HDP, Komisyon'daki anayasa değişikliği görüşmelerine katılmayacak

AKP'nin anayasaya, laikliğe, demokrasiye ve yaşam tarzına yeni darbeler vuracak, başörtüsü ve aileye dair düzenlemeler içeren anayasa değişikliği teklifi, yarın TBMM Anaya Komisyonu'nda ele alınacak. Kadın örgütleri başta olmak üzere, hukukçular ve toplumsal muhalefet, Meclisteki partilere “Bu teklife hayır deyin” çağrısında bulunuyor.

İYİ Parti lideri Meral Akşener, Erdoğan'a "Anayasaysa anayasa, mutabakatsa mutabakat. Biz varız. Eksikleri gideren, özgürlük alanlarını genişleten teklifimiz hazır. Haydi buyurun! Bu konuda kim samimi kim değil tüm Türkiye izlesin" çağrısı yaparak Komisyon çalışmalarına kendi teklifleriyle katılacaklarını açıkladı.

Erdoğan da Akşener'e verdiği yanıtta "Projeniz varsa bize gönderirsiniz, üzerinde çalışır adımı da atarız. Aile bizim kutsalımızdır. Siz, ortağınızla birlikte LGBT'cilerle beraber yürüyebilirsiniz, bizim onlarla işimiz yok" sözlerini sarf etti. 

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Mecliste basın toplantısı düzenledi ve AKP'nin anayasa değişikliği teklifine dair açıklamalarda bulundu. "Anayasayı tanımayanlarla, anayasayı çiğneyenlerle, anayasayı rafa kaldıranlarla anayasa yapılamaz" diyen Beştaş, "Yarın yapılacak Komisyon görüşmelerine HDP olarak katılmama kararını aldık. Bu seçim kampanyasının tarafı olmamaya karar verdik" ifadelerini kullandı.

SÖZLEŞMELİLERE KADRO DÜZENLEMESİNDEKİ ANAYASAYA AYKIRILIKLAR

Konuşmasında "sözleşmelilere kadro" düzenlemesindeki eksikliklere değinen Beştaş, "Kadroya geçirilen emekçilerin belirli bir süre atanamamalarını düzenleyen maddeye 'aile birliği' mazeretinin eklenmesini önemsiyoruz. Her fırsatta aile birliğini önemsediğini iddia eden iktidar, bu konudaki talebimizi reddetmiştir. Ne kadar samimiyetsiz olduklarını bir kez daha test etmiş olduk" dedi.

Kademe ilerleme hakkını oratadan kaldıran maddenin tekliften çıkarılması önerilerinin de reddedildiğini söyleyen Beştaş, "Kadro ilerlemesi haklarının ellerinden alınması anayasaya aykırıdır" diye belirtti. Beştaş, düzenlemedeki ayrımcılığı şu sözlerle eleştirdi:

"Birçok kesim, sözleşmeli emekçi bu kanun teklifinin kapsamı dışında tutuluyor. Şu anda Türkiye’de 90 bin ücretli öğretmene kadro verilmiyor. 200 bin öğretmen açığının olduğunu resmi verilerle de biliyoruz. Neden kadro verilmiyor ücretli öğretmenlere? Sonuna kadar da takipçisi olacağız.

Toplamda 140 bin sözleşmeli personel bu yasanın bu teklifin dışında tutuluyor. PTT’de çalışan sözleşmeliler, HİT personelleri, belediyelerdeki taşeron işçiler… Bu da çok vahim bir durum. Anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Aynı statülerin farklı şekillerde derecelendirilmesi de mevzuata da aykırı."

"SEÇİMLERE BU KADAR KISA SÜRE KALA TEKLİF GELİYOR"

Beştaş, anayasa değişikliğine dair yarın başlayacak Komisyon görüşmeleri için şunları söyledi:

"Anayasanın, hukukun, demokrasinin, hak ve özgürlüklerin askıya alındığı bir ortamda, bugün Cumhurbaşkanı’nın açıklamasından sonra zaten bildiğimiz bir gerçeği söylemiş oldu. Seçim dönemindeyiz ve 14 Mayıs’ta seçim olacak. Düşünün seçimlerin cumhurbaşkanı tarafından açıklandığı gün, bugün 18 Ocak. 19 Ocak’ta Anayasa Komisyonu’na bir teklif geliyor. Herhalde Türkiye tarihinde de araştırmadım ama bildiğim kadarıyla böyle bir durum yoktur. Seçimlere bu kadar kısa bir süre kala Anayasa değişikliğinin ne anlama geldiğini çokça tartışmaya gerek olmasa gerek.

Ülke yoksulluğun açlığın pençesinde çırpınıyor, yaşam savaşı veriliyor. Her alanda büyük bir çöküş yaşıyoruz ama iktidar bloğunun tek gündemi var seçim manevraları, seçim yatırımları, kamuoyunun nasıl manipüle ederiz, nasıl algı yatarız ve kaybettiğimiz oyları nasıl ikame ederiz yaklaşımı. Anayasa değişiklik teklifi de bunlardan bir tanesidir. Bunu böyle okumak gerek.

Açıkçası hak ve özgürlüklerin istismar edildiğini söylemeye bile gerek yok. Sömürüldüğünü bile söylemeye gerek yok. Başörtüsü meselesini bir seçim kampanyasına dönüştürdüler bile. Bu konu etrafında bir kampanya yürütecekler. Toplumu kutuplaştırma ve kendi desteklerini arttırma kampanyasından başka hiçbir şey değil."

"ANAYASA ASKIDA"

"Anayasa askıda. AİHM ve AYM kararları uygulanmıyor. ‘Siz gerekeni yapın, hukuk arkadan gelir’, ‘Bu kararı tanımıyoruz, gereğini yaparız’ diyenler, her gün yargıya talimat veren iktidar ortakları, kesinleşmemiş mahkeme kararları hakkında hüküm kuran, aynı zamanda hiç soruşturma olmadan kayyum atayan bir zihniyet, seçim manevrasıyla anayasa değiştireceğim diyor. 84 milyonun gözünün içine baka baka aklıyla alay etmek istiyor. Ama bu toplum aklıyla alay ettirmeyecek, bu manevralara karnı tok."

"TUTUMUMUZDA KARARILI VE ISRARCIYIZ"

"Bu teklif ilk gündeme geldiğinde ilkesel tutumumuzu ortaya koymuştuk. Hak ve özgürlüklerin bir bütün olarak ele alınması gerektiğini gelen heyetle görüştük. Eşit yurttaşlık hakkının, anadil hakkının ve bütün inançlara özgürlüğün esas alınacağı bir değişikliği gelin konuşalım dedik. Bir madde üzerinden bile bunlar konuşulabilir. Genel yaklaşımımızın bu olduğunu söyledik ve tutumumuzu ortaya koyduk. Buna cevap vermedikleri gibi sonrasında kendi tekliflerini hazırladılar, Anayasa Komisyonu'na sundular. Biz bu konuda bir tutum değişikliği içinde değiliz tutumumuzda kararlı ve ısrarcıyız.

"KAPATMA DAVASI AÇTIRAN, BLOKE KARARI ALDIRAN CUMHUR İTTİFAKI'DIR"

"Bildiğiniz gibi AKP grubunun görüşme teklifine olumlu yanıt vermedik. AKP ve MHP’nin her konuda olduğu bu konuda da samimi, içten ve dürüst olduğu, güven verici olduğunu söyleyemeyiz. Böyle bir samimiyet görmüyoruz, böyle bir dürüstlük görmüyoruz. Daha dün küçük ortak partimizin kapatılması için AYM’ye tehditler savurdu. Düşünün Meclisin üçüncü büyük partisine, dördüncü partisi her gün eriyen, seçim barajının altında kalacağı kesinleşen küçük ortak, partimizin kapatılması için ha bire tehditler savuruyor ve bunu Türkiye yurttaşlarının gözünün içine baka baka yapıyor. Aynı küçük ortak, partimiz hakkında kapatma davası açıklaması için seçim kampanyası gibi bir kampanya yürüttü ve bu kampanya baskısı altında her gün hakaretler, tehditler karşısında AYM’ye bu dava açtırıldı. Kapatma davasını açtıran ve geçenlerde Hazine yardımımız üzerine bloke kararı aldıran da işte AKP ve MHP bloğudur, Cumhur İttifakı’dır. Bizimle yarışmak yerine, hukuku, yargıyı bir araç, bir enstrüman olarak kullanarak, seçimlerde bizimle rekabet etmemeyi, siyasetten tasfiye etmeyi kendilerince önlerine hedef olarak koymuşlar.”

HDP BAŞÖRTÜ GÖRÜŞMELERİNE KATILMAYACAK

"Anayasayı tanımayanlarla, anayasayı çiğneyenlerle, anayasayı rafa kaldıranlarla anayasa yapılamaz. Bu nedenle biz Anayasa Komisyonu görüşmelerine katılmayacağız. Yarın yapılacak olan Komisyon görüşmelerine HDP olarak katılmama kararını aldık. Bu seçim kampanyasının tarafı olmamaya karar verdik.

Biz her türlü ayrımcılığın karşısındayız, temel hak ve özgürlüklerin temini için yeni bir demokratik anayasa yapmak gerektiğini yıllardır söylüyoruz, bu konuda sayısız açıklamamız ve yazılı metinlerimiz mevcut. HDP’nin hem tüzüğü hem ilkeleri hem uygulamaları, mesela konu başörtüsü ya, başörtüsü ile ilgili hiç bir sorunu olmadığını ortaya koyuyor. Her türlü ayrımcılığın karşısındayız ama biz HDP olarak kıllık ve kıyafetin kadın bedeni üzerinde sebep olduğu her türlü egemenlik biçiminin de karşısındayız. Kadınların hakları ve özgürlüğü alanında en çok mücadele yürüten, kurullarında eşitliği sağlayan, eş başkanlık sistemini verdiği yasa teklifi ile Türkiye hukukuna getiren bir parti olarak bu konuda özgüvenimiz tamdır. Asla bir tartışmaya mahal veremeyiz.”

"ŞU ANDA ANAYASASIZ BİR TÜRKİYE VAR"

"Şu anda anayasasız bir Türkiye ver. Tek adamın iki dudağı arasından çıkan her şey kanun hükmünde. Daha dün, İstanbul Sözleşmesi'nden çıktım, tanımıyorum, diyen bir akıl bugün sözde özgürlük, kadın hakları savunuculuğu ya da kıyafet üzerinden bir tartışmayı nasıl samimi bulalım. Zaten şu anda Türkiye kadın hareketi de bu anayasa taslağının bir seçim kampanyası olduğunu haykırıyor. Bu mücadeleyi birlikte yürüteceğiz." (HABER MERKEZİ)