Doğa talanına karşı belgesel: "Dağ Keçileri Yaşasın"
“Dağ Keçileri Yaşasın” belgeselini, yönetmen Özkan Ulucan ile konuştuk. Ulucan, “Doğa için elimizdeki tüm araçlarla mücadele etmeliyiz” çağrısında bulundu.
Fotoğraf, Özkan Ulucan'un kişisel arşivinden alınmıştır.
Serpil BERK
Dersim
Dersim coğrafyasının kutsalları olarak adlandırılan dağ keçileri başta olmak üzere tüm canlıların yaşam hakkını savunmak adına yönetmen Özkan Ulucan ve gazeteci Sevim Kahraman, “Dağ Keçileri Yaşasın” adlı bir belgesel hazırladı. Belgeselin ilk gösterimi Dersim Belediyesinin konferans salonunda yapıldı. Belgesele dair yönetmen Özkan Ulucan ile sohbet ettik. “Belgesel, avcılığı engellediği oranda amacına ulaşır” diyen Ulucan, “Doğa için elimizdeki tüm araçlarla mücadele etmeliyiz” çağrısında bulunuyor.
"TÜM CANLILARIN YAŞAM HAKKI İÇİN"
Belgeseli hazırlama fikrinin çıkış noktalarına değinen Ulucan, “Dersim coğrafyasının gerek faunası, yani bu coğrafyaya özgü hayvan türleri, gerekse de florası endemik bitki türleri açısından ekolojide önemli yerde durduğunu düşünüyorum. Dağ keçilerinin Dersim Alevi kültürü içinde kutsal oluşu belgeselin çıkış noktasını oluşturdu. Fakat bu canlılara yönelik yasal ve yasa dışı avcılık ise ikinci çıkış noktamızı oluşturdu. Genel olarak bütün canlıların yaşama hakkını savunduğumuzdan dolayı, belgeselimizi dağ keçileri üzerine yaptık” dedi.
ORTA YAŞTAN DENEYİM AKTARIMIYLA
Özellikle orta yaş ve yaşlı kesimin konuya daha duyarlı olmasını deneyim aktarımı olarak gören Ulucan, “Belli yaşın üzerinde olanların anlatımları, bir deneyimin örneklerini oluşturmakta. Örneğin dağ keçilerinin neden kutsal olduklarını yaşlılardan dinliyoruz. Bir avcının pişmanlığı gençliğinde değil de kendisi ile yüzleşme zamanı olan yaşlılıkta ortaya çıkıyor. Doğa için mücadele edenler, bu tecrübeyi kendilerinden sonra gelenlere anlatıyorlar” dedi.
Fotoğraf, Özkan Ulucan'un kişisel arşivinden alınmıştır.
"DOĞA TALANINA KARŞI BİRLİKTE MÜCADELE"
Ulucan, doğa talanına dikkat çekerek şunları söyledi: “Başta Dersim coğrafyasında avcılık yasaklanır duruma gelirse, bu durum diğer coğrafyaları da etkilerse bir nevi amacına ulaşmış olur. Yalnızca avcılık yasaklamaları yetmiyor. Halkın, doğada yaratılacak her türlü tahribata hazırlıklı olması gerekiyor. Doğa için ve doğadaki canlılar için mücadele etmeliyiz, dünya sermayesi elindeki bütün alanları tükettikten sonra doğayı talan etme yoluna başvurmuş durumda. Dersim halkı kendi kutsallarına, suyuna, dağlarına sahip çıkmalı. Bunu yapmanın koşulu ise birleşik bir mücadele ile bir araya gelip yaşam hakkımızı, doğamızı savunmamızdan geçiyor.”
