Devlet ve Devrim’de sınıflar, devlet ve geleceğin toplumu
Kitap, devleti bir uzlaşma aracı ilan edenlere karşı, devletin gerçek içeriğini gün yüzüne çıkarmak için geleceğin sosyalist toplumunu anlatan bir broşür şeklinde ele alındı.
Fotoğraf: Secret Life of Lenin documentary/Wikimedia Commons
Alperen TÜRKKAN
Eskişehir
DEVLET VE DEVRİM’İN TARİHSEL BAĞLAMI
Kitap dünyadaki değişimin ve gelişimin sınıfı olan işçi sınıfının önderi V. I. Lenin tarafından Temmuz Ayaklanması olaylarının yaşandığı, iktidarın Sovyet meclislerine barışçıl şekilde geçemeyeceğinin anlaşıldığı ve Lenin’e yakalama kararının çıkarıldığı dönemde Finlandiya’da bir köyde kaleme alındı. Kitap devleti bir uzlaşma aracı ilan eden sözde “Marksistlere” karşı devletin gerçek içeriğini gün yüzüne çıkarmak için, geleceğin sosyalist toplumunu anlatan bir broşür şeklinde ele alındı. 20. yy.’ın ortalarında ise “Progress Publishers V. I. Lenin: Collected Works Volume 25” içerisinde basıldı. Türkçe çevirisi de çeşitli yayınevleri tarafından yayımlandı.
DEVLETİN TANIMI
Lenin broşürüne, Marksist öğretinin çarpıtıldığına dair bir girişle başlıyor ve Engels’in “Ailenin, Devletin ve Özel Mülkiyetin Kökeni” adlı eserinden alıntı vererek devam ediyor. Lenin burada sınıf uzlaşmazlığının bir ürünü olarak devletten bahsediyor, ama devleti bir çözüm aygıtı olarak değil, tam tersi bu uzlaşmazlığın gerekli bir parçası olarak ele alıyor. Sınıf kavramı, Marksist anlamda kullanımı ile bu eserde de kendisini gösterir. Marksizme göre, toplumun sınıflara bölünmüşlüğü modern kapitalist toplumda üretim araçlarının sahibi burjuvazi ve onun ücretli çalışanı olan proletarya şeklinde var olur. Kapitalist toplumda da sınıflar, eski sınıflı toplumlarda olduğu gibi sürekli bir mücadele halinde, iki karşıt çıkara bölünmüştür. Bu iki sınıftan burjuvazi işçi sınıfını sömürerek var olurken, işçi sınıfı bunun karşısında insanca yaşama mücadelesi verir. Bu sınıf mücadelesi de ekonomik alandan sosyal yaşamın bütün alanlarına doğru etkide bulunur. Nitekim tarihsel olarak mülkiyetin ortaya çıkışı o üretim biçimine bağlı bir sosyal yapıyı doğurmakla kalmamış, onu devam ettirmek için bir baskı aracına ihtiyaç duymuştur. Bahsettiğim ihtiyaç egemen sınıfın baskı aygıtı olan devlet olmuştur. Devletin sınıf mücadelesinin bir aracı olduğunu söyleyen Lenin, sınıflar var olduğu sürece bunların mücadele içinde bulunacağı, bu yüzden ancak sınıfların temeli olan üretim araçlarının özel mülkiyetine yeni bir zor biçimi olan işçi sınıfının devleti ile son vererek sınıfları kaldırma hedefini ortaya koyar.
GELECEĞİN TOPLUMU VE DEVLET
Devletin sınıfın devleti olduğundan bahsettik, Lenin’in geleceğin toplumu üzerine tanımını bir önceki başlıklarda anlattık ama özetlemek niyetiyle Lenin’in “Devlet: Sverdlov Üniversitesi'nde Verilen Bir Ders” adlı, 11 Temmuz 1919 tarihli konuşmasından bir alıntı aktarmak faydalı olabilir:
“Ancak sınıflara toplumsal bölünme ortaya çıkıp sağlam bir şekilde kök saldıkça, sınıflı toplum ortaya çıktıkça, devlet de ortaya çıktı ve sağlam bir şekilde kök saldı. İnsanlık tarihi, kölelikten, feodalizmden ve kapitalizmden geçmiş ya da geçmekte olan çok sayıda ve yüzlerce ülke bilir. Bu ülkelerin her birinde, meydana gelen muazzam tarihsel değişimlere, insanlığın bu gelişimine bağlı tüm siyasi değişimlere ve tüm devrimlere, kölelikten feodalizm yoluyla kapitalizme geçişe ve mevcut dünya çapında kapitalizme karşı mücadeleye rağmen, devletin ortaya çıkışını her zaman fark edeceksiniz.”*
O halde sınıfsız, sömürüsüz bir toplum kuracaksak devletin yok olup gitmesi gerekir. İşte Lenin burada devletin sönümleneceğini, dünya üzerinde devlet gereksizleştiğinde, kısacası dünyada sınıflar ortadan kaldırıldığında devlete de ihtiyaç duymayacağımızı anlatmıştır. Tabii, bundan önce sınıfsız bir toplumun temeli olan ekonomik ve sosyal ilişkilerin inşa edilmesi için bir geçiş dönemi, yani işçi diktatörlüğü gerekmektedir. Diktatörlüktür, çünkü her devlet bir baskı aygıtıdır. Üstelik işçi sınıfının iktidarı da kapitalist toplumdan kalma alışkanlık ve ilişkileri, ama özellikle, kapitalizmin ekonomik yasalarını ortadan kaldırma dönemidir. Lenin bunu, Karl Marx’ın “Gotha Programı Eleştirisine” dair kısmı aktardığı bölümde ekonomik ve buna bağlı kültürel değişimi ele alarak vurgular (Bakınız: Bölüm V, Devletin Sönmesinin Ekonomik Temeli.) Lenin’in görüşü sosyalizmin salt bir ekonomik sistem olmadığıdır, o yeni insanının ve toplumun yaratıldığı bir süreçtir de. Öte yandan sosyalizmin artık komünizme doğru evirildiği süreçte devlet, “devlet olmayan devlet” halini alarak sınıf için demokrasiden herkes için özgürlük halini alır. Devlet sadece idare işlerini tüm toplumun organlarına bırakarak tarihin antikasına girer.
TÜM BU YAZILANLARDAN YOLA ÇIKARAK…
Tüm bu olguları incelediğimizde bahsettiğimiz broşür sadece devleti incelemez. Burjuva siyasetinin kurtuluş yolu olmadığını, sorunun çözümünün tekil kişilerde aranmaması gerektiğini, devletin “herkesin babası” olmadığı gerçeğinden hareket ederek devletin maddi yaşamda, üretim ilişkilerinde yer edindiği rol ile anlaşılabileceğini anlatır. İşçi sınıfının kendi siyasetini kendisinin örmesi ve bu siyasetin mevcut sınırları aşması gerektiğinin sonucunu ortaya koyar.
*https://www.marxists.org/archive/lenin/works/1919/jul/11.htm
https://www.evrensel.net/haber/371584/vladimir-ilyic-ulyanov-lenin-kimdir