22 Ocak 2023 16:46

EMEP Genel Başkanı Akdeniz Zonguldak'ta konuştu: 14 Mayıs, işçi katliamlarının hesabını sorma günüdür

"Bizim mayıslarımız 1 Mayıslardır, 6 Mayıslardır. 13 Mayıs’ta 301 canımız yok edildi, Zonguldak’tan Ermenek’e kadar madencilerin canı yok sayıldı. 14 Mayıs bunların hesabını sorma günüdür."

Fotoğraf: Gözde Meydan/Evrensel

Paylaş

Emek Partisi Zonguldak İl Kongresi Alevi Kültür Dernekler Zonguldak şube binasında gerçekleştirildi. EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan’ın katıldığı kongrede yeni yönetim belirlendi. Kongrenin açılış konuşmasını yapan İl Başkanı Ateş Türeli, Amasra’daki maden katliamını hatırlatarak “42 maden işçisi arkadaşımızı kaybettiğimiz olayın sorumluları oradaki 5 kişi değil, iş güvenliği tedbirlerinin alınmaması, üretim baskısıdır. Aynı zamanda bunların sorumlusu ise AKP hükümeti ve tek adam rejimidir. Öfke işçiler arasında mayalanıyor her gün direnişler grevler patlak veriyor. Böyle bir dönemde kongremizi gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.

Divanın seçilmesinin ardından bir konuşma yapan Genel Başkan Ercüment Akdeniz gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. İsveç’teki Kur’an provokasyonunu yorumlayan Akdeniz “Amaç halklar arasına bir dinamit koymak, provokasyon çıkarmak ve buradan uluslararası tekellere bir savaş alanı açmak. Biz bu durumu şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. Aynı şekilde buradan yola çıkarak dini istismar ederek halkları birbirlerine kışkırtanları da uyarıyoruz” dedi.

Karne gününde bir annenin çocuğuna karne hediyesi olarak et hediye ettiği görüntüleri hatırlatan Akdeniz “Herhalde hiçbirimiz bu kadar yokluk günleri geçirdiğimiz halde çocukluğumuzda karne hediyesi olarak et verilmesini düşünemezdik bile. İşte ülkeyi 22 yılda oradan buraya getirdiler. Çocukların ekmeği, yokluğu konuştuğu et hayalini konuştuğu bir ülke yarattılar. Kendi çocukları ise gemicikleri ile okyanusları aşarak, milyonları ceplerine indirdi. Her türlü karanlık, çete ilişkisi içerisinde ülkenin kaynaklarını soyarak zenginleştiler. İşte onların çocuklarına böyle bir Türkiye hediyesi var, bizim çocuklarımıza ise eti rüyasında bile göremediği bir Türkiye hediyesi var” dedi.

"SALDIRILARI PÜSKÜRTMENİN YOLU BİRLEŞMEK"

İstanbul Büyükşehir Belediyesine dönük operasyonları hatırlatan Akdeniz “Türkiye’nin en büyük şehrinde halkın seçme ve seçilme iradesine müdahale var. Bunu asla kabul edemeyiz bu bir vesayet anlayışıdır ve biz bunun karşısında emek ve demokrasi güçleri olarak duracağız ama şunu da hatırlatacağız. Diyarbakır’da diğer yerlerde belediyelere kayyum atanırken neden ses çıkmadı? Şimdi bu mücadelede bu vesayetçi anlayış sokaklarda mahallelerde fabrikalarda iş yerlerinde birleşik bir halk hareketi içinde yanıtını bulmazsa İstanbul bu saldırıları püskürtemez” ifadelerini kullandı.

"BİZİM MADENCİ ÇOCUKLARINA SÖZÜMÜZ VAR"

Türkiye’deki madenlerde 19 yılda yaşanan iş kazaları ve iş cinayetlerini de hatırlatan Akdeniz “Maden sahiplerine, bürokratlara az cezalar veriliyor. Bu Soma’ya meydan okumaktır, Zonguldak’a saygısızlıktır, Ermenek’e ihanet etmektir. Bu işi yapanların sırtını sıvazlamaktır, elini soğutma devam et demektir” dedi. Yaşanan madenci cinayetlerinin siyasal sorumlularına en küçük bir soruşturma dahi açılmadığını ifade eden Akdeniz “Eğer seçim diyorsak sandık diyorsak bunun hesabını sormak üzere uğraşmalıyız. Bizim madenci çocuklarına sözümüz var. Elbette sandık odaklı bir siyasal anlayışımız yok toplumsal mücadeleyi önemsiyoruz ama bu sandığın karşılığı bu alacak” diye konuştu.

"BU KAST DÜZENİ YIKILMALI"

Amasra’da gerçekleşen maden faciasının ardından parti heyetiyle maden sahasına gittiğini ifade eden Akdeniz ”42 can gitmiş onlarında içinde yer aldığı 100 insan bir foto çektirmiş. Fotoğrafta bakanlar, Türk İş başkanı, sendika bürokratları, TTK’nin bürokratları var. O fotoğraf işçi sağlığı iş güvenliği önlemleri açısından en sıkı önlemlerin alındığı yer olarak reklam için çekilmiş. Buna rağmen işçiler uyarmış, ortada Sayıştay raporları var. Bu işçileri kim öldürdü? Bu toplu cinayetin belgesidir bu fotoğraf. O fotoğraftaki genç işçilerin yarısı bugün yok. Maden ocağına gittiğimizde bakanlar da sendika ağaları da tarikatlarla, din adamlarıyla birlikte utanmadan poz verdiler. Tam bir kuşatma ve kast düzenidir. Kimse sesini çıkaramaz, sesini çıkaran aileler o kentte yaşayamaz çocukları iş bulamaz diyorlar. Kan parası teklif ediyorlar bu kast düzenini yıkmadan, biz Türkiye’yi Zonguldak’ı, madenleri aydınlığa kavuşturamayız.” dedi.

"BİZİM MAYISLARIMIZ 1 MAYISLARDIR…"

Madenlerde yaşamını yitiren işçilerin hesabının sorulması gerektiğini ifade eden Akdeniz “Biz bu düzeni yıkmadan bize huzur yok. Seçimin tarihini 14 mayıs olarak açıkladılar, anayasa tanımıyor ve seçimi almak için her şeyi göze aldıklarını gösterdiler. Mayıs bahar ayı diyorlar. Sizin mayıs tabiriniz varsa, bizim mayıslarımız 1 Mayıslardır, 6 Mayıslardır. 13 Mayıs’ta 301 canımız yok edildi, Zonguldak’tan Ermenek’e kadar madencilerin canı yok sayıldı. 14 Mayıs bunların hesabını sorma günüdür” dedi .

"KİMSENİN OYU ÇANTADA KEKLİK DEĞİL"

“Biz bu düzeni değiştireceğiz, tek adam rejimini hep birlikte göndereceğiz” diyen Akdeniz “Ama karanlıktan başka bir karanlığa da girmeyeceğiz. Halk için ekonomi, halk için demokrasi diyerek bir seçenek olacağız. Bu çerçevede biz üçüncü seçenek olarak Emek ve Özgürlük İttifakını kurduk, programını açıkladık. Seçimlerde tavrımız netleşmiştir, tek adam yönetiminin faşist bir rejimi inşa etmeye çalışan bu anlayışına karşı mümkünse üzerinde mutabakat sağlanmış tek bir adayla bu düzene son verme çağrısı yapıyoruz. Bütün çağrılarımıza rağmen bu sese kulak tıkanırsa, işçilerin, madencilerin, Kürt halkının, Alevilern kadınların, gençlerin oyları çantada keklik değil. Kendi platformumuzu ilan ederiz, kendi adayımızı çıkartmasını da biliriz” dedi.

İŞÇİLER: ÇALIŞIRKEN ÖLÜYORUZ

Kongrede bir maden işçisi de Evrensel Gazetesi’ni okuma çağrısında bulunarak başladığı konuşmasında “Türkiye’de günde 5 tane işçi ölüyor, öldürülüyor. Bazı kanallarda 5-10 saniye veriliyor o kadar. Biz bunu toplum olarak kabullendik, bu ölümlere alıştırıldık. Toplumun vicdanını bu hükümet bitirdi. Bu iktidar 20 yılda insanları eğitimsiz, aşsız, anasız babasız bıraktı. Yanı başımızda bir savaş var, Ukrayna’da savaştan kaçıp gelenler Antalya’da villalar aldılar. Suriye’den gelen insanlar ise bizden daha kötü koşullarda kaçak ocaklarda çalıştırıyorlar. Ekmeğimizi bölüşüyoruz ama aynı şartlarda değiliz. Amasra’yı Soma’yı gördük, öncesinde Kozlu’daki grizu patlamasını gördük o zaman dediler ki işçiler içerde sigara içtiği için patlama oldu. O sıcaklıkta o patlamada nerden sigara izmariti bulup da bunu söylediler, işte her zaman sorumluluğu başkalarına yıktılar. Günde ortalama 5 işçi ölüyor, yılda binlerce insan demek bu ülke savaşta olsa bu kadar insan ölmez ama biz çalışırken ölüyoruz. Bu düzeni ancak biz mücadele ederek düzeltebiliriz” dedi. (Zonguldak/EVRENSEL)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

"Grev alanında kadınlar da olur çocuklar da"

SONRAKİ HABER

Çiğli'den tekstil işçilerinin mektubu: Bizlere EYT’li olmak bile hayal oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa