilgisi alınmıştır. Bunun yalnızca TTB ile de sınırlı olmadığı açıktır. İktidarın sorunu seçilmişlerle, demokratik aygıtlarladır. İktidarların, istedikleri gibi hareket etmediğinde seçilmişler yerine atanmışları koyması, demokrasilerin değil otoriter yönetimlerin uygulamalarıdır” dedi.
“Amaç dışı faaliyet” gerekçesiyle TTB Merkez Konseyi’ne dönük asılsız suçlamalarla açılan davanın ilk duruşması için toplandıklarını dile getiren Bulut, bugüne kadar yaptıkları ve yapacakları faaliyetlerin bir kısmını şöyle aktardı: “Mesleki bağımsızlığımız ve özerkliğimizin gasp edilmesine sessiz kalmayacağız, Sağlık hizmetlerinin ticarileşmesine, özelleştirilmesine karşı çıkacağız, hekimlerin ekonomik ve özlük haklarına her zaman sahip çıkacağız, 5 dakikada bir muayenenin hasta ve hekim haklarına karşı olduğu anlatacağız, aylar sonraya verilen muayene, tetkik ve ameliyat randevularına karşı söz söylemeye devam edeceğiz...”
Bu faaliyetlerin hiçbirinin ne suç ne de amaç dışı faaliyet olduğunu vurgulayan Bulut, “Hekimlik mesleğinin toplumsal sorumluluğunu omuzlarında hisseden TTB’nin örgütsel bütünlüğü, dün susmadı bugün de susmayacaktır” dedi.
Açıklamaya CHP, HDP, Emek Partisi, Sol Partinin yanı sıra sendikalar ve meslek odaları gibi birçok kurum destek verdi. Desteğe gelenler şu açıklamalarda bulundu:
Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Gürkan Altun: Karar ne olursa olsun umutla buradan ayrılacağız. Muhakkak bu iddianameyi edinin, böyle bir usul katliamı olamaz. İçerikten zaten yoksun. Hukuka uygun değil bari usule uygun olsaydı! İçeriğinde merkez konseyi aleyhine tek bir delil, argüman yokken sonuç kısmında görevden alınması ne demek?
TMMOB Başkanı Emin Koramaz: TTB üzerine oynanan algı operasyonlarını bir kez daha kanamak istiyorum. TTB de tıpkı TMMOB gibi kamu kuruluşu niteliğindedir. Anayasaya göre ve kuruluş yasasına göre meslek alanlarımıza ilişkin politikaları meslek süzgecinden geçirip, halk yararına gerekli çalışmaları yürütmektedir. TTB yıllardır halkın sağlığı için fedakarca mücadele etmektedir. Bu ülkenin aslında TTB’ye çok büyük bir borcu vardır.
KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil: İktidar seçim dönemi yaklaşırken bize geri adım attırmayı amaçlıyor ama geri adım atmayacağız. Bu ülkede demokrasi ve adalet mücadelesine dair kimse geri adım atmayacak. Çünkü bizler onurlu bir geleceği geri bırakmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün: DİSK’li işçiler olarak hekimlerinizin yanındayız. Susmuyoruz, korkmuyoruz, hiç bir yere gitmiyoruz.
CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker: TTB anayasal bir kurum. Görev ve sorumluluklarını anayasadan alıyor. Onlar sağlığın kaynağının müteahhitlere aktarılmaması için mücadele diyorlar. Şebnem hoca, mesleği gereği yapmış olduğu açıklama gerekçe gösterilerek cezalandırılmaya çalışılıyor.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş: Biz HDP olarak baştan beri hem TTB’nin hem de Şebnem hocanın yanındayız. Ne özgürlüğümüzden ne de sağlık hakkından tasarruf edilmesine izin vermeyeceğiz. TTB Türkiye toplumunun onurudur. (Ankara/EVRENSEL)