28 Ocak 2023 04:25
/
Güncelleme: 26 Mart 2023 12:02

DOSYA | Savaşın 1. Yılında Ukrayna-6: ‘Savaştan sonra’ yine gel...

Biraz gördüklerimden bahsediyorum ona. O da savaşta kaybettiklerini anlatıyor. Sonra, “Savaştan sonra yine gel” diyor, “Yazın...” Savaş yaza biter mi?

DOSYA | Savaşın 1. Yılında Ukrayna-6: ‘Savaştan sonra’ yine gel...

Fotoğraf: Elif Görgü/Evrensel

Elif GÖRGÜ

Sekiz günün ardından dokuzuncu gün dönüş yolculuğu başlıyor. Hmelnitski’den yola çıkıyoruz. Gelirken 1 kedi ve 10 kadındık otobüste, dönerken 1 köpek ve 20’nin üzerinde kadın varız. Yorgunluğun gözlerinden baktığımdan da olabilir, dönüş yolu daha uzun görünüyor. Belki de yükümüz daha ağır. Ukrayna’da yaşananların hem gözlere hem omuzlara yükledikleri de var.

Yolun bir noktasında Marina ile sohbet ediyoruz. İki çocuk annesi. İstanbul’a kısa bir tatil ve arkadaşlarını görmek için gidiyor. Sık sık gelip gittiğinden şoförleri tanıyor. Biraz gördüklerimden bahsediyorum ona. O da savaşta kaybettiklerini anlatıyor. Sonra, “Savaştan sonra yine gel” diyor, “Yazın...”

Savaş yaza biter mi?

***

Beş gün süren dosyamızda, 24 Şubat 2022’de Rusya’nın işgal girişimiyle başlayan ‘Ukrayna savaşı’nın cephe dışındaki bölgelere etkisi ve başta işçiler olmak üzere Ukrayna halkının savaşa dair deneyimlerine, görüş ve sorgulamalarına yer vermeye çalıştık. Batı kentleri Hmelnitski, Ternopil, başkent Kiev, maden ve sanayi kenti Kryvyi Rih’e dair izlenimleri ve yapabildiğimiz söyleşileri yayımladık.

Son günlerde Kiev dahil yine birçok kent bombalandı. Oradayken hiç siren sesi duymadığım Ternopil’de günlerdir sirenlerin susmadığını öğrendim. En az kesinti yaşayan organize sanayi bölgesinde dahi uzun elektrik kesintileri başlamış. Rusya’nın da askeri birliklerini artırdığı düşünüldüğünde savaşın derinleşip uzayacağını tahmin etmek zor değil. Ukraynalılar da böyle düşünüyor.

Dosya boyunca, ülkeleri emperyalistlerin savaş alanına dönüştürülen Ukraynalıların sözlerini gölgelememek için genel gözlemler dışında fazla yorum yapmamaya çalıştım. Bitirirken ise; iki ülkede de sınıfın bağımsız devrimci siyasi örgütlerinin neredeyse yokluğunun, Rusya’da işgal karşıtı güçlü bir sınıf hareketinin doğmasına engel olduğu ve otoriter rejimin güçlenmesine katkı sunduğu gibi, Ukrayna’da da hükümetten bağımsız bir direniş hareketi oluşmasına imkan vermediğini düşündüğümü belirtmek isterim.

Böyle bir gücün yokluğu, Ukrayna’da bugün ülkeyi ve savaşı yöneten egemen sınıfın, Rusçu olarak damgaladığı kimi oligarklarla dahi iş birliği içinde, işçi haklarını yok eden, kentsel rantı merkezileştiren ve inşaat tekellerine teslim eden, basın ve ifade özgürlüğünü ablukaya alan yasaları grev ve protesto yasaklarını da kullanarak bir bir onaylayabilmesine olanak veriyor. Bu yasaları dosyamız boyunca Ukraynalılar bize anlattı.

Ve bu sınıf uzlaşması ortamı, Ukrayna egemenlerine, Rusya cephesini içerideki sınıf savaşı cephesiyle birleştirme olanağı vermiş durumda. İşçi sınıfı ve emekçi halkı temsil ettiği iddiasındaki kimi sendika ve örgütler ise -istisnaları olabilir- “Ukrayna işçi sınıfına bugün en büyük tehdidin Rusya işgali ve saldırıları” olduğu haklı tespitini, sınıf mücadelesini tamamen “savaştan sonra”ya bırakmanın gerekçesine dönüştürmüş görünüyor. Ki bu “savaştan sonra”nın ne zaman olduğunu kimse bilmiyor. Sonuç olarak bu savaşın tüm cepheleri işçi sınıfına ve emekçi halka karşı.

Ancak şunu da itiraf etmeliyim. Ukrayna’ya sadece hükümet propagandası duyacağım ön yargısıyla gittim. Ukraynalılar, özellikle işçiler, ne kadar yanıldığımı gösterdiler. İşçilerin işgalin sona ermesi ve Rusya’nın geri çekilmesi gerektiği konusunda bir şüpheleri yok. Savaşın bitmesi gerektiği konusunda da... Belirsizlik nasıl bitebileceği noktasında...

***

Ukrayna savaşının etkilerini anlamaya bir katkı olmasını umduğumuz dosyamızın bitişi, Ukrayna’ya gönderilecek yeni Alman ve Amerikan tanklarının onaylanmasına denk geldi. Ukrayna’da çoğu insan daha fazla silahın ülkelerini zafere yaklaştıracağına inanıyor. Bana ise yine Eduardo Galeano’nun sözlerini hatırlatıyor: “Savaşlar silahları ve silahlarsa savaşları gerektirir... Ve Birleşmiş Milletleri yöneten beş* ülke, aynı zamanda beş ana silah üreticisidir. İnsan merak ediyor: Dünyanın barışı daha ne kadar savaş ticareti yapanların elinde olacak?​”

BİTTİ

* Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Çin, Fransa ve Birleşik Krallık.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yağma iklimi

Yağma iklimi

Enerji şirketlerinin patronlarının bizzat yönetimine girdiği Saray iktidarı, “iklim değişikliğiyle mücadele” adı altında sermayeye yeni kaynak aktarma hazırlığında. İktidarın Meclise getirdiği tasarıya göre karbon emisyonu ticareti sistemi kurulacak, “atmosferi kirletme hakkı” alınıp satılan bir mala dönüşecek. Sistem karbon ticareti zenginleri yaratırken, halka zehir kalacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
CHP'li belediyelere silkeleme ve sabah dörtte operasyonlar yapılırken AKP'li Sincan Belediyesine Cumhurbaşkanlığı bütçesinden 30 milyonluk bağış yapıldığı iddia edildi.

Evrensel'i Takip Et