Mithat Sancar: Atı da Üsküdar'ın yolunu da bulamayacaklar
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. Toplantıya Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenleri de katıldı.
Fotoğraf: TBMM
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin Meclis grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Toplantıya, bugün seçim gündemiyle toplanacak Emek ve Özgürlük İttifakı'nın bileşenleri de katıldı. Topaltıda EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, Ankara İl Başkanı Şükran Doğan; EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, MYK Üyeleri Özge Akman ve Emre Öztürk; TÖP Sözcüler Kurulu Üyeleri Perihan Koca, Dönem Sözücü Juliana Gözen ve Pelin Kahiloğlulları; SMF Sözcüsü Barış Kayaoğlu ve Erdal Ataş; TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Genel Başkan Yardımcısı Doğan Ergün yer aldı.
January 24, 2023
"HALK BU DÜZENE NOKTAYI KALIN BİR ŞEKİLDE KOYACAK"
Toplantıda konuşan Mithat Sancar'ın açıklamarından öne çıkanlar şöyle:
"Zorlu olduğu kadar umutların ve heyecanın da giderek yükseldiği bir atmosferde seçim sürecine hazırlanıyoruz. Hayatımızı, umudumuzu, geleceğimiz, ekmeğimizi ve sabrımızı tüketmek isteyen bu iktidar düzenini, bu rejimi bir an önce gönderecek olmanın hayali bile o kadar güzel ki gidişlerinin nasıl muhteşem olacağını anlatmaya bile gerek yok.
Milyonlar hak ve özgürlük meşalelerini yakmışlar, o güzel günü bekliyorlar. Kutsal bir yürüyüş bu ve başarıyı mutlaka getirecek güçlü bir irade bu.
Seçim tarihi aşağı yukarı netleşti. AKP Genel Başkanı, 14 Mayıs olarak açıkladı. Bugüne kadar 'Zamanında olacak seçimler' diyordu, her sözü gibi bundan da caydı. Bizler, HDP, ittifaklarımız, halkımız, hangi tarihte yapılırsa yapılsın bu seçime hazırız. Bu seçim kararının açıklanacağı an Cumhurbaşkanı'nın görevden affını isteme anına dönüşecektir. Seçimlerde de halk en büyük kararı verecek ve bu düzene noktayı kalın bir şekilde koyacaktır. Bu kötülük düzeninden, bu ucube sistemden kurtulmak isteyen milyonlar hazır.
Bu kez iktidarın atı alıp Üsküdar'ı geçmesi öyle hesapladıkları kadar kolay olmayacak. Atı da Üsküdar'ın yolunu da bulamayacaklar. Ortada kalacaklar.
Önümüzdeki seçimler bir seçimin ötesinde anlama sahiptir. Bunun iktidar da farkında. Sadece bir parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimi olmayacak bu seçin. Yaşamak istediğimiz ortak geleceğin belirlenmesi seçimi olacaktır. Bu seçim bir rejimi oylama seçimi olacaktır."
"SANDIKLARDAN ÇIKARMAK İSTEDİKLERİ DÜZEN MAFYA DÜZENİDİR"
"Mevcut iktidar ve onun oluşturmaya çalıştığı rejim, seçime sadece birer siyasi parti olarak girmiyorlar. Ele geçirdikleri devleti, emirlerindeki yargıyı, güvenlik aygıtını, partizan kurumlarını, çetelerle iltisaklı yapılarını ve bürokrasilerini, yolsuzluk ve sömürü sistemlerini seçimlere sokuyorlar. Sandıklardan çıkarmak istedikleri düzen savaş, sömürü, yalan, talan, sömürü ve mafya düzenidir. Koskocaman bir suç imparatorluğu yarattılar. Bu imparatorluk canlı tutulmak isteniyor. İşte bu düzeni sürdürmek işin bu seçimler onlar açısından hayat memat meselesidir. Bizler için geleceği kurma mücadeleyi büyütme meselesidir. Sadece sandıkla sınırlı bir olay değil. Bugünden itibaren sandığa kadar, sandıktan sonra geleceğin her anını birlikte belirleyeceğimiz bir süreçtir bu. Bu sürece bizler en geniş demokrasi ittifakıyla, Emek ve Özgürlük İttifakı ile yürüyoruz. Bu ittifakı daha da büyütüp, bütün ezilenleri, bütün mazlumları bir araya getirmek istiyoruz. Onların seçiminde halk yok, yoksullar, kadınlar, gençler yok. Bu ülke yok aslında onların seçimlerinde. Sadece bir tek şey var, kendi saltanatları. Halkın üzerine karabasan gibi çöktükleri kötülük düzenini sandıktan da çıkartmak istiyorlar. Bu seçimler çok çetin bir mücadeleye sahne olacaktır. Biz her türlü zorluğa hazırız. Oynayacakları her oyunu boşa çıkaracak güce sahibiz."
"KAMPANYALARINI SAVAŞ KAMPANYASI GİBİ YÜRÜTÜYORLAR"
"Bu seçimlere hukukun, demokrasinin askıda olduğu ağır bir siyasi tecrit koşullarında giriyoruz. HDP başta olmak üzere tüm demokratik toplumsal muhalefet her gün yeni saldırılarla karşı karşıya bırakılıyor.
Cumhur İttifakı, sanki seçimlere değil savaşa hazırlanıyorlar. Kampanyalarını seçim değil bir savaş kampanyası gibi yürütüyorlar. Çünkü korkuları büyüktür. Çünkü kaybederlerse sonucun ne olacağını hepimizden çok daha iyi biliyorlar.
İşte hakkımızda açılan kumpas davaları, yürümekte olan kapatma davası, Hazine yardımına bloke konması kararı, muhalefete yönelik siyasi yasak kuşatması, hak taleplerinin şiddetle bastırılması, medya üzerinden yürütülen tetikçilik faaliyeti, bunların her biri bu rejimin seçim kampanyasının araçları olarak karşımıza çıkıyor."
"BUNLARIN SEÇİM KAMPANYASI KELEPÇE SİYASETİDİR"
Çünkü bu karanlık ittifakın halka sunabileceği herhangi bir olumlu vaadi kalmamıştır. Siyasi bir meseleleri, davaları ve hikayeleri yoktur. Bu ülke için bu karanlıktan başka bir gelecek tahayyülleri de yoktur. Çünkü çözümün değil sorunların odağı olan bir iktidar olarak, bir varlık mücadelesi yürüttüklerini biliyorlar. O nedenle ellerinde kalan baskı, yasak, hukuk dışılık dışında herhangi bir aracı yöntemi kullanacak durumda değiller. Bu ülkenin etrafına cezaevi duvarları örmeye çalışıyorlar. Bunların seçim kampanyası kelepçe siyasetidir, cendere siyasetidir, kuşatma siyasetidir! Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Mutlaka kazanacağız. Bu düzeni de bu rejimi de durduracağız, değiştireceğiz, bu iktidarı da gönderceğiz. Bundan şüpheniz olmasın."
"HALKI KİRACI, YANDAŞLARINI EMLAK ZENGİNİ YAPIYORLAR"
"Her gün yeni bir paket açıklıyorlar, güya bunlar onların seçim yatırımları ya da gelecek vaatleri, ama hepsi aldatmaca. Sosyal konut projesi dediler, açıkladıkları projenin yandaş müteahhitlerini kurtarma planı olduğu kısa sürece ortaya çıktı. Halkı kiracı kendi yandaşlarını da emlak zengini yapıyorlar. Üstelik insanlar bugün kira ödeyemez durumda. Barınma hakkı artık esamesi okunmayacak hale getirilmiştir. Bir çatıyı, dört duvarı bile yoksul halka çok gören, yoksul halkı sermayenin ve kendi iktidar hedeflerinin esiri haline getirmek isteyen projelerdir bunlar.
Durmadan vergi affı getiriyorlar. Kendi yandaşlarını kurtarmaktır dertleri.
KYK borçlusu milyonlarca genç var, faizler silindi yalanı yatsıya bile yetişmedi. Milyonlarca genç halen binlerce lira ana para ve faiz borcunun altında ezilmektedir.
Asgari ücret ocaktaki zamlarla birlikte eridi."
"SAVAŞA HAYIR"
"Emekliden, emekçiden, dar gelirliden, yoksullardan, EYT’lilerden esirgenen kaynaklar nereye gidiyor biliyoruz, işte bu düzenin yalan ve kara propagandasına harcanıyor. Troller ordusuna ve en büyük kalem savaş politikasına harcanıyor. Bu iktidar savaş politikalarıyla ayakta kalmaya çalışıyor. Savaş politikalarıyla, toplumsal muhalefet güçleri arasına nifak sokmaya çalışıyor. En geniş savaş karşıtı ittifakı oluşturmak demokrasi yürüyüşünün en önemli hedeflerindendir. Hep birlikte açık ve gür bir sesle bağırıyoruz; savaşa hayır."
"İKİ FARKLI ÜLKE VAR, SEÇİMLER BUNLAR ARASINDA YAPILACAK"
"Kasaptan alınamayan et, marketlerde süte takılan alarmlar, diğer yanda yandaşlara, sermayeye aktarılan büyük kaynaklar peşkeş çekilen kamu arazileri, bu ülkenin iki farklı gerçeğini ortaya koyuyor. İki farklı ülke var: Biri iktidar düzeni tarafından ekmeğe muhtaç edilen milyonların ülkesi, diğeri ise o ekmeklerin emeklerin çalınarak haksız zenginleşmeyle, şatafatla sefa süren vurguncuların ülkesi. İşte seçimler bu iki ülke arasında yapılacaktır. İşte yarış bu iki ülke arasında gerçekleşecektir. Emeği her saat sömürülen işçiler, sömürü düzeninin sahipleri ile karşı karşıya gelerek bir seçim dayatıyorlar bize; emeğin hakkı mı, sermayenin sınırsız sömürü düzeni mi? Biz diyoruz ki emeğin hakkının geçtiği yerleştiği egemen olduğu ülkeyi yaratma hedefini güdüyoruz. O nedenle ittifakımızın adında da bu vurgu açıkça yer alıyor. Biz Emek ve Özgürlük İttifakıyız."
"BU SEÇİM CEZAEVLERİNDE REHİN TUTULAN SİYASETÇİLERLE SİYASİ DARBECİLER ARASINDA GEÇECEK"
"Aldığı sefalet ücreti ile ayın yarısını bile getiremeyen dar gelirli milyonlarla halkın kaynaklarından özel servet yaratan iktidar baronları arasında bir seçim yapılacak. Bir yanda devletin tüm imkanlarını fütursuzca kullanan iktidar bloku, diğer tarafta ise her gün siyasi operasyonlarına maruz kalan ve sermayesi halk olan demokratik siyaset arasında gerçekleştirilecektir bu seçim. Bu seçim cezaevlerinde rehin tutulan siyasetle siyasi darbeciler arasında geçecektir. Net söylüyorum, bu seçim, HDP ve ittifaklarının onurlu yaşam siyasetiyle, çürümüş, yozlaşmış, ülkeyi ve toplumu da çürütmek isteyen talan rejimi arasında bir seçimdir."
UĞUR MUMCU'YU, APÊ MUSA'YI, HRANT DİNK'İ ANDI
"Bu düzen işkence ve insanlık suçlarının meşrulaştırıldığı, kökleştirilmek istendiği her yolu kullanıyor. Her fırsatta da bu politikayı hayata geçiriyor. İktidarın bu ülkede kalıcılaştırmak istediği rejimin bir diğer ayağı da bu işkence ve cezasızlık politikasıdır. Bugün Uğur Mumcu’nun hunharca katledilişinin 30. yıl dönümü. Mumcu hedef gösterilerek karanlık güçler tarafından kalleşçe katledildi. Doğrusu karanlık değil, karanlıkta bırakılan. Biz bu katliam planlarının nerede nasıl pişirildiğini ve hayata geçirildiğini biliyoruz. Aradan geçen bunca yıl sonunda yargılamalar toplumun hiçbir kesimini tatmin etmedi. Şimdi de zaman aşımı tehlikesi söz konusu. Buradan Uğur Mumcu’yu saygıyla rahmetle anıyorum. Söz veriyoruz, bu karanlıkları mutlaka bitireceğiz. Apê Musa, sana da söz veriyoruz, senin mirasını yaşatacağız ama karanlıkta bırakılan bu cinayetin faillerini de planlayanları da ortaya çıkarıp hesabını soracağız. Mehmet Sincar da aynı planlar çerçevesinde, aynı güçler tarafından katledildi. Sana da sözümüz olsun. Halk var, HDP var, ittifakları var, mutlaka bu karanlığı da aydınlatacağız. 25 Ocak 2001 tarihinde gözaltına alınan serdar tanış ve Ebubekir Deniz’den bir daha haber alınmadı. Bu karanlık bu düzenin simgesidir. Bu rejim bu 'faili meçhullerin', bu karanlık cinayetlerin mirasını devralmıştır. Bu iktidar 90’ların hatta 80’lerin bütün politikalarını en üst noktaya çıkararak kalıcı rejim haline getirmek istiyor. Hayır diyoruz, izin vermeyeceğiz. Bu rejimin inşasını hep birlikte durduracağız. Sana da söz Hrant Dink, hayal ettiğin dünyayı, kuracak milyonlar bir araya gelmiştir, senin hayallerini ideallerini yaşatacak irade ve güç vardır, buradadır. Kemal Korkut’ların, Berkin Elvan’ların, Ali İsmail Korkmaz’ların, Roboski’nin, Soma’nın , Çorlu’nun, Amasra’nın, her gün katledilen kadınların faillerinin cezasız kaldığı, işkencenin kurumsallaştığı bir karanlık rejimi ısrarlı ayakta tutmak istiyorlar. Biz de kararlılıkla söylüyoruz, başaramayacaksınız."
BAHÇELİ'YE YANIT: YARGIYA BUNDAN DAHA AÇIK TEHDİT OLABİLİR Mİ?
"Bugün iktidarın küçük ortağı buradan esti gürledi yine. AYM’ye talimatlar gönderiyor. Bırakın talimatları, AYM’yi tehdit ediyor, açık ve net bir şekilde şantaj yapıyor. Artık anayasa diye bir şey kalmadı. Apaçık bir şekilde anayasayı ayaklar altına alma konusunda en ufak bir çekinceleri yok. Çünkü kurtuluşları hukuksuzluktadır, zorbalıktadır. Öyle biliyorlar. Seçimlerin adil ve demokratik geçebilmesi için bizim hakkımızdaki kapatma davasının seçimler sonrasına ertelenmesini istedik. AYM’yi tehdit ediyor, diyor ki ‘Eğer bu kararı derhal HDP aleyhine almazsanız hainsiniz’. Şimdi yargıya bundan daha açık tehdit olabilir mi? Bu sadece MHP’nin söylemi olarak anlaşılmamalıdır. Bu iktidarın politikasıdır. Bu rejimin politikasıdır. Yapılan her şey birlikte yapılmaktadır, hesabını da halka birlikte verecekler."
MUHALEFET PARTİLERİNE ÇAĞRI: SESSİZ KALAMAZSINIZ
"Muhalefet partilerine de sesleniyoruz, bu kadar açık anayasa ihlalleri bu zorbalık ve tehdit politikası karşısında sessiz kalamazsınız. Sessiz kaldığınız her zorbalığın pratiği eninde sonunda ülkeye egemen kılınmak istenen sistemin bir aynasıdır. O aynayı hep birlikte görelim bu planları hep birlikte bozalım. 'HDP’nin kapısına kilit vurulsun' diyor. Biz anahtar partiyiz diyoruz, onlar kilitten söz ediyor. Tonlarca kilit getirseniz hepsini açarız biz."
"TÜRKİYE HALKLARI İKİ BLOĞA MAHKUM DEĞİL, ÜÇÜNCÜ YOL VAR"
"Türkiye halklarına iki bloğa mahkum olmadıklarını söylüyoruz ve seçeneği ortaya koyuyoruz. Yeni yaşamı özgürlükten, eşitlikten, demokrasiden yana olan genç ve dinamik bir siyaseti inşa ediyoruz. Tüm toplumu da ne statüko ne restorasyon denklemine mahkum bırakacağız! Böyle bir mecburiyet yoktur çünkü bizler varız, üçüncü yol var."
NASIN BİR CUMHURBAŞKANI ADAYI?
"Bir cumhurbaşkanı adayı çıkaracağımızı ilan ettik. Açık ve net, diyoruz ki, bu topraklarda yaşayan tüm halkların, inançların, kimliklerin, kültürlerin, cinsel yönelimlerin adayını arıyoruz, adayını tartışıyoruz, böyle bir aday çıkarmak istiyoruz. İşçilerin, emekçilerin, ezilenlerin, alın teri dökenlerin adayı olacak bir isim. Kadınların, gençlerin, ekolojistlerin temsilcisi olacak bir ses."
MECLİS SEÇİMLERİ
"Meclis seçimlerine de yine yeniyi kurma, demokratik cumhuriyete giden yolu eşit yurttaşlık, özgürlük temelinde açma hedefiyle hazırlanıyoruz. HDP olarak hedefimiz Meclisi en geniş katılımlı, tüm renklerin, halkların, inançların temsil edildiği bir platforma çevirmektir. Yani halkarın demokratik meclisini yaratmak istiyoruz. 14 Mayıs bir milat olacaktır. Halkların miladı olacaktır. Gün bizim güneş bizim, göğsümüzde ateş bizim, el ele olduğumu bu güzel ülke bizim, dün bizim, yarın bizim, inşa edeceğimiz yeni yaşam bizim, hasrete vurduğumuz mayısta haziranda gülmek bizim." (Ankara/EVRENSEL)