Sendikalaştıkları için işten atılan Omega işçileri: İşimizi, ekmeğimizi istiyoruz
450 işçinin çalıştığı Omega Motor’da Türk Metal’e üye olan 18 işçi işten çıkarıldı. Sonuna kadar mücadele edeceğini söyleyen işçiler, "İnsanca yaşamak istiyoruz" diyor.
Hilal TOK
İstanbul
Dudullu OSB’de bulunan ve 450 işçinin çalıştığı Omega Motor’da Türk Metal’e üye olan 18 işçi işten çıkarıldı.
İçerideki işçiler, fabrika önünde direnişte olan işçilerle mesai çıkışında yan yana gelip destek olurken, fabrika yönetimi çalışan işçilere baskı yapıp, zorla e- devlet şifrelerini alarak sendikadan istifaya zorluyor, işten atmakla tehdit ediyor.Dışarıda direnişte olan işçiler fabrika önünde, “Direne direne kazanacağız”, “Omega işçisi yalnız değildir,” “İş, ekmek yoksa barış da yok”, “Gemileri yaktık geri dönüş yok” sloganlarıyla direnişini sürdürüyor.
İŞTEN ATILAN İŞÇİLER DİRENİŞİ SÜRDÜRECEK
İşten atılan işçilerden Çağlar Işık “5 yıldır Omega motorda çalışıyorum. Maaşımızdan ve çalışma koşullarımızdan memnun olmadığımız için sendikalaşmak istedik. Bu yüzden burada bize çeşitli baskılar yapıldı. İşten çıkarıldık. Sendikal hakkımızı kullandığımız için. Bize destek olan arkadaşlarımıza müthiş bir baskı yapılıyor şu anda. İnsanların e -devlet şifreleri alınarak insan kaynakları tek tek sendika üyeliklerine bakıyor. Bize destek olan arkadaşlarımız kameralardan tek tek tespit edilip işten çıkarılıyor. Biz direnmeye devam edeceğiz” dedi.
6 senedir Omega’da çalışan Aysel Çelimli ise, “Bugüne kadar burada her türlü zorluğa göğüs gerdik. Ama artık dayanmıyoruz. Bize haklarımızı kullanmamamız için elinden geleni yapıyorlar. Çok kötü bir şekilde işten çıkarıldık. Haklarımızı alamıyoruz. İçerideki işçileri o kadar eziyorlar ki, konuşmalarına dahi izin vermiyorlar. Bugün de gördünüz, insanların özgürce davranmasına, eyleme katılmasına engel oluyorlar. İçeride de baskı yapıp işten çıkarmalara devam ediyorlar ancak biz direnişimize devam edeceğiz pes etmeyeceğiz, sendikalı olacağız” diye konuştu.
Direniş sürecinde sesi kısılan bir işçi de, “Biz mücadeleden geri dönmeyeceğiz. Sesimiz kısıldı derdimizi anlatmaktan. Biz ekmeğimizi işimizi istiyoruz” diye seslendi.
“BEN EKMEK ALAMAYACAK DURUMA GELDİM”
7 yıl önce kurulan Omega Motor’da 5 yıl önce işe başlayan bir işçi, ilk girdiklerinde 200 işçi olduğunu, kendi emekleriyle üretimin ve fabrikanın büyüdüğünü söyledi: “Bu aşamaya geldiler. Piyasanın altında çalışıyoruz, 7 bin 150 lira alıyoruz. Bunu defalarca söyledik. ‘Beğenmiyorsanız çıkın’ dediler, tazminatsız işten çıkmayı dayattılar. Biz de sendikalaşmak istedik. Öncü arkadaşlarımızı işten çıkardılar. Destek olmak için kapıya çıkan arkadaşlarımızı da kamrelardan tespit edip gelip bant başından yaka paça güvenlikle alıp işten çıkardılar. Bizim taleplerimize karşılık vermedi Omega Motor patronu. Biz defalarca anlattık. Benim çocuklarım var, ayda 5 bin lira kredi borcu ödüyorum. Geri kalan 2 bin liranın üstüne arkadaşlarımdan borç ala ala, benim bugün borcum 40 bine dayandı. Burada birçok arkadaşımız böyle. Kime sorsan herkes ekside. Çalışma koşullarımız çok ağır ama ücretlerimiz yok pahasına. Bizim bölüm ağır sanayi diye geçer. Ama bu fabrika genelinde ağır bölüm hiç yokmuşçasına herkese aynı ücret veriliyor. Ben günde 20 kiloluk ürün indir kaldır eve gidince halimiz kalmıyor. Her yerimiz ağrıyor. Biz böyleyken, patron zenginlikten gelmiş anlamıyor halimizi. Ben ekmek alamayacak duruma geldim. Bunu müdürümüze söylediğimizde ‘Siz hesap kitap yapmayı bilmiyorsunuz’ dedi. Biz hesap yapmayı biliyoruz, ama verdikleri ücret giderlerimizi karşılamıyor. Eğer beğenmiyorsan çık mantığı var. Biz kısa sürede sendikalaştık. Biz yaşadığımız bu sıkıntılardan dolayı sendikalaşma konusunda bir an olsun tereddüt etmedik.”
Vardiyasız dönemde yine fazla mesai yapıp ek geliri olduklarını ancak fabrikanın mevcut işçi sayısıyla 3 vardiyaya geçtiğini söyleyen işçi, “Hem iş yükümüz arttı, hem de patron daha çok kâr etmeye başladı” dedi.
“BİR ARKADAŞIMIZ İŞ KAZASI GEÇİRDİ, AYAĞI KOPTU”
Fabrikada iş güveliği önlemlerinin de yetersiz olduğunu söyleyen 2 yıllık bir işçi, “Vardiyalı sisteme geçince makinede iki kişi yetişemiyoruz. Beni full mesaiye soktular yetiştirmem için. Kalmak istemiyorum deyince de ‘O zaman çık’ diyorlar. İş yerimizde bir abla bir yıl önce kalp krizi geçirdi. Hastaneye gidip gerekli kontrollerini yaptırması lazım. Kontrolleri için izin vermiyorlar. İşten çıksın diye sürekli tutanak tutuyorlar kadına. Ücretsiz izne yolluyorlar. Kadının bir sürü borcu var, mecburen gelip çalışıyor. Sağlık koşullarını bile görmezden geliyorlar yani. İçerideki havalandırma yetersiz, çok dumanlı bir alanda çalışıyoruz ama denetime geldiklerinde işi yavaşlatıp dumanı seyreltiyorlar. Bir arkadaşımız iş kazası geçirdi, ayağı koptu. Mahkemeyi uzattıkça uzatıyorlar. 800 kiloluk malzemeyi incecik bir malzeme ile kaldırıyorlardı. O düştü çocuğun bacağına. Sonra daha sağlam malzeme ile kaldırmaya başladılar. Ama bize ‘Dikkatli kullanın o malzeme çok pahalı’ diyorlar. Bizi bu kadar düşünüyorlar işte. Çalışanın hiçbir değeri yok gözlerinde” ifadelerini kullandı.
“İNSANCA YAŞAMAK İSTİYORUZ”
Aylık 9 bin lira borç ödemesi olan bir başka işçi ise, evde de işte de sağlıklı beslenemediklerini söylüyor, “Ağır bir işte çalışıyoruz, yemek diye makarna koyuyorlar önümüze. Kalitesi düşük, şikayet ediyoruz, insan kaynakları ‘Bu size yeter’ diyor. Biz bu koşulların değişmesini istiyoruz. Şimdi içeride direnişi kırmak için baskı yapıyorlar bize. Biz insanca yaşamak istiyoruz” dedi.