Mahkemenin avcılık ihalesi onayına tepki: Avcılığı hiçbir gerekçe haklı kılamaz
Açılan av ihaleleri ve mahkeme kararlarıyla yoğunlaşan avcılığı Dersim Barosu çevre komisyonundan avukatlar Elif Özer ve Gökhan Halis ile yaşam alanı savunucusu Haydar Çetinkaya ile konuştuk.
Fotoğraf: Kemal Özer
Orhan KURUL
Dersim
Tarım ve Orman Bakanlığının 13. Bölge Müdürlüğüne bağlı Bingöl Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğünün düzenlediği av ihalesine karşı açılan davada Erzurum İdare Mahkemesi av ihalesini hukuka uygun buldu. Bu mesele avcılık tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Dersim’de de avlanma meselesi sık sık gündem oluyor. Konuyu, Dersim Barosu çevre komisyonundan avukatlar Elif Özer ve Gökhan Halis ile yaşam alanı savunucusu Haydar Çetinkaya ile konuştuk.
"AVCILIK FAALİYETLERİ KANUNLARA AYKIRIDIR"
Dersim Barosu Yönetim Kurulu Üyesi ve Çevre Komisyonu Üyesi Avukat Gökhan Halis Türkiye'nin birçok ilinde olduğu gibi Dersim’de de avcılık faaliyetlerinin yoğun olduğunu söyleyerek “İlimizde yapılan avcılık faaliyetleri hukuka aykırı olup avcılık faaliyeti yürütenlerin cezalandırılması gerekiyor. Zira ülkemizin de taraf olduğu Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 2. Maddesi bütün hayvanların saygı görme hakkına sahip olduğunu açık bir şekilde belirtiyor. Yine aynı bildirgenin 4. Maddesi ‘Yabani türden olan bütün hayvanlar, kendi özel ve doğal çevrelerinde, karada, havada veya suda yaşama ve üreme hakkına sahiptir’ deniyor. Bu nedenle avcılık faaliyetleri Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne aykırıdır” dedi. Avcılık faaliyetlerinin kanunlara, bildirgelere, sözleşmelere aykırı olduğunu söyleyen Halis “Bu nedenle avcılık faaliyetlerinin bir an önce durdurulması ve hiçbir canlının zarar görmemesi için gerekli çalışmaların ve önlemlerin yetkililer tarafından bir an önce alınması gerekmektedir” diye konuştu.
"NE SPORDUR, NE TURİZME KONU EDİLEBİLİR"
Türkiye’de avcılık faaliyetlerinin bir gelenek haline dönüştüğünü belirten Dersim Barosu çevre komisyonu üyesi Avukat Elif Özer, bu faaliyetlerin spor ya da turizm adı altında meşru kılınmaya çalışıldığını söyledi. Avcılığın, ne spor olduğunu ne de turizme konu edilebileceğini söyleyen Özer “Bugün ülkemizde av turizminin yaygınlığını; oluşturulan avcılık derneklerinden, bu derneklerin faaliyetleri kapsamında oldukça fazla sayıda insanın avlattırıldığını biliyoruz. Aynı şekilde ilimiz Dersim’de de uzunca bir süredir avcılık faaliyetlerinin tehlikesiyle karşı karşıya” diye konuştu.
"HİÇ BİR GEREKÇE HAKLI KILMAMAKTA"
Avcılığa karşı kamuoyunun duyarlılığına dair "ne yazık ki oldukça yetersiz" diyen Özer “Bu yetersizliğin üstüne bir de sahadaki denetimlerin yetersizliği ekleniyor ve özellikle kaçak avcılığın önüne geçilememesi kaçınılmaz bir son oluyor. Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Doğal Yaşama Ortamlarının Korunması Sözleşmesi ve Uluslararası Doğa Koruma Birliğine taraf olmamıza karşın sahadaki denetimlerin ve haliyle de yaptırımların yetersizliği Malatya’da, Dersim’de ve ülkemizin çeşitli illerinde olan avcılık faaliyetlerini durdurulmaz kılıyor. Açılan ihalelerde popülasyon içerisinde bulunan yaşlı erkek bireylerin bir kısmının avına avcılık kapsamında izin veriliyor olsa da doğanın kendi popülasyonunu ve kendi dengesini zaten sağladığını dışarıdan insan eliyle olan bir müdahalenin kaçınılmaz sonlara yol açacağını da belirtmek isterim. Bu sebeple avcılık faaliyetlerini hiçbir gerekçe de haklı kılmamaktadır” diye konuştu.
"OLUŞAN KAMUOYU, İHALELELERİ DURDURDU"
Dersim’de açılan ihalelere karşı oluşan kamuoyu sonucunda, avlanma ihalelerinin durdurulmasının oldukça sevindirici olduğunu söyleyen Özer “Bu bilincin sürekliliğinin sağlanması şart. Durumun önemi gereği özellikle belirtmek isterim ki nesli tükenmekte olan canlıların bu tehlikeyle karşı karşıya kalması, durumu daha vahim bir hale sokmaktadır. Türkiye’de küresel ölçekte tehlike altında olan 364 tür ve alttür yer almakta. Konu bu kadar hassas olunca da avcılık faaliyetlerinin bir an evvel durdurulması gerekmektedir” diye belirtti.
"YABAN HAYATI DÜŞMANLARINA SESİMİZİ YÜKSELTELİM"
Yaşam savunucusu Haydar Çetinkaya, yasal avcılık adı altında yapılan durumları ‘bu bir katliam’ diye niteleyerek “Geçtiğimiz gün Malatya'nın Arguvan ilçesinde de görmüştük. Aynı anda yüzden fazla avcı bir bölgeye sokulmuştu. Bu kötü örnekler Türkiye’den başka bir yerde yok” dedi. Denetimsizliğin yetersizliğine değinen Çetinkaya, aynı durumun Dersim’de de, Türkiye’nin dava açılan her bölgesinde de söz konusu olduğunu belirtti. Avcılık politikasının doğal yaşam popülasyonunu tehdit eder bir yöntemle devam ettiğine dikkat çeken Çetinkaya “Avcılık derhal durdurulmalıdır. Bunu devletin resmi görevlileri yapmalı ve denetlemeli. Ama yapmıyorlar. Bu da yetmezmiş gibi avcılar, doğal yaşama sahip çıkan köylüleri, doğal yaşam savunucularını kolluk kuvvetlerine şikâyet etmekle tehdit ediyor ve bazen de yurttaşı darbediyorlar. Bunun en son örneğini Arguvan’da gördük. Dersim’de de benzer hadiseler yaşanıyor. Doğasına ve yaban hayatına sahip çıkan herkesin mücadelesini destekliyoruz. Dersim’de de doğal yaşam savunucularını daha çok duyarlı olmaya ve özellikle çevre illerden gruplar halinde gelen bu yaban hayatı düşmanlarına karşı seslerini yükseltmeye davet ediyoruz” diye konuştu.