29 Ocak 2023 14:46

CHP'li Ömer Fethi Gürer: İthal hayvan, ithal et, ithal süt tozuna yol mu yapılıyor?

Niğde'de hayvancılık yapanların sorunlarını dinleyen Ömer Fethi Gürer, "İthal hayvan, ithal et, ithal süt tozuna yol mu yapılıyor?" diye sordu.

Fotoğraf: CHP Basın

Paylaş

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Niğde’nin köy ve beldelerinde hayvancılık yapan vatandaşlarla bir araya gelerek sorunlarını dinledi. Yıllardır hayvancılık yapan Soner Küçüktaş, girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle hayvanlarını satıp hurdacılık yapmaya başladığını belirtirken, 250 büyükbaş hayvandan 100 hayvan satarak girdi maliyetlerini karşılamaya çalışan Ergün Dane  ise yapabileceği başka bir mesleği olmadığı için tüm zorluklara katlanmaya devam ettiğini anlattı.

Niğde’nin köy ve beldelerinde hayvancılık yapan vatandaşlarla bir araya gelen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yetiştiricilerin sorun ve taleplerini bir kez daha gündeme getirip "Et ve süt için sorun ilk başlangıcından ele alınmazsa kriz derinleşir “ dedi.

HURDACILIĞA BAŞLADI

Hayvancılıktan kazanamadığı için bırakmak zorunda kaldığını söyleyen Soner Küçüktaş, yem fiyatlarındaki artış nedeniyle hayvanların bakımında zorlandığını anlattı: “24 hayvanım vardı, hepsini satmak zorunda kaldım. Bütün ahırı tasfiye ettim. Aldığımız yem verdiğimiz sütü karşılamıyor, o yüzden hayvancılığı bıraktım ve hurdacılık yapmaya başladı. Şimdi hurda işiyle uğraşıyorum” 

250 HAYVANDAN 100 HAYVANINI  SATTI

Çiftliğinde 250 hayvan varken, başta yem fiyatları olmak üzere girdi maliyetlerindeki artış karşısında hayvanlarının büyük çoğunluğunu satıp bazılarını da kesime gönderdiğini söyleyen Ergün Dane isimli üretici ise “Şimdi tesisimizde 150 büyükbaş hayvanımız kaldı” dedi.

Hayvancılık konusunda anlatılan destek ve hibelerin çoğunun üreticiye ulaşmadığına işaret eden Ergün Dane, “Su koskoca tesisin günlük gideri milyarlarca lirayı buluyor. Yıl boyunca bize verilen destek 12 bin lira buzağı desteğidir. Bunun haricinde herhangi bir destek almadık” diye konuştu. Süt yemi, silaj, saman fiyatlarının sürekli arttığına değinen Ergün Dane, “Biz bunları kendimiz ürettiğimiz halde zorlanıyoruz. Dışarıdan almaya kalksak çok daha büyük sıkıntının içine girerdik. Çünkü 1 litre sütü sattığımız zaman süt parasıyla 1 buçuk kilo yem alabilmeliyiz ki süt üretiminden kar edelim. Ama öyle olmuyor, kazanamıyoruz” dedi.

Hayvancılıktan, süt inekçiliğinden zarar ettiğini söyledikleri zaman, ‘Kar edemiyorsan bu işi yapma” diye karşılık verdiklerini anlatan Ergün Dane, “Biz yıllardır bu işi yapıyoruz. Başka bir mesleğimiz yok. ‘Zarar ediyorsan bu işi yapma’ demek yerine, bizim zarar etmemize neden olan olumsuzlukları ortadan kaldırın” diye konuştu.

