Ercüment Akdeniz: Toplumun "Biz bu isimle yürüyebiliriz" dediği bir isim açıklayacağız
EMEP Genel Başkanı Akdeniz, Emek ve Özgürlük İttifakı'nın seçim çalışmalarına dair, "Toplumun ‘Bu isimle yürüyebiliriz' dediği bir ismi şubat başında az çok netleştirmiş olacağız" dedi.
Ekran görüntüsü, Halk TV yayınından alınmıştır.
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Halk TV'deki "Haber Masası" programında Can Coşkun'un seçimlere dair sorularını yanıtladı. Akdeniz, "Toplumun ‘Bu isimle yürüyebiliriz' dediği bir ismi şubat başında az çok netleştirmiş olacağız" açıklamasında bulundu.
Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenleri olarak HDP'nin dünkü Meclis grup toplantısına katıldıklarını belirten Akdeniz, "Kapatma girişimi, Hazine yardımına bloke kararı, bunlar kabul edilemez. Türkiye bir kez daha siyasi partiler mezarlığının kapısının açıldığı bir ülke olmamalı. Bunun sonuçları çok ağır olur bütün ülke için, bütün demokratik değerler için. Bütün siyasi partiler de aynı hassasiyet içinde olmalı" dedi.
İtifakın son iki toplantısında seçim gündemini konuştuklarını hatırlatan Akdeniz, "İkinci toplantıda cumhurbaşkanı adaylığı konusunda prensip bir karar almamız çok değerli çünkü hızlı işleyen bir süreç var. Adaylık konusunda sadece ittifak partileri değil sendikalar, kitle örgütleri, aydınlar, gençlik ve kadın inisiyatiflerini de gezerek hızlı bir eğilim yoklaması yapacağız. Şubat başı. On günlük bir çalışma. Çok yoğun bir mekanizma çalıştırıyoruz şu an. Çünkü bizim diğer anlayışlardan bir farkımız olmalı. Sadece parti liderleri belirleyemez" diye konuştu.
"ŞUBAT BAŞINDA İSMİ AZ ÇOK NETLEŞTİRMİŞ OLACAĞIZ"
Akdeniz, "Nabzı ölçerken altılı masanın aday göstermeyi düşündüğü kişiler için ittifak bileşenleri ne düşünüyor diye bir sorgulama içinde olacak mısınız" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Tabii ki. Partilerimizin üyelerinden biri olmak durumunda değil. Başından beri çağrımız hep şuydu: Toplumsal mutabakat alanını rahatlatacak bir isim ve asgari bir sözleşme, bir konsensus oluşturma. A partisinden B partisinden biri olmak durumunda değil. Toplumun sevip saydığı, evet olabilir, bu isimle yürüyebiliriz dediği bir isim. Şubat başında ismi az çok netleştirmiş olacağız."
"BİRLEŞTİRİCİ BİR İSİM VE SÖZLEŞME"
"Bir kadın aday olacağı" yönündeki kulis bilgilerinin sorulması üzerine de Ercüment Akdeniz şunları kaydetti:
"İttifakımızda daha önce cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda karar alan, isim yoklaması yapan ve kendince bir havuz oluşturan bir tek parti vardı: HDP. Onların bazı isim çalışmaları var, netleşmiş değil. Konuştuğumuz şey, ittifak olarak bir aday gösterilecekse bu ortak gösterilmeli. Bu konuda da hiçbir sorun yok. Tam bir mutabakat var. Şu an diğer partiler bu çalışmalarını yapıyorlar ve ortak heyetler tüm kurum ve kuruluşları gezecekler. Kadın olması her zaman pozitif bir yandır ama önemli olan isim. Birleştirici bir isim ve sözleşmeden ibaret."
Akdeniz, "Basın bildirimizde de ifade ettik, diyalog kanallarını açık tutmak kaydıyla ve açık müzakare koşuluyla bu adayın tekleşmesine de kapıları kapatmış değiliz" diye ekledi.
"AYLARDIR ORTAK MUTABAKAT, TEK ADAY DİYORUZ, TIK YOK"
Altılı masaya yaptıkları çağrının altını çizen Akdeniz, "Aylardır ortak mutabakat diyoruz, mümkünse birinci turda bu işi bitirelim diyoruz, mümkünse tek adayla bunu bitirelim diyoruz ama tık yok, ses yok. Şimdi biz halkımızı seçeneksiz bırakamayız. TBMM'de grubu bulunan en büyük parti AKP, adayını çıkarıyor. CHP çıkarıyor. Üçüncü parti HDP, o da çıkaracak, onun da hakkı. Meclis dışında bulunan partiler dahi aday zikrediyorsa doğal olarak böylesine büyük bir ittifak da adayı konuşacak" dedi.
"TOPLUM BASKISI OLDUĞU ZAMAN ADAY TEKE DÜŞEBİLİR"
Can Coşkun'un "(Altılı masadakiler) Adayımızı belirleyelim, sonra destek istemek için açık kapıları kullanmaya başlayalım diye düşünüyor olabilirler. Bu tatmin edici bir gerekçe midir sizin açınızdan" sorusuna ise Akdeniz'in yanıtı şöyle oldu:
"Bu bıktırıcı olmamalı. Toplumda bu manada bir soğuma var. Hepimizin istediği şey, tek adam yönetiminin, başkanlık sisteminin son bulması. Bugün 1500 işçinin grevi yasaklandı. İBB'ye yapılan kuşatma ortada. 50'ye yakın belediyeye kayyum gelmiş. Profesörler kendi rektörünü seçemiyor. Bu gidişle çocuklar sınıf başkanını seçemeyecekler yahu, kayyum gelecek! 110 gün kalmış şurada. Ama şunu ifade etmek isterim. Aday çıkardığımızda elbette ittifakımız ikinci tura kalmak için mücadele eder doğal olarak. Buna rağmen, ister aday çıksın, ister ilk adayı biz açıklayalım, ister millet ittifakı açıklasın, hiç bunların önemi yok. Toplum baskısı olduğu zaman bu teke de düşebilir, bu gayet mümkün. Bunun için halkın ileri gelenlerinin de bir sivil baskı yapması gerektiğini söylüyoruz. Bunun da örgütlenmesi gerektiğini söylüyoruz. Bu süreç böyle gidemez."
MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİNDE İZLENECEK YOL HARİTASI
Milletvekili seçimlerinde izlenecek yol ve listelerin nasıl hazırlanacağı sorusu üzerine ise Akdeniz, "Halk iradesinin Mecliste karşılığını bulması lazım. Halk adalet çığlığı içerisinde şu an. Bu sesin Mecliste vücut bulacağı bir temsiliyet vardır. Adaylar oralardan çıkacaktır. Mücadele etmiş, mağdur olmuş isimlerin üzerinde de bir çalışma yapıyoruz. Parti üyelerinden menkul bir adaylık tartışmamız yok. Önümüzde öncelikli gündem HDP'nin kapatılması girişimi. HDP'nin kapatılması durumundaki seçenekleri konuşuyoruz. HDP'nin kapatılmasını Türkiye'nin geleceği için düşünmek istemiyoruz. Ama bu olursa dört partiden üçü (EMEP, TİP, Yeşiller ve Sol Gelecek) Emek ve Özgürlük İttifakı pusulası altında seçimlere girecek ve halkı seçeneksiz bırakmayacak, bu çok net. HDP'liler de listelerini bu partilerden verebilecek. Toplam oyun, milletvekili sayısının en yüksek olduğu bir tablo olmalı. Bu denklemler üzerinde çalışıyoruz. Seçim komisyonları bu çalışmalara dair simülasyonlar ve temaslar yapıyorlar. Şubat başındaki toplantıda burada bir mesafe almayı düşünüyoruz" diye konuştu.
SEÇİM GÜVENLİĞİ İÇİN SEFERBERLİK ÇAĞRISI
Seçim güvenliği konusunda da konuşan Akdeniz, "Grev yasakları, İBB'ye operasyon var, vekillerin dokunmazlığı kaldırılıyor. Erdoğan anayasayı ihlal ederek, yasaları hiçe sayarak aday oluyor. Tek adam yönetimi iktidarda kalmak için her şeyi yapacak. Baskıyı gerilimi artıran bir seçim öngörüyoruz. Dün itibarıyla seferberlik çağrısı yaptık. O masa ne yapacak bu masa ne yapacak beklemeden halkımızın sandıkların güvenliği ve denetimi için seferber olması lazım. 15 Ocak'ta yaptığımız Kartal mitingi korku duvarlarını aştı. Meydanları doldurmaya devam edersek o zaman seçimin de sandığın da güvenliğini sağlarız. O zaman atı alan Üsküdar'ı geçemez" dedi. (İstanbul/EVRENSEL)