Yemekhanede ücretsiz ve doyurucu yemek mi? Yok artık!
Devlet üniversiteleri, kamusal kaynaklarla yurttaşlarına parasız, eşit ve nitelikli eğitimi vermekle yükümlüdür. Bu, bizim kazanılmış hakkımız.
Kaynak: Freepik
Yusuf DOĞAN
YTÜ
Yıldız Teknik Üniversitesinde yeni yıla girdiğimiz ilk günlerde yemekhane ücretlerine %40’tan fazla zam yapılmıştı. 2022’nin ocak ayında 1,90 lira olan yemekhane ücreti bir senede gelen %241 zam ile 6,50 lira oldu. Ayrıca okula ulaşmak için kullandığımız Davutpaşa-Cevizlibağ ring ücretleri de %25 zam ile 3,50 lira oldu.
Büyük çoğunluğumuzun kötü ekonomik koşullarda yaşadığı, en temel ihtiyaçlarımızı karşılamakta güçlük çektiğimiz bu günlerde yapılan zam biz öğrenciler için kabul edilebilir değil. Yemek kalitesinin kötü olduğu ve porsiyonların yetersiz olduğu zaten uzun zamandır öğrenciler tarafından tartışılan bir durum. Öyle ki yemekhanedeki öğün fiyatına zam gelmesi ama yemek kalitesi iyileştirilmesi, bazı arkadaşlarımız için kabul edilebilirdi. Yani “En azından biraz fazla verelim de doyurucu ve sağlıklı bir yemek yiyelim” eğilimini gözlemleyebiliyorduk. Fakat biz son bir senedir gelen %241 zam ile de yemek kalitesinde herhangi bir iyileşme olmadığını görüyoruz. Gelen tüm zamlara rağmen yemekler hala yetersiz ve biz öğrencilerin beslenme ihtiyacını karşılamaktan çok uzak.
REKTÖRLÜĞÜN LÜKS ARABALARINA OLAN BÜTÇE YEMEKHANEYE YOK!
Tüm bu zamlara ve yemeklerin durumuna tepki gösteren öğrenciler ise yönetim tarafından görmezden geliniyor. Zammın duyurusu bile herhangi resmi bir ağızdan yapılmadı. Zam geldiğini ya yemek yemeye gittiğimizde öğrendik ya da bölüm gruplarına yazan arkadaşlarımızdan. Zam sonrası okul yönetimi zammı, her zamanki gibi, maliyetlerin artışıyla açıklıyor. Geçen sene 1 milyon 648 bin liraya 12 adet lüks araç kiralama ihalesi veren okul yönetimi için ekonomik kriz sadece öğrencilerin ihtiyaçları için söz konusu oluyor.
Dediğimiz gibi, zamlara karşı çıkan ve yemek kalitesini eleştiren öğrencilerin yanı sıra bu yemeği dışarıda bu fiyata bulamayacağını söyleyen arkadaşlarımız da oluyor. Dışarıda 6,50 TL’ye poğaça bile alamayacağımızı ve bunun aslında bir lütuf olduğuna dair tartışmalar yaşanıyor. Yemekhane gibi okula devam etmek için zorunlu olan ihtiyaçlarımızın, kamusal kaynaklarla finanse edilmesiyle birlikte ücretsiz olması ise ütopik bir hayal olarak görülüyor.
UCUZ, SAĞLIKLI, DOYURUCU YEMEĞİ TALEP ETMELİYİZ
Peki ulaşılabilir, sağlıklı ve yeterli besini, barınmamızı sağlayacak yeterli ve nitelikli yurtları talep etmek, laboratuvar malzemeleri, kitaplar ve birçok kırtasiye ürününe ücretsiz ulaşmak gerçekten ütopik bir hayal mi?
1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde “her insanın eğitim hakkı olduğu” ve anayasada “Kimse, eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz” şeklinde yer alan eğitim hakkımızın sadece kanun kağıtlarında yazan soyut bir haktan fazlasını ifade etmesi, bunun sosyal ve ekonomik koşullarının yaratılmasını gerekli kılar. Öyleyse nitelikli ve parasız eğitim için neye ihtiyacımız varsa talep etmek, bu talep etrafında birleşmek hayal olarak görülen ücretsiz eğitime ulaşmak için bizim üzerimize düşen görevdir. Nitekim bugün harç gibi uygulamalar örgün eğitimden kaldırılmışsa ve devlet üniversitelerine para ödemiyorsak, üniversite yemekhaneleri bütün bu zamlara rağmen hala dışarıya göre oldukça ucuzsa bu, öğrenci gençliğin, diyebiliriz ki “abilerimizin” mücadelesiyle kazanılmış haklar olduğu için böyledir. Düşünelim, eğer böyle bir hakkımız olmasaydı ve bunu kanıksamamış olsaydık da üniversite yemekhaneleri, bir esnaf lokantasıyla aynı fiyatta olsaydı, bugün karşı çıktığımız zamlı fiyatları bile talep etmek ütopik görünecekti birçoğumuza. Halbuki devlet üniversiteleri, kamusal kaynaklarla yurttaşlarına parasız, eşit ve nitelikli eğitimi vermekle yükümlüdür. Bu, bizim kazanılmış hakkımız. Bu sebeple YTÜ’de yemekhaneye gelen zammın geri alınmasını sağlıklı ve doyurucu olmasıyla birlikte talep etmek, hatta daha da ilerisini, beslenme ihtiyacımızı üniversite tarafından ücretsiz karşılanmasını talep edebilmek hiç de ütopik değil. Herkesin eğitim-öğretime ulaşabileceği, parasız bir eğitim talebi etrafında birleşmemiz ve birlikte mücadele etmemiz, ücretsiz eğitimin hayal olmadığını bize gösterecektir.