27 Ocak 2023 12:29
Son Güncellenme Tarihi: 27 Ocak 2023 16:14

Metin Lokumcu davası | "Özellikle nişan aldırıp gaz atılıyordu"

Metin Lokumcu'nun ölümüyle ilgili 13 polisin yargılandığı davanın duruşmasına devam edildi. Tanıklar polislerin özellikle nişan aldırılıp gaz fişeği attığını anlattı. Duruşma 25 Mayıs'a ertelendi.

Fotoğraf: Evrensel 

Paylaş

Artvin Hopa'da dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın mitingi öncesi düzenlenen eylemde polisin biber gazı sıkması sonucu hayatını kaybeden emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun ölümüne ilişkin davanın yedinci duruşması görüldü. 13 polisin yargılandığı duruşmanın ikinci gününde tanıkların dinlenmesinin ardından ara karar verildi.

“METİN’İ ÖNDER GİBİ GÖRDÜLER”

Duruşma Tanık Burhanettin Hacıyakupoğlu’nun ifadesiyle başladı. Dereleri Koruma Platformunun Hopa’da HES’leri anlatmak için toplandığını söyleyerek olay gününü anlatmaya başlayan Hacıyakupoğlu, “Biz oradayken TOMA su sıkmaya başladı, gençlerden birini duvara yapıştırdı. Çok fazla gaz atılıyordu. Bir tane adam vardı, Erzincan emniyet müdürüne onun kim olduğunu sorduğumuzda ‘başbakan’ın koruma müdürü’ dediler. Polisleri tutuyor habire gaz attırıyordu. Metin’e doğru çok gaz gelince ben yanına gidip ‘Sana doğru geliyor dikkat et’ dedim. Çünkü Metin olayları yatıştırmak için uğraşıyordu. Özellikle nişan aldırıp gaz atılıyordu Metin’i önder gibi gördüler” diye anlattı.

“HER GÜN O CADDEDE GEZEN İNSANLARA SALDIRIYORLARDI”

Hacıyakupoğlu’nun ifadesinin ardından ifade veren tanık Aytekin Genç, olay günü Hopa’da her caddede ellişer polis bulunduğuna değinerek, “Başbakan’ın olduğu yerle burası ne alaka diyorduk. Hopa’da her hafta açıklama olur horon oynanır dağılırlardı. Bu olayın olması için bir sebep yoktu. Açıklama bile yapılamadan hem gaz hem su gelmeye başladı. Metin hoca da olayları yatıştırmak için her tarafa gidiyordu. Ama polisler hiç durmadı. Her gün o caddede gezen insanlara saldırıyorlardı. Metin hocanın köprüye doğru gittiğini ve oraya üst üste gaz atıldığını gördüm” şeklinde konuştu.

Ardından söz alan tanık Necati Dişli ise o zaman 10 yaşında olduğunu, olay sırasında okulda silah sesleri duyulduğunda okulun kalorifer dairesinin sığınak olarak kullanıldığını anlattıktan sonra, “Kalorifer dairesindeyken camlar kırıldı. Panikle yerlere yattık. Bazı arkadaşlarım kusmaya başladı” ifadelerini kullandı.

“POLİSLERDEN BİRİ SİLAH ÇEKTİ VE HOPA HALKINA YÖNELİK KÜFÜRLER ETTİ”

Tanık Görkem Gürhan ise “Olay günü babam Metin dayımın fenalaştığını söyledi. Hastaneye giderken yolda polisler bizi oyaladı, gidemeyeceğimizi söyledi. Bir şekilde oradan geçtik. Dayımı kaybetmiştik. Mete dayım yola doğru koşarak isyan ediyordu. Bir anda silah sesleri duydum ve yanımızda mermilerin sektiğini gördüm, hastanenin önüne geçtik. O sırada yine gaz atılmaya başlandı. İnsanlar nefes alamıyordu. O sırada polislerden biri bana silah çekti ve Hopa halkına yönelik küfürler etti. Ben fenalaşmışım bayılmışım. Hepimiz orada gazdan etkilendik, hastaneye yatırmışlar ancak polisler oram çizildi buram çizildi diye hastaneden rapor alırken bizim kaydımız yok” dedi.

Şebnem Korur Fincancı’nın duruşmada belirttiği uzman görüşüne değinen Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu, “Biz bu kimyasal gazların öldürücü olduğunu anlatmak istiyoruz, görülsün istiyoruz. Babamdan sonra da insanlar bu gazlardan öldü. Başkaları da ölmesin istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“GAZLAR UYGUN KULLANILMIŞ MI ARAŞTIRILMALI”

Olay günü çevik kuvvetin ne kadar gazla geldiğine ve ne kadar gaz kaldığına dikkat çeken Avukat Meriç Eyüboğlu, “Müfettiş araştırmasında bununla ilgili 7 farklı emniyet müdürlüğüne yazılar yazılıyor ancak sadece Erzincan Emniyet Müdürlüğü cevap veriyor. Diğerleri bilinmiyor ve davada bu konunun üstüne gidilmiyor. Ancak müfettiş tarafından oluşturulmuş raporda üç ayrı telsiz konuşmasından Erzurum çevik kuvvet ekibinin gazının bittiğini ve yeni gaz istediğini biliyoruz. Bununla ilgili üç tutanağımız var” diyerek bir bilirkişiden görüş alınması ve gazların doğru kullanılıp kullanılmadığının soruşturulmasını talep etti. Eyüboğlu ayrıca, olay günü emniyetin kameralarından çekilen görüntülere ulaşılamadığına dikkat çekip bu görüntülerin kesilmeden tam halinin celbini de talep ettikten sonra, “Bu sadece bilirkişi aşçısından değil maddi gerçeklik açısından önemli” şeklinde konuştu.

DURUŞMA ERTELENDİ

Ardından sanık polislerin avukatlarının beyanını dinleyen mahkeme heyeti; tutanak altında imzası olan polislerin dinlenmesine, görüntülerin ham hallerinin istenmesine, iç güvenlik uzmanı adı altında bir bilirkişi olmadığından, savcılığın isteminin reddine, keşif talebinin reddine karar vererek duruşmayı 25 Mayıs’a erteledi. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Kedinin patisini “büyü” için kesmişler

SONRAKİ HABER

Uluğ Enerji’de promosyon ücreti belli oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa