29 Ocak 2023 14:16

İki öğün sıcak yemek hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz!

Talep etme mevzisinin daha da geri çekilmesine izin vermemek ve ortak taleplerimiz etrafında yan yana gelmek, üniversitemizi “hayalimizdeki” üniversiteye dönüştürmenin yoludur.

Arşiv fotoğraf: MA

Paylaş

Taylan Özgür DELİBAŞ

İstanbul Üniversitesi

İstanbul Üniversitesi yönetiminin sene başında yaptığı yemek zammı okulda çokça tartışılmış, bu tartışmaları da Genç Hayat’ın sayfalarına taşımıştık. Sene başında gelen zamlar hâlâ tartışılmaya devam ediyorken geçtiğimiz hafta yemek hakkımıza yönelik bir saldırı daha gerçekleşti. Sınav haftası olması da fırsat bilinerek öğrencilere yemekhanede sıcak yemek yerine sandviç, meyve suyu, konserve gibi kuru gıdalar dağıtılmaya başlandı.

Bizlerden 1250 TL’lik bursla bir ay geçirmemiz bekleniyorken her güne tüketim mallarına gelen yeni zamlarla uyanıyoruz. Üniversite öğrencileri arasında maddi sıkıntılar yüzünden okurken çalışma oranının her gün daha da arttığı bu dönemde Türkiye’nin en çok ödenek alan ikinci üniversitesinin öğrencilerin iki öğünlük sıcak yemek hakkını engellemesi kabul edilemez.

Bu sürecin ara tatilden iki hafta önce ortaya çıkmasının da tesadüf olmadığını biliyoruz. Rektörlük, sahip olduğu deneyimle bu ve benzer uygulamaları öğrencilerin vereceği tepkinin minimum düzeyde olması adına sınav haftası ve sonraki süreçte işletmeyi tercih ediyor.

2020 yılının başında gerçekleşen yemek zammı protestolarını ve sonrasındaki kazanımı birçok arkadaş hatırlayacaktır. Bu eylem dönemi Rektörlüğün çekindiği, sonucunda geri adım atacağını bildiği ve korkuyla hatırladığı bir süreçti. Öğrencilerin o gün verdiği örgütlü ve kitlesel tepkiye dönüp baktığımızda, uzun süredir okula dair herhangi bir kazanımın olmadığı böylesi bir dönemde yılgınlığı değil mücadeleyi seçmemiz gerektiğini yeniden hatırlıyor, bunun bir hayal olmadığını görüyoruz. İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin bugün en ufak hak kaybına uğramaması, yan yana gelerek hayalindeki üniversiteyi inşa etmesinin koşulu da ancak bu deneyime sahip çıkmak ve bu deneyimi ilerletmek olacaktır.

ÜTOPİK DEĞİL MÜCADELEMİZLE MÜMKÜN!

Üniversite öğrencilerinin edindiği bir diğer kazanım ise ODTÜ öğrencilerinin teslim ettikleri dilekçelerle okul yemekhanesinde iki öğün farklı yemek çıkmasını okul idaresine kabul ettirmeleri oldu. Verdikleri mücadeleyi “ütopik” bulanların da olduğu bu süreçte acil taleplerimiz etrafında vereceğimiz mücadelenin aslında kazandırabileceğini ve ilerletebilmek için önce bir yerden başlamak gerektiğini bir kez daha görmüş olduk.

Gençliğin içinde bulunduğu yılgınlık halini; en insani ihtiyaçların karşılanmasını talep etmenin dahi “ütopik” bulunmasında, kendine ve sıra arkadaşına olan güveni kaybetmesinde, bulunduğu alanda değiştirici bir güç olduğuna dair inancını yitirmesinde görmek mümkün.

Fakat bunun karşısında yukarıdaki deneyimlerden hareketle talep etme mevzisinin her gün daha geri çekilmesine izin vermemek, önümüzdeki örnekleri kendimize kılavuz edinmek ve buradan öğrendiklerimizle bulunduğumuz amfilerde, fakültelerde ortak taleplerimiz etrafında yan yana gelmek, üniversitemizi “hayalimizdeki” üniversiteye dönüştürmenin yolunu açacaktır. İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin bugün hızlıca yapması gereken budur!

ÖNCEKİ HABER

Yine bir “ailenin korunması” hikayesi

SONRAKİ HABER

İşten atılan Ford işçisi Burak Erkan: Sendikal hakkımızı kullandık, şube başkanını eleştirdik, işten atıldık

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa