Kemal Kurkut’un ağabeyi Ercan Kurkut: Ülkeye adaletin gelmesini umuyoruz
Mahkemenin cezasızlık kararını değerlendiren Kemal Kurkut’un ağabeyi Ercan Kurkut, “Ülkeye adaletin gelmesini umuyoruz” dedi.
Ercan Kurkut | Fotoğraf: MA
Dilan TEMİZ
Diyarbakır
Diyarbakır’ da 2017 Newroz kutlamaları sırasında Üniversite Öğrencisi Kemal Kurkut’u “Kasten öldürmekten” yargılanan Polis Yakup Şenocak’ın beraat etme kararının Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozulmasının ardından yeniden yargılanması kararı çıktı. İstinaf mahkemesinin “Kurkut’un öldürülmesinde silah kullanma koşullarının oluştuğu” değerlendirmesi yaparak, Şenocak’a verilen beraat kararının kaldırılarak “Ceza verilmesine yer olmadığı”na dair yeni bir hüküm tesis edilmesi yönünde verdiği karar sonrası yeniden başlayan yargılamada, “Şenocak’a ceza verilmesine yer olmadığı” kararı çıktı.
"KARAR, YENİ CİNAYETLERİN HABERCİSİ"
Karara ilişkin konuşan Kemal Kurkut’un ağabeyi Ercan Kurkut, çıkan karardan endişeli olduklarını söyledi. Kurkut, “Bu çıkan karar, bizi üzmekten öte endişelendiriyor, karar yeni cinayetlerin kapısını aralayacağı anlamına geliyor. Bu kadar açık bir biçimde katledilen bir Kürt genci var ve o kadar delile rağmen bu karar veriliyorsa bunun anlamı o. Açıklaması şu; kameralar önünde bir insanı öldürebilirsiniz, ne şekilde isterseniz öldürebilirsiniz, biz size ceza vermeyeceğiz. Söz konusu Kürtler olunca maalesef adaletten bahsedemiyoruz” dedi.
"BARIŞ VE DEMOKRASİ VE ADALETİN OLDUĞU BİR ÜLKE UMUYORUZ"
Adaletin tecelli etmesini beklediklerini söyleyen ağabey Kurkut, “Artık gerçekten bu adaletsizliklerden sıkıldık. Umarız adalet yerini bulur ve artık yeni Kemaller olmaz. Umarız bir an önce ülkeye adalet gelir, demokrasi gelir. Umarız bir an önce insan hakları uygulanır. Katliamların durduğu, barış ve demokrasinin hakim olduğu bir ülke olmasını umuyoruz” şeklinde konuştu.
"İSTİNAF MAHKEMESİ BİR KILIF BULUN DERCESİNE DOSYAYI GERİ GÖNDERDİ"
Kararı değerlendiren Ailenin Avukatı Mehmet Emin Aktar, cinayetin polis Yakup Şenocak tarafından işlendiği mevcut kriminal raporlarda yer almasına rağmen böyle bir karar alındığını belirterek, cezasızlık politikasına vurgu yaptı.
Mehmet Emin Aktar, Kurkut cinayetinin Gazeteci Abdurrahman Gök sayesinde aydınlığa kavuşmuş bir cinayet olduğuna vurgu yaparak, istinaf kararının zorlama bir karar olduğunu söyledi. Aktar, istinaf kararını şöyle değerlendirdi : “Aslında mahkeme ilk kararını verirken oy çokluğuyla ilk kararda ceza verilmesi gerektiği düşünüyordu. Bu açıdan beraat kararını ‘Suçun sanık tarafından işlendiği sabit değildir’i gerekçe göstererek verdi. İstinaf mahkemesi de bu kadar açık bir cinayet varken, bir kılıf bulun dercesine bir hukuka uygunluk sebebi araştırın diyerek dosyayı yerel mahkemeye geri gönderdi. Farklı olan şey bizim dosyaya sunduğumuz raporlar.”
"KRİMİNAL RAPORLARI YOK SAYILDI"
İstinaf kararı sonrası dosyaya sundukları rapora değinen Aktar, bu delile rağmen bu kararın verilmesini cezasızlık politikası ile açıkladı. Aktar, “İstinafın kararı bozmasından sonra yine bir delil çıktı ortaya . Onu dosyaya sunduk. İdare mahkemesine, İçişleri Bakanlığının ve Diyarbakır Valililiğinin incelemesini içeren iki rapor. Raporda cinayet açısından soruşturma yapılmış ve bu konuda alınan kriminal raporlarda da cinayetin sanık tarafından işlendiği ve kasten öldürdüğü açıklığa kavuşmuştu. Ancak yaygın olarak da süren cezasızlık politikası sonucu mahkeme, bu raporları yok sayarak bu kararı verdi” şeklinde konuştu.
"SUÇUN VARLIĞI KABUL EDİLİYOR AMA CEZA VERİLMİYOR"
Bozma kararı öncesi ve sonrası verilen karara değinen Aktar, “ Aslında iki kararda da aslında bir suç varlığı kabul ediliyor. İlk karar, ‘Suç var ama bu sanık işlemedi’ diyor. Bu ikinci kararda da, ‘Bir öldürme suçu var ama kanuna, hukuka uygundur’ diyor. Bugünkü kararda bu cinayete ilişkin ‘Hukuka uygun, çünkü kanun bunu gerektiriyordu ya da yetkili amirin emri vardı. Yani bir amirin emri yerine getirmesi ya da polis silah kullanma yetkisi Türk Ceza Kanunu’nun 24/1 maddesi ile Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu Kanunu’nda (PSVK) hüküm var silah kullanma yetkisine ilişkin ‘Bu hukuka uygunluk sebebidir’ diyor. Fakat iki karar da Burada bir suç var. Burada bir cinayet işlendi ama birinde diyor ki cinayeti işleyen fail bu değil. Bugünkü kararda ise “Evet suçu bu işledi. Ama ben ceza veremiyorum” diyor mahkeme” dedi.
"CEZASIZLIĞA KARŞI KAMUOYUNUN TEPKİSİ ÖNEMLİ"
Cezasızlık politikası sonucu çıkan bu karara karşı kamuoyunun önemine değinen Aktar, şunları söyledi: “Türkiye’de yargı mekanizması ise bu yargı toplumun haklarının güvencesi değil topluma karşı devleti korumanın bir aracı haline dönüştürülmüştür. Mahkeme, normal koşullarda ‘Kasten öldürme’ suçundan sanığı tutuklamalıydı. Karara itiraz edeceğiz. İç hukuk yollarını tükettikten sonra da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yapacağız. Bu tür dosyalarda kamuoyu etkili oluyor. Bu cezasızlığa bu şekilde geri adım attırılabilir. Duruşmada yalnızca iki avukat ve iki gazeteci vardı. Burada desteklenmek çok önemli.”