29 Ocak 2023 13:21
/
Güncelleme: 13:26

Hocamız Bülent Yücel yalnız değildir!

Akademiyi abluka altına almaya çalışan iktidar aklının hocamızın sınavını iptal eden antidemokratik tavrı, nefes aldığımız her alana sirayet eden gerici baskıdan azade değil.

Hocamız Bülent Yücel yalnız değildir!

Fotoğraf: Pixabay

Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesinden bir genç

Türkiye’de üniversitelere yönelik saldırılar hız kesmeden devam ediyor. Özerk, bilimsel, demokratik eğitimden her geçen gün daha da uzaklaşıyoruz. Atadığı rektörlerle üniversitelerimizin sahip olması gereken özerk yapıya gölge düşüren iktidar, akademik kadrolara da saldırıyor. İçi boşaltılmış bir bina kalıyor geriye. Oysa pandemi gibi, binlerce liraları bulan ders kitapları gibi, artan kiralar ve geçim sıkıntıları gibi binbir zorlukla mücadele ederek bu sıralarda oturuyoruz. Tek isteğimiz üniversitelerimizin değerli akademisyenlerinin birikimlerinden faydalanabilmek, nitelikli bir teorik eğitim alabilmek, alanında yetkin mezunlar olabilmek.

HUKUK DEKANLIĞININ KARARI HUKUKA AYKIRI

Bülent Yücel, Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesinin alanında uzman, bilgisini ve tecrübesini aktarmaya odaklı, değerli akademisyenlerinden biri. Dersinde amfide boş yer kalmayan, yine de öğrencilerin dinlemekten vazgeçemeyip merdivenlere oturduğu, hiçbir kitabı almaya zorlamayan ve kitap ezberleyip okumayan, özgün bir öğretim görevlisi. Hukuk Fakültesi öğrencileri, hocamızın Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalında ders verdiği on dört koca yıl boyunca gerek Rektörlük gerek Dekanlık tarafından hak gaspına uğrayarak derslerinin elinden alındığına, okuldan uzaklaştırıldığına, kendi dalında derse girmesinin engellendiğine şahit oldular.

Yaptığı 9 Ocak 2023 tarihli Anayasa Hukuku sınavı sonrasında Bülent hocamız yine, ansızın ve gerekçesiz bir şekilde okuldan uzaklaştırılmış, sınavı iptal edilmiş ve bu kararlar 11 Ocak’ta alınmasına rağmen biz öğrencilerine gerekçe dahi sunulmadan sınavın iptali 13 Ocak’ta bildirilmiştir. Hukuk öğrencisi herkes bilir ki Anayasa Hukuku’nun kapsam alanı meclis sistemleri, Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri, Anayasaya uygunluk denetimidir. Bu kapsamda yapılan sınav, dersin tezahüründen başka bir şey değildir. Dolayısıyla Dekanlığın kararı, Yükseköğretim Kanununun amacını belirten 4. maddesine aykırıdır. Yükseköğretimin amacı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getiren öğrenciler yetiştirmektir. Bülent Yücel’in ders işleyişi, tekniği, sorguya teşviki yükseköğretimin amacına uygun olup uzaklaştırma kararı kanunla tezatlık içerisindedir.

Tüm bunların yanı sıra Dekanlık, öğrencilerin kazanımlarını korumadığı gibi, iptalle ilgili gerekçe dahi göstermeden öğrencilere eğitim sistemimizin kanseri haline gelen yeni bir test sınavını dayatmaktadır.

HOCAMIZIN YAŞADIĞI MEVCUT SİYASİ AHVALDEN BAĞIMSIZ DEĞİL!

Bizler biliyoruz ki bugün hocamızın yaşadığı, üniversitelere yapılan baskının ilk halkası değil, son da olmayacak. Akademiyi, üniversite gençliğini abluka altına almaya çalışan iktidar aklının bu antidemokratik tavrı da nefes aldığımız her alana sirayet eden gerici baskıdan azade değil. Bugün alınan siyasi yargı kararlarıyla seçilmiş belediye başkanları cezalandırılıyor, görevden alınmakla tehdit ediliyor. Seçilmişlerin yerine uydurma gerekçelerle kayyumlar atanıyor. Sırf iktidarın politikalarını eleştiriyorlar diye akademisyenler görevlerinden uzaklaştırılıyor, siyasi partilere kapatma davaları açılıyor. Adına dezenformasyon yasası dedikleri, aslı sansürden başka bir şey olmayan uygulamalarla halkın, özgür basının susturulmasına çabalanıyor. Düşünen, konuşan, itiraz eden her kim olursa olsun baskılarla yıldırılmaya çalışılıyor. Tüm bunlar aynı gerici politikaların birbirinden bağımsız olmayan, birbirini besleyen ve bugün Bülent Hocamızın sınavını iptal ettiren tezahürleri.

Ancak bizler Öğrenci Birlikleri’nin kaldırılmasıyla karar aşamasından kovulan üniversite gençliği olarak yıllardır süregelen ve yılmadan kazanacağımız o son güne kadar sürdüreceğimiz parasız, bilimsel, demokratik eğitim mücadelemizi özgürlük mücadelemizle birleştireceğiz. Bu yüzden Dekanlığın bu kararını kabul etmiyor ve “Hocama Dokunma, Sınavımı Geri Ver” demek için bütün öğrencileri mücadeleyi büyütmeye, aydınlık bir geleceği beraber örmeye davet ediyoruz. Bir kez daha taleplerimizi sıralıyoruz:

1)Hukuka aykırı olarak verilen uzaklaştırma kararı iptal edilsin ve hocamız derslerine geri dönsün.

2)Sınav kâğıdımız kazanımımızdır, kazanımımız korunsun, sınavlarımız geçerli kılınsın.

3)Öğrenciler kendileriyle ilgili kararları gerekçesiz bildirimlerle öğrenmesin, temsilciler aracılığıyla karar mekanizmalarına dahil edilsin.

4)Üniversiteler özerk hale getirilsin; parasız, demokratik ve bilimsel eğitim sağlansın.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et