13 Ocak 2023 13:47

Yurttaşlardan ve kurumlardan ortak ses: İzmir’in Çernobil’i şeffaf bir şekilde temizlensin

Gaziemir’deki eski kurşun fabrikası bahçesinde gömülü olan radyoaktif atıklarla ilgili yapılan basın açıklamasında atıkların derhal temizlenmesi ve sürece dair şeffaflık istendi.

Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel

Paylaş

“İzmir’in Çernobil’i” diye adlandırılan Gaziemir’deki eski kurşun fabrikası bahçesinde gömülü olan radyoaktif atıklarla ilgili yapılan basın açıklamasında atıkların derhal temizlenmesi ve bu süreçte kamuoyunun şeffaf bir şekilde bilgilendirilmesi istendi. Basın açıklamasına katılan az sayıda mahalleli ise yıllardır kanserle iç içe yaşadıklarını ve atıkların kaldırılması için ses yükselttiklerinde ise tehdit edildiklerini söylediler.

Aktepe ve Emrez mahallelerinin ortasında yer alan eski kurşun fabrikasının giriş kapısında yapılan basın açıklamasına Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, İBB Başkan Vekili Mustafa Özuslu ile İzmir’deki çevre ve meslek örgütü temsilcileri katıldılar.

BELEDİYE BAŞKANI: ALAN ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE TEMİZLENSİN

Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda yaptığı konuşmada, “İzmir’in merkezinde kalmış, burada yaşayan insanların sağlığını tehdit eden bu bölgenin temizlenmesini için yaklaşık 10 yıllık bir mücadele yürütüyoruz. Atıkların temizlenmesi sürecinin şeffaf bir şekilde yürütülmesini, yüreğimize su serpilmesini istiyoruz. Bu alan temizlensin” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili Mustafa Özuslu ise atıkların temizlenmesi kararının sevindirici olduğunu belirterek, “Geç kalınmış ama doğru bir iştir. Nükleer atıkların buradaki insanların hayatı için nasıl bir tehlike yarattığını ilgili bilim insanları zaten söylüyorlar. Çevreyi, ekolojiyi yok ederek üretmek olmaz. Aslında o tüketmenin hayatı sonuçlandırılmasının ve nihayette indirmenin insan sağlığını hiçe saymanın ta kendisidir” diye konuştu.

“6 ÇEVRE BAKANI DEĞİŞTİ BİR ADIM YOL ALINMADI”

“İzmir’in Çernobil’i Temizlensin Komisyonu” adına hazırlanan ortak basın metnini okuyan İzmir Çevre Mühendisleri Odası önceki dönem başkanı Helil İnay Kınay, İzmir kamuoyunun radyoaktif atıklardan 2012 yılındaki bir gazete haberi ile bilgi sahibi olduğunu belirtti. 1940’lı yıllardan itibaren yaklaşık 70 yıl Gaziemir’de faaliyet gösteren, bir tesisin bahçesinde ülkeye girişi “yasal olmayan” atıkların gömülü olduğunun ortaya çıktığını aktaran Kınay, ilgili kurumların bu durumu 2007 yılında tespit etmesine rağmen gereğini yapmadıklarını söyledi.

“ATIKLAR KİRLETMEYE DEVAM EDİYOR”

Fabrika sahiplerine on yıl önce tarihin en büyük çevre cezasının kesildiğini ve atıkların taşınması için hazırlanan projeye 2017 yılında ÇED olumlu kararı verildiğini dile getiren Kınay, “İzmirlilerin sağlığı için büyük risk oluşturan atıkların alandan uzaklaştırılması ve bertarafı için aradan geçen 5 buçuk yıllık süre içinde hiçbir faaliyete başlanmadı. 2023 yılı itibari ile radyoaktif bulaşıklı, tehlikeli atıklar hala bertaraf edilmedi. Atıklar, toprağı, yer altı sularını, havayı kirletmeye devam ediyor; alanın çevresinde yaşayan yurttaşların, İzmirlilerin ve diğer canlıların sağlıklı yaşamlarını tehlikeye sokuyor” dedi. 2012 yılından bugüne altı Çevre Bakanının görev yaptığını dile getiren Kınay, “İzmir-Gaziemir hala atıklar ve yarattığı kirlilik etkileri ile yaşamaya devam ediyor. Gömülü radyoaktif atıklar 16 yıldır kentin ortasında çevre ve halk sağlığını tehdit ediyor” diye konuştu.

SUÇ İŞLENMEYE DEVAM EDİLİYOR

Mahallelinin avukatı Arif Ali Cangı atıkların temizlenmesi için verilen hukuki mücadeleyi anlattı. Cangı, “Şu anda hukuki bir süreç işlemiyor. Ancak burada kirlilik devam ediyor. Halen en basit anlamıyla çevreyi kirletme suçu işlenmeye devam ediliyor. Diğer yandan tehlikeli atıkların, radyoaktif atıkların yurt dışından getirilmesine ilişkin suçun failleri bulunmuş değil. Bu konuda hiçbir araştırma da yapılmadı” dedi. Atıkların bertarafı işleminin başladığına dair duyumlar aldıklarını kaydeden Cangı şunları söyledi; “Proje nedir? Çevresel etki değerlendirme süreci nedir? Alanda çalışma başlamış. Bu çalışma kimin izniyle başlamış? Şirket buraya gelip kendi kafasına göre işlem yapamaz. İzmirlilere, burada yaşayan insanlara bilgi vermeden bu işi yapamazsınız. Mahalleli iki üç gündür gene genzimiz yanıyor diyorlar. Çünkü için için yanmaya başladı atıklar”.

“BURADA ULUSLARARASI BİR SUÇ VAR”

Alanda birçok ölçüm gerçekleştiren Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü emekli öğretim üyesi Dr. Enver Yaser Küçükgül ortada uluslararası bir suçun olduğunu belirterek, “Dünyada radyoaktif atıkların arıtımı diye bir şey yok. Bugüne kadar Türkiye'de bir atık yönetim politikası yürürlüğe konmamıştır. Türkiye atıklarını yönetemiyor. Halbuki öte yandan dünyanın atıklarını kabul ediyor. Her yıl yirmi, otuz milyon ton hurda metal getiriliyor bu şehrimize, Aliağa'ya. Bunların ne kadarı radyoaktif? Her yıl bir iki milyon ton kapsamında gemi sökülüyor” dedi.

“ÇOCUKLARIMIZ KANSERDEN ÖLDÜ”

Basın açıklamasına katılan az sayıdaki mahalleli ise 1980’lerin başında atık taşıyan kamyonların geldiğini gördüklerini, buna karşı çıkanların ise dayakla ve ölümle tehdit edildiklerini söylediler. Mahalleli kadınlar; “Herkes korku içinde. Tehdit de var rüşvet de var. Yani ben kamyonla gözümle gördüm. Çocuğum için oradan ot kopardım, piknik yaptım. Bebeğim öldü akraba evliliği dediler ama değil. Kimse de bizim yanımızda durmadı. Burada insanlarımız yalnız cahil, giremiyoruz, korkuyoruz,  Gerçekten en azından 40 kişiye gittim gel diye ama korkuyorlar. Korkuyorlar ya eşlerinden korkuyor. Yağmur yağdı, burası kara duman içinde kaldı, kapı pencere açamaz olduk. İtiraz edenlerin çoğu da öldü kanserden. Yani çocuklarımız da hepsi küçücük, küçücük, çocuklar özürlü” diye konuştular.

(İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Haber Sen 6 No’lu Şube: Bankalar kazanırken posta emekçileri kaybediyor

SONRAKİ HABER

Ferhat Tunç’un “Kayıp Şarkılar” albümü yayınlandı 

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa