19 Ocak 2023 11:59
Son Güncellenme Tarihi: 20 Ocak 2023 10:52

Anayasa Komisyonu'nda Anayasa değişikliği teklifi tartışıldı

Meclis Anayasa Komisyonu, AKP'nin laikliğe, demokrasiye ve yaşam tarzına yeni darbeler vuracak anayasa değişikliği teklifini görüşmek üzere toplandı.

Fotoğraf: Mehmet Kaman/AA

Paylaş

Elif TURGUT
İstanbul

Anayasa Komisyonu, AKP’li, MHP’li ve BBP’li 336 vekilin imzası ile sunulan Anayasa değişikliği teklifi gündemiyle AKP Tokat Milletvekili Yusuf Beyazıt başkanlığında toplandı. Bugün Anayasa Komisyonu’nda Anayasa’nın din ve vicdan hürriyetini düzenleyen 24. Maddesi ve eşit bir aile yapısını öngören 41. Maddesinin değiştirilmesi üzerine verilen 3 maddelik teklif tartışıldı. Komisyon maddelerin tek tek görüşülmesi gündemini salı günü saat 15.00’te yapacakları toplantıya erteledi.

HDP, “Anayasa’ya uymayanlarla Anayasa yapılmaz” diyerek komisyona katılmayacaklarını duyurmuş, İYİ Parti ise komisyona katılıp kendi Anayasa değişikliği teklifini sunacaklarını söylemişti. Toplantıda, Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Yargıtay, Danıştay, Yükseköğretim Kurulu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu, Türkiye Barolar Birliği, Memur-Sen, Türk-İş, KADEM'in yanı sıra birçok kamu kurum ve kuruluşun temsilcileri de yer aldı.

“TARTIŞMASIZ HAYIR”

Teklifin TBMM’de kabul edilmesi için 400, referanduma götürülmesi içinse en az 360 milletvekilinin onayını alması gerekiyor. Bu teklif muhalefet milletvekillerinden destekleyen çıkmazsa ne yasalaşabilir ne de referanduma götürülebilir. Anayasa değişikliğinin içeriği ortaya çıktığından itibaren kadın örgütleri, hukukçu grupları laikliğe aykırı, ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren, Medeni hakları gasbeden bu teklifin amasız fakatsız muhalefet partiler tarafından reddedilmesi için açıklamalar yayımlamıştı.

Komisyon Başkanı AKP Milletvekili Yusuf Beyazıt, Anayasa’daki 24. ve 41. Maddede yapılacak değişikliklere dair konuşurken Türkiye'de başörtüsü yasağı ve bundan kaynaklanan herhangi bir hak mahrumiyeti yaşanmadığını kabul etti.

Teklifin ilk imzacısı olan AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, yaptığı konuşmada artık bir başörtüsü yasağı olmadığını söylese de Anayasa değişikliği tartışmasının odağını “başörtüsünü güvence altına alma” olarak ifade etti. Zengin, "Başörtüsü meselesi bizim için hayati meseledir, bizim için imanidir. Siyaset nedir? Bizi buraya getiren inancımızdır, siyaset bunun yanında esamesi okunamayacak bir şeydir" diye konuştu.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, inancı doğrultusunda hür şekilde yaşamanın, evrensel olarak her bireyin en temel hakkı olduğunu ve yürürlükteki mevzuatın bu konuda yeterli olduğunu, yasal ve anayasal düzenlemeye ihtiyaç bulunmadığını ifade etti. Usta, AKP'lilerin başörtüsü sorunun çözüldüğünü kabul etmelerine rağmen Anayasa değişikliği le gündeme getirilmesine tepki gösterdi "'Bu iş çözüldü mü?' diye sorulduğunda iktidar mensupları, 'Evet, çözüldü' diyorlar. 'Yasal bir eksiklik, uygulamada bir boşluk var mı?' diye sorulduğunda, 'Hayır, hiçbir sıkıntı yok, bu iş çözüldü' deniliyor. Memleketin bu kadar ağır sorunları varken milletimiz her gün bin bir dertle boğuşurken esasında var olmayan bu mesele, maalesef geldi, siyasetin gündemini kapladı" sözleriyle dikkat çekti. İYİ Parti ve CHP olarak Anayasa değişikliği teklifine dair kendi tekliflerini hazırladıklarını ifade etti.

Anayasa Hukukçusu ve CHP Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlu, Türkiye tam seçim ortamına girmişken başörtüsü konusunda bir Anayasa değişikliğinin yapılmasının karşılaştırmalı anayasa hukukunun ilkelerine yabancı olduğunu, seçime endeksli siyasi seçimleri kazanma, siyasal iktidarın sahip olduğu çoğunluğu sürdürme iradesini Anayasa yoluyla uygulamaya geçirilmesi olduğunu ifade etti.  24. Maddeye önerilen değişikliğin yarattığı risklerden bahseden Kaboğlu, “Cinsiyet ayrımcılığına ve başörtüsü ölçütüne dayalı mutlak bir koruma alanı, kadın ve erkekler ve ya başı açık ve örtülü kadınlar arasındaki tercihlerde esas olması gereken liyakat ölçütü yerine öznel tercihleri ve ayrımcı uygulamaları öne çıkarma riski ötesinde ‘hiçbir surette’ kaydı, burka ve çarşaf gibi r üzerinden yeni tartışmaları ve inanç temelinden bir ayrıştırıcı riskleri de beraberinde getirecektir.

Başörtüsüne indirgenen mutlak bir düzenleme hak ve özgürlüklerin güvence ve sınırlama ilkelerine aykırılığın ötesinde özgürlükler sistematiğini altüst etmekte, haklar ve özgürlükler arasında olası çatışma hâlinde uzlaşma tekniğinin uygulanmasını olanaksız kılmaktadır. Kimlik saptamayı bile engelleyebilecek mutlak bir düzenleme kamu hizmetinde liyakat ve güvenlik ilkelerine de aykırı bulunmaktadır.

Anayasa’ya bir dinî referans koymak - ki bu başını örtmek olarak belirlenmiş - belirli bir dine a it olan bir sembolün taşınmasına ilişkin din referanslı düzenleme laiklik ilkesiyle de uyumsuzdur” diye sıraladı. Kaboğlu, bu sürece “hayır” dediğini belirtip “Bu Anayasa değişikliği girişimi siyasa l münavebe yolunu kapatma giriş imidir” dedi.

İYİ Parti Milletvekili Feridun Bahşi, “24. Madde’nin içeriği yönünden örtünen ya da örtünmeyen tüm kadınların giyim kuşam özgürlüğünü güvence altına almalıdır. Olaya dinî inanç üzerinden bakılması seküler kesimin ayrımcılığa uğraması tehlikesini de beraberinde getirecektir” dedi.

41. MADDE DEĞİŞİKLİĞİ NEFRET SÖYLEMİYLE GEREKÇELENDİRİLDİ

Komisyon süresince 41. Maddede yapılmak istenen değişiklik LGBTİ’leri hedefe koyarak ve “sapkın” ilan ederek gerekçelendirildi. AKP’li ve MHP’li vekillerin 41. Maddede yapılmak istenen değişikliğe dair konuşmalar nefret söylemleri ile doluydu. Komisyon Başkanı Yusuf Beyazıt açılış konuşmasında 41. Maddede önerdikleri değişikliğinden bahsederken AKP’nin LGBTİ’leri hedefe koyan söylemlerini komisyonda şu ifadelerle sürdürdü: "Ailenin korunması ve güçlendirilmesi toplumumuzun ve devletimizin güçlendirilmesi açısından son derece önemli. Bu kapsamda teklifle aile kurumumuza ve insan fıtratına yönelik tehditlerin önüne bir set çekilmiş olunacak. Kültürümüzün ve medeniyet anlayışımızın gereği evlilik birliği ancak bir kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir. İnsan tabiatına uygun bir birliktelikle iki ayrı cinsiyetin yani kadın ve erkeğin evlenmesi yoluyla kuracağı aile, Türk milleti olarak varlığımızın da teminatıdır. Teklifle getirilen değişiklikle de evlilik birliğinin ancak kadın ve erkeğin evlenmesi yoluyla kurulabileceği hususu, kanunlarımızla uyumlu şekilde ve açıkça düzenlenerek, aile birliğinin korunması ve güçlendirilmesi amaçlanıyor." İstanbul Saraçhane’de ve farklı şehirlerde tarikatların çağrılarının yer aldığı “aile mitingleri”nde LGBTİ karşıtı imza toplayan, kadınların eşitlik hakkına karşı duran, 6284’e karşı çıkan, kadını aile içinde var eden çeşitli “aile platformları-dernekleri-federasyonları” öne çıkmıştı. 41 STK’yı temsil ettiklerini belirten Birleşik Aile Platformu Meclis Komisyonu’na katılıp kendi Anayasal değişiklik önerisini bile sunabildi: “Madde 41 – Aile Türk toplumunun temelidir. Evlilik birliği ancak cinsiyetini doğumla biyolojik olarak kazanmış kadın ve erkeğin evlenmesiyle kurulabilir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile çocuklar başta olmak üzere tüm aile bireylerinin korunması, sağlıklı nesillerin devamı, aile kurumunu tehdit eden yönelimlerin önlenmesi için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.”

“ORBAN TAKLİDİ”

CHP’li vekil Bülent Tezcan, 41 Madde’nin de 24. Madde değişikliğine eklenmesini Macaristan Başbakanı Victor Orban’ın Anayasa değişikliği hamlesine benzetti. Tezcan, “41 ’inci madde ne, niye kuyruk takıyorsunuz? Bir tane mevzu var çözülmesi gereken. Zaten gerekçenin 3 sayfasının yüzde 90’ı 24’üncü maddeyle ilgili küçücük bir paragraf 41’inc i maddeyle ilgili. Macaristan 'dan mülhem bir seçim kampanyası hazırlığınız var demek ki. Yani Orban taklidi taktikler var işin içerisinde. Yani Macaristan'da yakın tarihte orada da bir otoriter popülist lider çökerken kurtuluşunu buna sarılmakta buldu. Burada da bu sandıkları yan yana koyarız referandum sandıklarını burada da çöküşümüz buradan kurtulur mu diye Orban taklidi taktikler de sizi kurtaramayacak arkadaşlar, bu kadar. 41 ’inci madde meselesine gelince. Toplumda var olmayan yeni çatışma ve yara alanları açmanızın malzemesi olmayız” diye konuştu. CHP Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlu, 41. Madde ile toplum mühendisliği yapılmaya çalışıldığını belirtip “Hani ‘totaliter toplum yaratma’ da demek istemiyorum ama esas ona gidiyor ve bir toplumsal egemenlik alanın da tahkim etmek amacıyla yapılan bir değişikliktir” dedi.

İYİ Parti’den Feridun Bahşi ise, “6 yaşındaki bir çocuğun tarikat ortamında evlendirildiğine daha yakın tarihte tanık olduk. Olayın başlangıcı uzun yıllara dayanmasına rağmen yapıdaki kast sistemi sebebiyle mağdur çocuk ancak büyüdükten sonra olaya itiraz edebilmiş ve olay böylelikle ortaya çıkmıştır. Bu çocuklar eğitim haklarından mahrumdur. Bu nedenle, ehliyet sahibi reşit insanlar evlilik gibi önemli ve hukuki sonuçları olan bu birliği oluşturmalıdır. Bütün bunlar ortadayken neden bu teklifte evlenme yaşına dair bir düzenleme yoktur? Her şeye yaş şartı koyarken iş evliğe gelince ‘kadın ve erkek’ deyip geçiyoruz, “reşit kadın ve reşit erkek” sözü ya da talebi bu teklif te niye yoktur, bilmiyorum” diye konuştu.

Anayasa değişikliği teklifinin gündeme getirilme biçimine dair konuşan CHP Milletvekili Aysu Bankoğlu, “Kadınların yaşam haklarını doğrudan ilgilendiren bir konuda değişikliğe gidilirken ne kadınlara ne de kadınların sivil toplumuna danışılmadı, onların görüş ü alınmadı. Başörtülü ya da başörtüsüz bu ülkedeki kadınlar yaşam mücadelesi veriyor, hak mücadelesi veriyor, ekmek mücadelesi veriyor. Eğer derdiniz, gerçekten, kadına bir özgürlük alanı yaratmaksa bu ülkedeki kadınların yaşam hakkını koruyan sözleşmelerden çıkmak yerine, kadına yönelik şiddeti önleyecek önlemler almak, kadınların protesto ve gösteri yürüyüş hakkını korumanız, kadının giyimi kuşamı dolayısıyla sözlü ya da fiziksel tacize, mobbinge uğramasını önleyecek şeyler önermeniz gerekiyor ama yapmıyorsunuz, yapılanı da okumadan reddediyorsunuz. Kadınları, onların inançlarını, gollük pas olarak görüp siyasi menfaatiniz için kusura bakmayın, düpedüz istismar ediyorsunuz” dedi.

“KADINLARIN KIYAFETİ ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLEN BİR TARTIŞMA”

Anayasa değişikliği teklifi “başörtüsü teklifi” olarak komisyon süresince anlatıldı, teklifi yapan AKP’li ve MHP’li milletvekilleri en çok başörtüsü üzerinde durdu. Komisyondaki bu başörtüsü vurgusunu Ekmek ve Gül’e değerlendiren Avukat İlke Işık, “Bu Anayasa değişikliği teklifi başörtüsü teklifi gibi konuşuyorlar, “başörtülü kadınlara özgürlük veya bir daha 28 Şubat’ı yaşamamak üzere” diye öne sürüyorlar. Başörtülü veya başörtüsüz kadınların böyle bir talebi yok. Bu AKP’nin bir seçim stratejisidir. Kadınlara özgürlük, başörtüsüne özgürlük gibi bir mesele değil. Bu bir yasa düzenlemesi de değil Anayasa gibi temel bir norma düzenleme koyuyorsun. Bu nedenle kadınların başörtülü veya başörtüsüz olarak tartışılması son derce eşitlik karşıtı, son derce cinsiyetçi ve kadınların kıyafeti üzerinden yürütülen bir tartışma. Kadınlar arasında bir ikilemi de ortaya koyuyor. Şiddete karşı veya birçok meseleye ilişkin devlet hiçbir şey yapmazken başörtülü meselesi öne sürülerek bir seçim hamlesi ve stratejisi olarak nitelendirmek lazım. Kadınların ne giyildiğine bakarak bir düzenleme değil laiklik üzerine durmamız gerekiyor” diye konuştu.

“BÜKMEKLE BİR ŞEY DEĞİŞMEZ”

Kadın örgütlerinin, derneklerinin, hukukçu gruplarının “Anayasa değişikliğine ‘tartışmasız hayır’ deyin, görüşmeyin” çağrısı yapmasına rağmen CHP ve İYİ Partinin komisyon görüşmesine katılmasına ve AKP’nin önerisine değişiklik önerisi yapacak olmasına dair Ekmek ve Gül’e konuşan Avukat İlke Işık şunları söyledi:

“CHP ve İyi Parti açısından bu teklifin gündeme geldiği ilk günden itibaren kadın örgütleri defalarca bu teklife karşı bu teklifin eşitlik ilkesine aykırı olduğunun altını çiziyor. Bu teklif Temel bir düzenleme ve evrensel hukuk ve tüm insani değerlere aykırıdır. Kadın örgütleri bu “teklifi tartışmayın bile” diye defalarca açıklama yaptılar. Çünkü bu meselenin tartışılması bile oldukça tehlikeli.  Yine kadınların kıyafeti, giyimi üzerinden bir anayasal düzenleme önermiş oluyorlar. Kadınlar hayatın her alanında bu nedenle bir ayrımcılık yaşıyorsa yasayla, yönetmelikle bunlar için düzenlemelerle çözülür. Bu kadar tehlikeli bir önerme yapılmışken bu kadar tehlikeli bir anayasa değişikliği tartışılırken muhalefet partilerin yapacağı düzenleme önerileri memleketteki kadınlar için daha iyi olmuyor. Oy kaybetmemek için onlar da kendilerince bir seçim hamlesi yapıyorlar. Memleketteki tüm hayata, haklara dair tehlikeler doğurabilecek bir değişiklik bu. Herkes bu gündeme ihtiyaç olmadığını görüyor. O zaman neden 'böyle yapmayalım da şöyle yapalım' diyerek teklifin içeriğine dair bir tartışma yürütüyor İYİ Parti ve CHP? ‘Tartışmasız Hayır’ diyor kadın örgütleri. Oy ve seçim hesaplarına kadınları ve memleketin geleceğini heba etmiş, harcamış oluyor komisyon görüşmelerindeki herkes. Orayı eğip burayı büksen de bu Anayasa değişikliğine hiç gerek yok, kabul etmiyoruz, reddediyoruz dışındaki bir tavır sonuçta bir bakıma aynı kapıya çıkacak.”

DEĞİŞİKLİK NEYİ İÇERİYOR?

24. Madde için verilen değişiklik teklifinde şu fıkralar eklenmek isteniyor:

“…Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılması, hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamaz. Hiçbir kadın; dinî inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim, çalışma, seçme, seçilme, siyasî faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan ya da kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamaz. Bu nedenle kınanamaz, suçlanamaz ve herhangi bir ayrımcılığa tâbi tutulamaz. Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda Devlet, ancak dinî inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini hiçbir surette engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alabilir.”

41. Madde ise şöyle değiştirilmek isteniyor:

"Aile, Türk toplumunun temelidir. Evlilik birliği, ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar. Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır."

ÖNCEKİ HABER

AYM'den madencilik faaliyetleri nedeniyle oluşan zarara ilişkin başvuruda ihlal kararı

SONRAKİ HABER

İpek Gülşen: Tahliye kararı ‘arkamda devlet var’ sözünü doğruladı, hayattayken sesimi duyun

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa