01 Şubat 2023 06:30

Vakıf üniversitelileri nasıl bir dönem bekliyor? 

Sınırlı da olsa kazanımlar biriktiren özel üniversite gençliği, deneyimlerini artırabilmek için yeni dönemde sorunlarına sıra arkadaşlarıyla birlikte çözümler aramaya başlamalı. 

Fotoğraf: @BilkentUniv'in paylaşımından alınmıştır

Paylaş

Rıfat ERGİN 

Ankara 

Vakıf üniversitelerinde ilk dönemi geri bıraktık. Bahar dönemine başlarken vakıf üniversitelileri diğer üniversitelilerden ayıran, onları bekleyen bir şey var: Eğitim ücretlerine gelecek zamlar.  

Geçtiğimiz yaz, eğitim ücretlerine %100’lük bir zam yapan Bilkent Üniversitesi, 2022-2023 bahar dönemi ücretlerine de %20’lik bir zam yaptığını duyurdu bile. %20’nin “şirinliğine” aldanmayalım. Zira bahar dönemi ücretini güz döneminde ödemeyenler için fazladan on bir bin lira demek oluyor bu. Daha da önemlisi, eskiden yıllık olarak belirlenen ücretler artık enflasyon bahanesi ile dönemlik belirleniyor. Ayrıca, ücretlerin dönemlik olarak belirlenmesine rağmen tam burslu öğrencilerin aldıkları burs miktarındaki güncellemeler hala yıllık olarak yapılıyor. YÖK’e göre yasak olan bu durumu özel üniversite yönetimleri “peşin ödersen yıllık fiyat aynı” diyerek savuştururken YÖK’ün velilerden, öğrencilerden gelen binlerce şikâyet karşısındaki tutumu, üniversitelerin mütevelli heyetlerini kibar bir dille uyaran bir açıklamadan öteye geçmiyor nedense. Dahası da var, yine aynı kişiler TÜİK’in açıkladığı enflasyonu dahi referans almamıştı. Tıp Fakültelerinde bir yıl öğrenim görmenin bedeli ortalama 200.000 TL bandına ulaşırken, emekçi ailelerin çocuklarını bin bir tasarruf ile gönderdikleri veya gençlerin bir yandan çalışıp bir yandan okuduğu “binadan üniversiteler”de bile yıllık öğrenim bedeli 80.000 TL civarında seyretmeye başladı. 

YENİ DÖNEMDE BİZLERE DÜŞEN 

Reel enflasyona işaret ederek %100’ü aşan zamlar yapan bu özel üniversite sahipleri karşısında öğrencilerin de çeşitli kazanımları oldu elbette. Doğuş ve Beykent Üniversitesinde öğrencilere tercih döneminde verilen “okuduğunuz süre boyunca eğitim ücretinize yapılacak yıllık zam %10’u geçmeyecek” taahhüdünü 20’lerle çarpan yönetimlere öğrenciler de günlerce direnerek karşılık vermişti. Beykent ve Doğuş Üniversitesi öğrencileri, eğitim ücretlerine gelen zamların TÜİK enflasyonunun üzerinde olamayacağını ve bunun kabul ettirilebileceğini mücadeleleriyle kanıtladılar. Bu okullardaki öğrencilerin kazanımları geride kalan özel üniversite gençliğine de ışık tutmuştu, ancak üniversite sahiplerinin zam furyası karşısında özel üniversite gençliği kendi itiraz furyasını ne yazık ki geçtiğimiz yaz oluşturamamıştı. Enflasyon, döviz kurundaki artış, Ar-Ge yatırımları vb. şeyleri bahane ederek zamları meşrulaştıran özel üniversitelerin ilk dönemdeki icraatları da bahanelerinin gerçek olmadığını ortaya koydu. Maaşının azlığı noktasında ne yapmalıyız diye düşünen ya da hakkını aradığı için işinden olan akademisyenler, burslu okuyan öğrencilerin aldıkları bursların her geçen gün daha da erimesi, kariyer sahibi hocaların kaybı, kampüs içerisinde temel ihtiyaçlara ulaşımın giderek zorlaşması, kar odaklı uygulamalar ve dahası… Vakıf üniversiteli gençler, yaz dönemindeki zamları da sürecin içine katarsak, işte böyle bir dönemi geride bıraktı ve yaklaşan seçimler ile zamlar arasında, aynı zamanda artan öfke ve kaygılar arasında yeni bir döneme giriyor. Sınırlı da olsa kazanımlar biriktiren özel üniversite gençliği deneyimlerini artırabilmek için dönem başlar başlamaz “Müşteri miyiz yoksa öğrenci mi?​” sorusuna sıra arkadaşları ile yanıt aramaya başlamalı, zira üniversite sahipleri zam tartışmaları için son günü asla beklemiyor. 

ÖNCEKİ HABER

Boğaziçi eylemleri ile ilgili 14 öğrenci için 5 yıl 3 aydan 25,5 yıla kadar hapis cezası istendi

SONRAKİ HABER

Kaybedecek zamanımız yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa