DOSYA | Savaşın 1. Yılında Ukrayna-4: İşçi kentinde iki cephe
Bir işçi kenti olan, maden ocakları ve metal fabrikalarıyla dolu Kryvyi Rih'te üretim düşünce izne çıkartılan bir metal işçisi ve Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Başkanı Yuri Samoylov ile görüştük.
Kryivyi Rih merkezi 'saldırı olabilir' uyarılarına rağmen kalabalık | Fotoğraf: Elif Görgü/Evrensel
Hazırlayan: Elif GÖRGÜ
Kryvyi Rih bir işçi kenti. Kent maden ocakları ve metal fabrikalarıyla dolu. Ancak işlerin çoğu savaşla birlikte durmuş, normalin yüzde 30’u kadar ücretle izne çıkarılan binlerce işçi, eğer cephede değillerse, kentte yaşam mücadelesi veriyor. Sendikalar ise -eleştirilerini sürdürmekle birlikte- Ukrayna’da sınıf savaşını Rusya ile savaş gerekçesiyle bir süre ertelemiş görünüyorlar. Ancak hükümet ve sermaye bu cepheyi de boş bırakmıyor. Sıkıyönetimde protesto ve grevleri yasaklayan, birçok hakkı yok eden iş yasaları da meclisten geçti bile.
ZELENSKİY’NİN MEMLEKETİ
Kiev’den trenle sekiz saati aşkın bir yolculukla Kryvyi kentine geliyoruz. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin memleketi olan Kryvyi Rih bir sanayi kenti.
1934’te kurulan ve Sovyetler Birliği’ndeki en büyük entegre metalürji tesisi olan “Kryvorizhstal” -bugünkü adı ArcelorMittal- 2005’te özelleştirilerek dünyanın en büyük demir-çelik tekellerinden Mittal şirketine satılmış. Şirketin tesisleri kente yayılmış durumda. Kentte ayrıca Ukrayna’nın en zenginlerinden Ahmetov’un Metinvest şirketinin de demir madenleri ve işletmeleri bulunuyor.
Kente gün doğmadan varıyoruz. Bindiğimiz taksinin şoförü de bir metal işçisi çıkıyor. 24 Şubat sonrası çalıştığı demir-çelik fabrikasında bölümlerin çoğu kapatılmış, işlerin çoğu askıya alınmış. Binlerce işçinin çalıştığı fabrikasında herkesin bilgisine sahip olmadığını ancak kendisinin ve iş arkadaşlarının resmi olarak işten çıkarılmadıklarını söylüyor; maaşlarının üçte birini almaya devam ediyorlar. Ancak bu geçinmesine yetmediği için taksi şoförlüğüne başlamış. “Savaş bitene kadar fabrika kalırsa!” işe geri dönebilmeyi umuyor. Kısa yolculuğumuzdaki bu hızlı sohbetimizde savaş için, “Bizim başımızdakiler ve Rusya’nın başındakiler savaşı bitirmek istemiyor. Savaşın biteceğini düşünmüyorum, herkes umudu kesti” diyor. Adı bizde saklı bu metal işçisiyle, daha sonra buluşup daha detaylı konuşmak üzere sözleşiyoruz.
"SALDIRI UYARILARI" ALTINDA İKİNCİ BULUŞMA
Ertesi gün yeniden buluşuyoruz. Arkadaşlarını da getirmesini istemiştik ancak kimseyi ikna edememiş. Bu nedenle fikirlerinin başka işçiler tarafından da paylaşılıp paylaşılmadığını görme şansımız olmuyor.
Buluştuğumuz sabah Ukrayna medyası sık sık “12.00’den sonra yoğun Rus hava saldırısı beklendiği” uyarıları geçiyor, evde kalmayı öneriyor. Ancak Kryvyi Rih merkezi kalabalık, insanlar sokakta, elektrik o gün neredeyse gün boyu olmadığı için jeneratör sesi yoğun. Buluştuğumuzda ‘cam kenarına oturmasak mı, yakınlara saldırı olursa camlar kırılabilir’ diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Ancak girdiğimiz kafede tek boş yer cam kenarı, oturuyoruz.
Savaşın ilk günleri nasıldı? Nasıl değiştirdi burada işçilerin yaşamını?
Buraya atılan roketlerle öğrendik savaşı. İlk birkaç hafta fabrikada hepimize normal ödeme yaptılar. Ama daha sonra çalışma saatleri düştü. Özellikle elektrik santrallerinin vurulması bütün madenlerdeki ve fabrikalardaki çalışmayı etkiledi. Artık çalışma yok ama yüzde otuz da olsa ödeme alabiliyoruz. Bizim sektör büyük, şehrin farklı noktalarında fabrikalar var ve hepsi de birbirine bağlı. Belki farklı bölüm ve işletmelerde durumlar daha kötüleşmiş olabilir, belki ödeme yapılmıyor ve işten atmalar olmuş olabilir, bununla ilgili bir şey söyleme şansına sahip değilim ama kendi çalıştığım bölümle ilgili net konuşabilirim, bize bu şekilde yaklaşıldı.
Tabii sabrediyoruz, herkes sabrediyor. Aldığım ücret yetmiyor, taksicilik yapıyorum. Başkalarına da yetmediğine eminim. Bizim aileden askere alınan henüz olmadı. Ama çağırırlarsa ve komisyona gitmezsek önce bir para cezası veriliyor, yakalarlarsa ve sağlığımız uygun olduğu halde savaşa katılmamışsak cezaevine gönderiyorlar. İş arkadaşlarımdan ikisi savaş başlar başlamaz askere alındı.
"SAVAŞ UZAYINCA FİKİRLER DEĞİŞMEYE BAŞLADI"
Savaşla ilgili işçiler kendi aralarında neler konuşuyorlar?
Savaş başladığı zaman hemen herkes ‘Savaşa katılacağım, öldüreceğim, şunu yapacağım, bunu yapacağım’ diyordu ama şimdi kimse savaşmak istemiyor, ben de öyle düşünüyorum.
Niye değişti fikirler?
Benim sağlıklı olmam lazım, yaşamam lazım, çocuklarım var, ailem var. Tanıdığımız birçok insan gitti, mesela Harkiv tarafına gittiler ve oraya o kadar çok saldırı yapıldı ki kimisi sakat kaldı, şimdi çalışamıyor, ailesine bakamıyor. Bu yaşamın sonrası da var, sonrasını da düşünmemiz lazım.
Açıklanan resmi rakamlara göre 10 bin Ukrayna askeri öldü ama gerçek çok daha fazla diye düşünüyorum. Savaş başladığında kimse bunu beklemiyordu, uzun süreceğini de beklemiyordu. Başlarda insanlar anlaşma olabileceğini düşünüyordu ama şimdi bizimkiler konuşmaktan yana değiller sadece savaşacağız diyorlar. Bu, savaşın bitmeyeceğini gösteriyor. Bitmeyecek bir savaşa, ne olacağı belli olmayan bir savaşa neden insanlar katılsın? İnsanların fikrinin değişmesinde bunun önemli bir rolü var. Birilerinin konuşmaya, anlaşmaya davet etmesi lazım.
Müzakerelere karşı, savaşın sonuna kadar devamından yana olan görüşleri hatırlatınca “O zaman onlar gitsin savaşa” diyor: “Yukarıdakiler madem devam etsin istiyorlar, kendi çocuklarını göndersinler savaşa… Yukarıdakiler bir takım, şu anda her şeye rağmen rahat yaşıyorlar ve kazandılar ama eğer Rusya kazanırsa her şeylerini kaybedecekler. İstemeseler de devam ettiriyorlar savaşı, onların da kaybedecek çok şeyi var.”
"ODESSA’DA MANGAL YAPTIK" DİYEN OLDU…
İşçinin annesi Rus, babası Ukraynalı. 2013 Meydan hareketi ile iktidarın değişmesi ve 2014’te Donbas’taki ayaklanma ile iki bağımsız cumhuriyetin (Donetsk ve Luganks) ilan edilmesi sonrası Rusça ve Ruslara yönelik ayrımcılık artmıştı. İşçilerin bu süreçten etkilenip etkilenmediklerini soruyoruz:
“Öyle bir hale geldi ki diyelim yabancı bir film var, Ukraynaca seslendirme yapıyorlar, ama o filmde kötü bir karakter varsa o karakteri Rusça konuşturuyorlar. Tabii ki işçiler bütün bunlardan etkilendi. Zaten öncesinde de vardı. 2014 yılında Odessa’da sendikada yakılan gençleri ertesi gün işyerinde konuşuyorduk, ‘nasıl yaparlar bunu’ diye ama biri ‘Bugün bayram, Odessa’da mangal yaptık’ dedi. Biz şok olduk. Orada insanlar yandı ama bazılarının düşüncesi bu”.
Ülkenin geleceğini nasıl görüyorsun?
Geleceği görmek mümkün değil, şu anda korumaya çalıştığım tek şey ailem, yarın ne olacağını bilmiyoruz.
Neden Ukrayna’da savaş karşıtı bir hareket ortaya çıkmadı sence bu süreçte?
Tepki göstermek, hele organize bir tepki göstermek mümkün değil. Mesela Odessa’da üç gün elektrikler yoktu, halk yolu kesti ve polis tepkiyi örgütleyenleri götürdü. Halkın organize bir tepki göstereceğini ve Kiev üzerinde bir baskı oluşturacağını düşünmüyorum. Zaten şu anda halk propagandaya inanıyor.
YURİ SAMOYLOV: ŞU AN SADECE CEPHEDEKİ OĞLUMUN ŞAPKASINI DÜŞÜNÜYORUM, BAŞKANI DEĞİL
Kiev’de Ukrayna Bağımsız Sendikalar Konfederasyonu (KVPU) ile iletişime geçmeye çalışmış ancak yüz yüze görüşme konusunda başarılı olamamıştık. Konfederasyona bağlı Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Başkanı Yuri Samoylov ile Kryvyi Rih’te görüşme şansımız oluyor.
Yuri Samoylov, “Şehirdeki diğer örgütlerin başkanları olan birçok yoldaşımız şu anda cephedeler, dolayısıyla ben onların birtakım sorumluluklarını da yerine getiriyorum” diye başlıyor söze, “2 bin 500 üyemiz var, 300 kadarı savaşa gitti. Bu üyelerimizin 200 civarında yakını da şu anda savaşıyor.” Samoylov’un oğlu ve torunu da gidenler arasında.
“Buradaki hemen hemen bütün madenlerde örgütlüyüz. Aynı zamanda ArcelorMittal fabrikasında da örgütlüyüz. Sendikamız asıl olarak Ukraynalı oligarklara ait işyerlerinde kuruldu. Ahmetov’a ait Demir Cevheri Tesisleri ve aynı zamanda Yaroslavskiy’nin fabrikalarında örgütlüyüz. Yaroslavskiy Rusya’nın Abramoviç’i gibi birisi. Savaş başladığında buradan kaçmıştı ama mal varlıklarını büyük ihtimalle elinde tutuyor. Abramoviç de bildiğiniz gibi Putin’in para kesesi durumunda.
Savaştan önce Kryvyi Rih, Ukrayna’nın bağımsızlık sürecinde 1 Mayıs’ın kutlandığı tek şehirdi. Ukrayna’nın diğer şehirlerinden farklı olarak burada her sene grevler oluyordu. En son büyük grev 2020’de, 46 gün boyunca, yer altında yüzlerce işçinin katılımıyla yapılmıştı. Bu bir rekordu.”
Sanayi üretimi nasıldı ve şimdi nasıl?
Savaştan önce Ukrayna’nın genelinden farklı olarak burada üretim seviyesi düşmedi ve pratikte Sovyet zamanınkini korudu. Şehrin nüfusu yaklaşık 700 bin ve bunun 250 bini sanayide çalışıyordu. Çoğu özel ve tehlikeli işlerde çalışan işçilerin ücretlerinin, her ne kadar oligarklar istemese de grevler yoluyla enflasyon karşısında erimemesini sağladık ve 1000 dolar civarında tutmayı başardık.
Peki savaştan sonra?
Yarı yarıya azaldı. Üretime devam eden işyerlerinin sayısı savaş öncesi seviyesinin üçte birine düştü.
Savaşa gidenlerin dışında işten çıkarmalar da mı oldu?
Hayır, işten çıkarılmadılar ve geçim yardımı alıyorlar.
Geçinebiliyorlar mı aldıkları yardımla?
Size bir örnekle anlatayım. Zaporijya bölgesinde Dniprorudne adında, şu anda işgal altında olan bir şehir var. Zaporijya Nükleer Santralinin yakınında bulunuyor ve burada da bir demir madeni var. Özel bir maden. Oradan kaçıp Ukrayna’nın işgal altında olmayan yerlerine gelenlere bile bu geçim yardımı ödeniyor. Ukrayna’da işletmeler üretimi durdursa bile çalışanlarına bir miktar ücret ödemelerini sağlayacak bir sistem oluşturuldu.
Bu sadece örgütlü işyerleri için mi geçerli?
Evet.
İşçilerin ne kadarı sendikalarda örgütlü?
Yüzde 50 civarında. Sanayide ise bu yüzde 90 civarında.
Yüksek bir oran. Türkiye’de yüzde 15 kadar. Sovyetlerden kalan bir durum mu bu?
Evet ama biz Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti değiliz, bağımsızız.
Ukrayna’da işçilerin haklarını kısıtlayan yeni iş yasalarının savaş döneminde meclisten geçtiğini biliyoruz. Bununla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Ukrayna’da gerçekten de işçiler de dahil olmak üzere sıradan insanların yaşam şartlarını kötüleştiren yasalar kabul edildi. Örneğin kabul edilen 2023 bütçesinde daha önce enflasyona karşı otomatik olarak ücretlerin yükseltilmesini sağlayan düzenleme fark ettirmeden ortadan kaldırıldı. Ayrıca toplu iş sözleşmesi hakkını ortadan kaldırdılar. Yıllık izin haklarını da çok azalttılar; savaş öncesinde yıllık 28 ila 64 gün arasında değişen izin hakkını herkes için 24 güne düşürdüler. Daha önceki izin hakkı, tehlikeli işlerde çalıştığımız için Sovyet döneminden kalmaydı. Ayrıca şu anda işverenlere sendikasız işçileri işten çıkarma hakkı verildi. Daha önce bu mümkün değildi.
Bu yasalara karşı nasıl mücadele ediyorsunuz?
Sendika üyelerimizden bazıları kendileri için savaş öncesi koşulların tekrar geçerli olması talebiyle başvuruda bulunuyor, biz de yargı yoluna gidiyoruz.
Bu yeterli olacak mı?
Avrupalı ve küresel sendikal yapıları kullanarak başkana ve hükümete başvurmalarını sağlıyoruz. Avrupa bizi almak istiyor ya! (Gülerek).
O zaman grev ve protesto gibi mücadele yöntemlerini kullanmayı düşünmüyorsunuz…
Bunlar yasak ve suç kapsamında şu anda.
"ZELENSKİY’E SORULARIMI SONRAYA BIRAKIYORUM"
Samoylov’dan işçilerin durumu hakkındaki bilgileri aldıktan sonra savaşla ilgili görüşlerine geçiyoruz.
Rusya’nın emperyalist bir devlet olduğunu söylüyor, “Pratikte 1980’li yıllardan başlayarak Sovyetler Birliği’nde ülkeyi haydutlar yönetmeye başladı” diyor, “Bu haydutlar esas olarak devlet güvenlik organlarına yapışmışlardı. Bunlar daha önce devrimle elde edilmiş olan toplumsal kazanımları ortadan kaldırmaya başladılar. Bu haydut gruplarından hangilerinin hangi Ukrayna bölgelerini kontrol ettiğini çok iyi biliyoruz. İsim isim saymak mümkün. Kryvyi Rih’te de bunlardan var ve bazen bana da musallat oluyorlar. Amerikan sendikacılarını ve gangsterlerini düşünün, onlar bunların yanında çoluk çocuk kalır. Aynı şekilde Donetsk ve Lugansk’taki arkadaşları da biliyorum. Orada da birçok maden var. Biz aynı sendikada yer alıyorduk. Üye sayımız 100 bin civarındaydı. Sonuçta bizi ayırdılar (2014’te Donetsk ve Luganks’ta bağımsız iki cumhuriyet ilan edildi. Geçtiğimiz eylül ayında bu bölgeler Rusya tarafından ilhak edildi.) Bizim sendikamızdaki liderlerin bazıları Ruslar tarafından daha 2014 yılında öldürüldü. Bazıları onların tarafına geçtiler.”
“Donetsk ve Luganks’ın Ukrayna’dan ayrılmasının burada yaşayan halkın iradesi olduğuna inanmıyor musunuz?” diye sorunca, “hayır” diye yanıtlıyor.
Savaşın ise uzun süreceğini düşünüyor, “Birkaç yıl. Çok şey kaybedeceğiz. Büyük ihtimalle müttefiklerimizden bazıları bizi satacaklar. Küresel anlamda konuşuyorum, bize yardım eden ülkelerden bahsediyorum. Bu savaş başladı çünkü Avrupa Birliği, bazı Avrupa ülkeleri, başta Almanya olmak üzere, Fransa, Macaristan, kısmen İtalya, İspanya, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, bu ülkeler Rusya ile Ukrayna pazarlığı yaptılar.”
Ukrayna’da egemen sınıftan söz açılınca genelde sadece oligarklardan bahsediliyor. Samoylov’a genel olarak Ukrayna burjuvazinin bu savaşın çıkmasında bir rolü olup olmadığını soruyorum, “Ukrayna burjuvazisi Ukrayna iktidarını almak istiyor. Ama iktidar oligarklarda, 5 ya da 10 kişide. Rus oligarşisi Ukrayna oligarşisinden bütün mal varlıklarını kendisine vermesini istiyor” yanıtı veriyor.
"GEMİYİ SALLARSAM DÜŞMANA YARAR"
Savaşla ilgili sendikalar ve Ukrayna işçileri adına hükümete bir çağrınız var mı?
Şu anda oğlum ve torunum cephede savaşıyor. Sizin yanınızda oğlum beni aradı ve şapkasını kaybettiğini söyledi. Hava soğuk. Şu anda ben onun şapkasını düşünüyorum, başkanı değil… (Gülerek). Şimdi sizinle röportajı bitirdikten sonra gidip bir yerden şapka alıp göndereceğim. Başkan (Zelenskiy) konusunda şu anda düşüncelerim yeterince karışık. Onun dedesini tanırdım. Bana komşu muhitte yaşıyorlardı. Büyükannesi beni iyileştiren doktordu. Ukrayna Güvenlik Servisinin görevden alınan Eski Başkanı Bakanov işte şu karşıdaki evde yaşıyor. Zelenskiy buradan 50 metre uzaktaki okulda okudu. Benim annem yürüyemiyordu ama ölmeden önce yürüyerek gidip seçimde ona oy verdi, çünkü onun dedesiyle arkadaşlardı. Bizim şehrimizde o çok seviliyordu, o buradan yükseldi. Savaş süresince başkanı benim liderim olarak görüyorum. Ona olan sorularımı zaferden sonraya saklıyorum.
Benim onunla hemfikir olmadığım birçok mesele var, mesela bu çıkan yasalar. Ama şimdi bu gemiyi sallamaya başlarsam yaptığım hareketin oligarkların ve düşmanın yararına olacağını görebiliyorum. Halkın yüzde 95’i böyle düşünüyor. Zelenskiy halkın adamı olarak seçildi. 2013 olaylarında yer almadı. Politikaya 2017-2018 yılında başladı. Gerçekten barışı getirebileceğine ve Putin’le anlaşmaya varabileceğine inanmıştı.
Ama (Donbas’ın özerkliğini tanıyan) Minsk anlaşmalarını uygulamadı…
Bu anlaşmaları (Almanya’nın Eski Cumhurbaşkanı) Steinmeier yapmıştı, zaten sonra da bunlardan vazgeçti ve yanlış yaptığını söyledi. (Almanya’nın Eski Başbakanı) Merkel ve Steinmeier.
YARIN: “Savaşlar yalan söyler”, ya gazeteciler?