Psikolog Özgün Ergin: Akran zorbalığını önlemede toplumsal eşitlik ve cinsiyet eşitliği önemli
TPD Etik Kurul Üyesi Özgün Ergin akran zorbalığına karşı yapılması gerekenlerin başında eşitlik fikrinin oluşturulmasının geldiğini söylüyor.
Fotoğraf: DHA
Özlem Songül ABAYOĞLU
İstanbul
Son dönemlerde çocuk ve ergenler arasında akran zorbalığı vakaları daha sık görülür oldu. Okulda, başka sosyal mekanlarda ve sosyal medyada karşılaşılan akran zorbalığı, maruz kalan çocuklar açısından hem bugün hem gelecek için öz güven sorunu ve psikolojik rahatsızlıklar doğurabiliyor. Akran zorbalığını ve etkilerini gazetemize anlatan Türk Psikologlar Derneği (TPD) Etik Kurul Üyesi Özgün Ergin akran zorbalığının neden olduğu travmanın hayatın pek çok noktasında olumsuzluklar yarattığını ifade etti.
Akran zorbalığındaki artış bilimsel çalışmaların sonuçlarına da yansıdı. Türkiye’de ve dünyada akran zorbalığının sebepleri benzer. TPD Üyesi Ergin akran zorbalığı sorununu sosyal medya üzerinden anlatmaya başladı: “İlk olarak sosyal medya kullanımının davranışlarımızda belirleyici bir faktör olduğunu söyleyebiliriz. Sosyal medya sadece çocukların izlediği videolardan oluşmuyor. Milletvekilleri, ünlüler gibi olumsuz örneklerin etkili olduğunu görüyoruz” dedi.
‘Mecliste büyük kavga’, ‘Ünlüler birbirine girdi’ gibi söylemleri örnek gösteren Ergin, “Toplumsal varlıklar olduğumuz için davranışları model alıyoruz ve nerede nasıl davranacağımıza bir başka davranış üzerinden bakıyoruz” ifadelerini kullandı.
AİLE İÇİNDE CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN ÖNEMİ BÜYÜK
Davranışın temelinin ailede başladığını vurgulayan Ergin, “Aile içi şiddeti, kadına yönelik şiddeti yok edememiş durumdayız. Aile bireylerinin evde model olması gerekiyor. Evde cinsiyetler arasında söz hakkı ve diğer haklarda eşitlik varsa çocuk bunu okulda ve sosyal yaşamında uygulayabilir ve talep edebilir. Fakat eşitsizlik ailede başlamışsa çocuk bunu normal karşılayacak, eşitlik talep etmeyecek ve bir zorbalık gördüğünde de bununla mücadele etmeyecek” uyarısında bulundu.
Akran zorbalığına karşı devletin de sorumluluk alması gerektiğini söyleyen Ergin “Sadece sınavlara hazırlayan bir eğitim programı bu tip sorunları çözmeye yardımcı olamaz. Müfredatta cinsiyet eşitliği, aile içi şiddet ve buna benzer şekilde davranışa yönelik konular daha çok yer almalı” çağrısında bulundu.
‘TOPLUMSAL EŞİTLİK DÜZENİ SAĞLANMALI’
Ekonomik sorunların da çocuk ve gençleri ‘doğru davranış’tan alıkoyduğunu söyleyen Ergin, “Üniversite okumuş insanların yaşadığı mutsuzluk, mevcut ekonomik şartlar çocukları ideal davranışlardan giderek uzaklaştırmaya başladı. Çünkü bu tip doğru davranışları teşvik edecek bir toplumsal eşitlik düzeni yok. Güçlü olanın diğerlerini ezdiği bir toplumu gören çocuklar bu gücü bir başkası üzerinde kullanmakla beraber bunun normal olduğunu düşünüyor” ifadelerini kullandı.
‘AKRAN ZORBALIĞI FİZİKSEL HASTALIKLARI TETİKLEYEBİLİR’
Akran zorbalığının etkilerine de değinen Ergin, “Akran zorbalığı travma yaratıyor, tüm alanları olumsuz etkiliyor. Üstelik genellikle tek bir seferle de kalmıyor. Süreç halinde ve birbirini tekrar eden davranışlar şeklinde görülüyor” uyarısında bulundu. Zorbalığın çevre tarafından normal karşılanması, zorbalığı yapan kişinin öğretmenden, aileden, arkadaşlardan tepki görmemesinin de zorbalığa maruz kalan çocuğun öz güvenini parçaladığını ifade eden Ergin, kesin olmayan araştırma sonuçlarına göre akran zorbalığının fiziksel hastalıkları tetikleme ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyerek “Fiziksel hastalıklara kesin yol açar diyemesek de genetik olarak yatkın olduğumuz bazı hastalıklar var. Bu hastalıklar herkeste aktifleşmiyor. Psikolojik stres faktörlerinin bu hastalıkların etkin hale gelmesinde önemli bir rolü var. Kişide fiziksel hastalıkların tetikleyicisi olan etkileri de görülebiliyor” ifadelerini kullandı. Ergin, maruz kalınan zorbalığın boyutu, biçiminin çocukların ileriki yaşlarında kuracakları ilişkilerini, iş yaşamını da etkileyebileceğini söyledi.