29 Ocak 2023 13:27
/
Güncelleme: 13:30

Nihai kurtuluşun yolunda uğrak bir fener: Lenin

Biz gençler bugün özlemini duyduğumuz özgür geleceğe kavuşmak istiyorsak Lenin’in öğretisini, kişiliğini takip etmeli ve onun alev koru olan görüşlerini yangınlar için yaymalıyız.

Nihai kurtuluşun yolunda uğrak bir fener: Lenin

Fotoğraf: Soviet Artefacts/Unsplash

Alperen TÜRKKAN

İki Eylül Özel Anadolu Lisesi

Eskişehir

“Lenin’in büyüklüğü her şeyden önce şunda yatmaktadır: Sovyetler Cumhuriyeti’ni yaratarak tüm dünyanın ezilen kitlelerine kurtuluş umudunun kaybolmadığını, toprak sahiplerinin ve kapitalistlerin egemenliğinin kısa ömürlü olduğunu pratik bir şekilde gösterdi.” - J. V. Stalin

1924 yılında dünyanın büyük bir kısmı sanki bir anlığına durmuştu. Yüz binler sessizce Moskova Sendikalar Binası’na ilerliyordu. Bazılarından ses çıkmıyor, bazılarıysa hıçkırarak ağlıyordu. Ölen kişi Vladimir İlyich Lenin’di. Almanya, Amerika ve İngiltere dâhil çoğu ulustan insan, bu üzüntüye dâhil oluyordu. Tüm ilerici insanlığın Rusya’da yaşayan lideri ölmüştü. İnsanlık onu sadece Rusya’nın lideri olarak tanımadı; o, aynı zamanda dünya devriminin öğretmenleri Karl Marx ve Engels’in devamcısıydı. O, vatansız işçi sınıfına uluslararası bir vatan yaratmış, orada yaşayan uluslarınsa eşitlik temelinde yaşamasını sağlamıştı. Onun her sözü işçi sınıfının umutları, özlemleri ve geleceğini yansıtıyordu. Yıllarca insanların ütopya dediğinin, olmaz dediğinin parolasını çizen, günümüzün ve geleceğin teorisi olan bilimsel sosyalizmin teorisyeni olmuş Lenin, işte bu yüzden bir önderdir.

ONUN MÜCADELESİ ÖZGÜR BİR YAŞAM MÜCADELESİYDİ

Lenin, sadece Marksist kuram açısından kendini geliştirmiş birisi değildi. O, aynı zamanda kişilik olarak da kendini geliştirmişti, kapitalizmin bencil ve yabancılaşmış bireyine karşı gelecek toplumun bireyini ifade ediyordu. Tam da bu yüzden hayatta ve politik durumlarda Lenin’in öğretisini ve Lenin’in kişiliğini takip etmeli ve onun alev koru olan görüşlerini yangınlar için yaymalıyız. Lenin, Marx’ı sadece öğrenmekle kalmayıp geliştiren ve onu somut olarak gelecek toplum tasvirine uygulayan oldu. 1871’de Paris’te dikilen sancağı Rusya’ya dikti. O, hayatı diyalektik materyalizmin penceresinden bakan komünist ahlakını edinmiş biri olarak yorumladı. Marksizm’e sadece bir siyasal fikir olarak değil, aynı zamanda hayatın kendisi olarak baktı.

Ezen ve ezilen sınıfın bir arada gelecekte yaşayamayacağı ve yaşamaması gerektiğini söyleyen Marksist teoriyi geliştirdi ve gerçekleştirdi. Onun ve partisinin mücadelesi, insanlığın gittiği zorunlu aşama olan sınıfsız, sömürüsüz ve özgür bir yaşama ulaşma mücadelesidir. Bu konudaki sessizliğin, tüm insanlığın başına gelmiş trajedileri desteklemek anlamına geldiğini biliyordu. O yüzden fikirlerini mücadele pratiğine dökmüş bir figür olarak mücadele iradesiyle de örnek bir insan oldu. Bugün sosyalizm ve gelecek o kadar iç içe girmiştir ki insanlık kurtulmadan birey kurtulamaz durumdadır. İnsanlık için yıkım olan bu sistemi değiştirmekten başka bir kurtuluş olamayacağı ve sessizliğin yok oluşu seçmek olduğunu Genç Hayat okurları çok iyi bilirler. Lenin’in de dediği gibi, “Ama yalnızca görmemek için gözlerini kapatanlar, duymamak için kulaklarını tıkayanlar, tüm dünyada doğum sancılarının olduğunu fark etmeyebilirler. Sosyalizme gebe olan eski, kapitalist toplumun çöküşü başlamıştır.”

LENİN’İN SÖZLERİ BUGÜN HÂLÂ GERÇEKLİĞİNİ KORUYOR

Lenin bunu 1918 yılında söyledi ama şu an bu sözler hâlâ geçerli. Türkiye, Orta Doğu ve Ukrayna’da savaş sürüyor, emekçi kitleler yoksullaşıyor, emperyalizm giderek tekelleşerek yeni yıkımlar hazırlıyor. Bu olaylar yaşanırken Lenin’in tespitleri ve ona bağlı öğretisi doğruluğunu her zamankinden fazla kanıtlıyor. Lenin, elbette mücadeleyi pratiğe dökerken yalnız değildi. O, işçi sınıfının önderi olarak aynı zamanda onlardan biri olarak yaşamaya çalıştı, her daim değiştirici güç olan işçi sınıfına sonuna kadar güvendi. O, aynı zamanda işçi sınıfının partisiyle birleşmeden mücadele veremeyeceğini savundu ve örgütlenmenin katı bir disiplin ve özgürleşmenin yolu olduğunu savundu. Ancak bireysel olanı toplumsal olana var ederek özgürleşmenin mümkün olduğunu ileri sürenlerden oldu.

BUGÜN HÂLÂ ONUN IŞIĞINDA YÜRÜYORUZ!

Lenin’in yolu, bugün hâlâ bize yürünecek yolu gösteriyor. Lenin bu anlamda ulus, dil ve benzerleri fark etmeden tüm ezilen dünyanın lideri olmaya layık oldu. Komünistler ondan öğrendiler, onu çalıştılar ve zincirlerinden mutluluk duyarak özgür olduğunu düşünüp çürümeyi değil, Lenin gibi zinciri kırmak için kendilerini mücadeleye adama yolunu seçtiler. Uluslararası çapta Stalin, Enver Hoca, Thalmann ve Dimitrov, Türkiye’de ise Deniz Gezmiş gibi işçi sınıfının ve gençliğin onun öğretisini benimseyen önderleri hâlâ bize yol gösteriyorlar. Onlar, kurtuluşu bireysel olarak sağlayacaklarını düşünmediler. Onlar, ancak Marksist öğretiyle donananların, öğretiden tarihsel dersler çıkaranların, onlar gibi hayata anlam yükleyerek yaşayanların önderleridir. Onlar bize, bizi bireylerin kurtarmayacağını, kendi kurtuluşumuzun toplumsal olduğunu, onların görüşlerinin ise bu yolda mevcut durumdan yarattıkları amaç ve ona giden aracın bir bütünü olduğu sürece bu öğretinin var oluşunu açıklarlar.

Lenin öldü, dünya üzerine Ekim Devrimi’nin aynısı elbette bir daha gelmez ama Lenin’e layık sınıfımızın unsuru olursak bir Ekim’in başka tezahürlerini kısa zamanda görebilir ve bu suretle sınıfsız, sömürüsüz, adil bir dünyaya kendi ellerimizle ulaşabiliriz.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et