SÜTE 1 LİRA ZAM GELEMEDEN YEME 2 LİRA ZAM GELİYOR

Süte 1 lira zam gelmeden yeme 2 lira zam geldiğine işaret eden Ergün Dane, “Böyle bir şey olur mu, o kadar yatırım yaptık. Kalitesiz yem vermek zorunda kalıyoruz. Öyle olunca da verim azalıyor. Aşı, mazot, vitamin, veteriner hekim giderleri gibi pek çok gider var ve bu giderler her geçen gün biraz daha zamlanıyor” dedi.

Mazot, ekipman ve sanayi giderlerinin 12 bin lira civarında olduğunu söyleyen Ergun Dane, “Makine ekipmanlarının arızası, bakımı hesapta yok. Litre başına 3 lira para aldığımız zaman kar ettiğimizi zannediyorlar. Bunun karla alakası yok. Hakkımızı versinler. Yeter. Biz 12 ay boyunca hayvanları yemle besliyoruz. TV’lerde sürekli hayvancılığa destek olduklarını açıklıyorlar ama bize destek mestek yok. Sadece buzağı desteği olarak 12 bin lira para aldım. Buzağıya da belirli aralıklarla tohumlama şartı ile destek veriyorlar. O günler tutmaz ise buzağıya destek vermiyorlar” diye konuştu.

HAYVANCILIK PARA KAZANDIRMIYOR

Bir buzağının süt vermeye başlaması için doğumundan sonra 26 ay geçmesi gerektiğini belirten Dane, “Burada ciddi maliyet var. Hayvancılıktan, süt inekçiliğinden para kazandığını söyleyen doğru söylemiyor” dedi.

Hayvancılık yapanların sorunlarını dinleyen Ömer Fethi Gürer ise besici ve süt inekçiliği yapanların ciddi sıkıntı içinde olduğuna dikkat çekti. Büyükbaş hayvancılık yapanlar gibi küçükbaş hayvancılıkta da yem ve mera alanı sorunun artığını kaydeden Gürer, "Kırsalda küçük aile tipi denen işletmelerin çoğunda hayvancılık bitme noktasına geldi. Büyük olarak tanımlananda ise daralma sürüyor. Kredi kullanıp ciddi yatırım yapanlar da zor durumda. İthal yem gibi üretilen yem fiyatları da artıyor. Hayvancılık zor, meşakkatli bir iş. İthal hayvan, ithal et, ithal süt tozuna yol mu yapılıyor? Bu yolla 90 milyon nüfuslu ülkeyi bekleyemezsiniz. İthal lobileri vurgun vurur. Vatandaş daha pahalı et ve süt mamulüne ulaşır. Mevcutta halen var olan hayvan varlığınızı keserek değil, bakıp besleyip ondan yavru ve süt sağlayarak sorun çözme yoluna gidilmelidir. İthal hayvan getirip besleyip verim alacağın ve buzağı temin edeceğin süreçte kesime göndererek gerekli fayda sağlanamazsa, bu süreç dışa bağımlılığı artırır, sorunlar katlar. İthal bağımlılığı yeni sorunları da üretir. Sonuçta bu süreç daha derinleşen krizlere yol açar. Plansız, öngörüsüz, beceriksiz ve 'param var ithal ederim' zihniyeti ile bugünlere geldik. İktidar sıkıntılarında dış güçleri sorumlu tutardı.  Süt ve ette sıkıntıyı dış güçler mi yaratıyor? Yem fiyatı süt fiyatına denge tutmuyorsa bunu sokaktaki vatandaşta bilir ki bu iş sürdürülemez. Yönetenler görmüyor mu? Yemde dışa bağlılık önemli bir etken. Hayvancılıkta ciddi sorun yaşanıyor. Sorun yok, demekle sorun yok olmuyor. Yem fiyatlarındaki artışı kontrol altına almadan sorun çözülmez” diye konuştu. (EKONOMİ SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

İİBF öğrencileri tartıştı: Asgari ücret ve enflasyon

SONRAKİ HABER

Almanya'nın Ukrayna'ya tank gönderme kararı | Militarizmin kaderci mantığı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa