Yanlış su kullanımı Türkiye’nin altını oyuyor
Yüzlerce yılda oluşan obruklar yer altı sularının bilinçsizce kullanılması nedeniyle Türkiye’de çok hızlı bir şekilde artıyor. Prof. Doğan Yaşar'la birçok yerde görülmeye başlanan obrukları konuştuk.
Fotoğraf: Abdullah Coşkun/AA
Ramis SAĞLAM
İzmir
Ülkemizin yer altı sularının üçte birini barındıran Konya havzasında 2 bin 600’ü aşkın obruk bulunuyor. Bu obruklardan en bilineni 300 metre genişliği ve 145 metre derinliğiyle Kızören Obruğu.
Obrukların iki oluşum nedeni bulunuyor. Birincisi ve doğalı, yer altındaki kireçtaşı gibi kayaçların sular tarafından eritilmesi sonucu oluşan mağaraların çökmesi ile diğeri de yer altından aşırı su çekimi sonucu oluşan boşlukların çökmesi. İkinci obruk oluşumunda insan faktörü ön plana çıkıyor.
Yüzlerce yılda oluşan obruklar yer altı sularının bilinçsizce kullanılması nedeni ile Türkiye’de çok hızlı bir şekilde artıyor. Türkiye’deki obrukların oluşum nedenlerini Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanlığından Prof. Dr. Doğan Yaşar ile konuştuk.
"SADECE KONYA’DA DEĞİL BİRÇOK İLDE GÖRÜLÜYOR"
Obrukların Konya Ovası dışında Orta Toroslarda, Antalya, Mersin, Karaman, Aksaray, Afyonkarahisar ve Eskişehir’de yaygınlaştığını söyleyen Yaşar, “Son yıllarda Denizli, Bilecik, Manisa, Sivas, Çankırı ve Çorum gibi bölgeler ile Yozgat, Erzurum, Şanlıurfa, Batman ve Siirt’te de obruklar görülmeye başlandı. Bunların ana nedeni tarım için hâlâ vahşi sulamada ısrar edilmesi ile barajların yetersiz kalması sonucu üreticilerin mecburen yer altı sularına yönlenmesidir” dedi.
"KONYA OVASI’NIN ALTI BOŞALTILDI”
Obruk oluşumlarının nedeninin tamamen yanlış su kullanımı olduğunu belirten Yaşar, “Konya Ovası 1980’li yıllarda buğday deposu iken ova çok daha fazla su isteyen tarıma yönelince obruk oluşumuna davetiye çıkarıldı. Türkiye’nin en az yağış alan bölgesi olan Konya Ovası’nda şeker pancarı üretimi, sonucunda yer altı sularına yüklenmesine neden oldu. İlk yıllar 100 metrelerde bulunan en üst akiferdeki (su içeren yer altı katmanı) sular bitirildi. Her geçen yıl daha da derinlere inildi ve neredeyse Konya Ovası’nın altı boşaltıldı” diye konuştu.
"ELMAYA BİR GÜNDE VERİLEN SU, İSTANBUL, İZMİR VE ANKARA’YA VERİLEN GÜNLÜK SU MİKTARINA YAKIN"’
SUYU çok seven ikinci bir ürünün de elma üretimi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Türkiye’de her geçen yıl özellikle göller bölgesinde elma üretimi artmaktadır. Ancak bir kilo elma alabilmek için her gün ağaca bir litre su verilir. Yani 2021 yılında 4.3 milyon ton elma üreten Türkiye’de her gün 4.3 milyon metreküp su elma ağaçlarına verilmiş demektir. Söz konusu bu suyun miktarı İstanbul, İzmir ve Ankara’ya verilen günlük su miktarına yakındır. Ve elmaya verilen bu suyun çok büyük kısmı yer altından karşılanmaktadır. Yer altındaki akiferlerin temel destekleyicisi olan göller ve sulak alanlar bu aşırı çekim karşısında yetersiz kalmakta ve maalesef kurumaktadır” diye ekledi.
ÇEKİLEN SULAR, KURUYAN GÖLLER
Göller bölgesindeki göllerin kuruma ya da kuruma tehlikesinde olma nedeninin bu kontrolsüz yer altı su çekimi olduğunu belirten Prof. Dr. Doğan Yaşar, geçtiğimiz aralık ayında Eğirdir Gölü’nün aktif kullanım seviyesinin 6 cm kadar indiğini, geçmiş yıllarda 21 metre su derinliğine sahip olan Beyşehir Gölü’nde ise seviyenin 5 metrelere kadar düştüğünü söyledi.
SANAYİ YENİ OBRUKLARA DAVETİYE ÇIKARIYOR
Ergene Havzası, Menderes ovaları, Gediz Ovası gibi birçok havzada maalesef bilinçsiz tarım ürün desenlerinin seçilmesinin aşırı yer altı su çekimlerine neden olduğunu dile getiren Yaşar, “Ergene havzasında olduğu gibi 2 binden fazla sanayi sürekli yer altından su çekmekte ve kirleterek Ergene’ye vermektedir. Bu tür su kullanan sanayilerin, aynı zamanda tarımı da olumsuz yönde etkilemesi nedeni ile suyun bol olduğu yerlerde yani doğuda kurulması gerekir çünkü Türkiye’nin suyunun yüzde 70’i doğu bölgelerindedir. Özetle yaşadığımız bu olumsuzluklar yanlış tarım ürün deseni seçimleri ile yanlış su kullanımından kaynaklanmaktadır” dedi.
NE YAPILMALI?
Türkiye’de suyun yüzde 75’ten fazlası tarımda “vahşi sulamada” kullanılırken, gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 40’larda seyrediyor. Prof. Dr. Doğan Yaşar, 2021 nisan ayında ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris su alt yapısı için 111 milyar dolar bütçe ayırdıklarını çünkü dünyada su sorununun çıkabileceğini belirttiğini hatırlattı.
Öncelikle yer altı sularının çok sıkı kontrol altına alınması gerektiğini ifade eden Yaşar, uzun sürecek kurak yıllarda tek su kaynağımızın bu yer altı suları olacağını belirtti. Yaşar, “Büyük yerleşim yerlerinde kanalizasyon ve yağmur suları ayrılarak yağmur suları olabildiğince yeniden barajlara basılmalıdır. Gri su olarak tanımlanan arıtma tesislerinden çıkan sular yeniden tarım alanlarına yönlendirilmelidir” diye ekledi.