Altılı masa işçilerin masası değil

Kamil Tekin SÜREK

Altılı masa mutabakat beyannamesini açıkladı. Bir nevi seçim beyannamesi olan yapılacak işler listesinin içinde işçiler için bir şey yok.

Örneğin; Asgari ücretin belirlenmesi, grev yasaklamaları, grev ertelemeleri, sendikalara üye olma prosedürleri, toplu iş sözleşmesi prosedürü, İŞKUR’un parasının işçiler için kullanılması meselesi, işsizlik sigortası süresinin arttırılması meselesi, sendika yasası, sendika barajları, kamu emekçilerine grev hakkı vs.

Kalıcı saat uygulamasına son vereceğiz diyorlar ama grev erteleme ve yasaklama uygulamasına son vereceğiz diyemiyorlar.

Hak ve özgürlüklerle ilgili de fazla bir şey yok. Basın özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, gösteri ve yürüyüş hakkı, adil yargılanma hakkı, din ve vicdan özgürlüğü, azınlık hakları, kadın hakları vs.

Altılı masa, eski sistemi biraz revize edip geri getirmeyi vadediyor. Yukarıda özetlediğim hak ve özgürlükler açısından 1961 Anayasa’sının gerisinde, hatta 12 Eylül cuntası öncesinden bile daha geri.

Burjuva iktidarlarının yüzyıllık kırmızı çizgisi olan Kürt halkının hakları, Alevilerin hakları ve işçi sınıfının ekonomik, demokratik ve siyasi hakları konusuna hiç girmiyorlar. Kırmızı çizgiler devam ediyor.

Fakat, laiklik konusunda son derece esnekler. Başörtüsüne yasalarla güvence vermekten kaçınmıyorlar. Sünni Müslümanlar dışındaki yurttaşların din ve vicdan özgürlüklerini güvence altına almayı düşünmüyorlar. Diyanet İşleri Başkanlığı, devletin imamlar ordusu besleme durumu, zorunlu din dersi meselesi, İmam hatip okulları vb. hiç gündemlerine girmemiş. Hadi Saadet Partisinden korkuyorlar, bir ima dahi yapılmaz mı?

Elli yıllık devlet politikası olan Türk-İslam sentezini altılı masa da devam ettirecek anlaşılan.

Altılı masanın beyannamesi bir özgürlükler beyannamesi değil. CHP’nin ara sıra sözünü ettiği bir sosyal devlet vaadi bile yok beyannamede. 24 Ocak kararları ile başlayan neoliberal politikaların daha ciddi uygulanması programı. AKP tarafından tahrip edilmiş baskıcı devletin tahkim edilmesi programı. İşçilerin ve emekçilerin değil patronların programı.

Tek adam yönetiminden kurtulmak için, cumhurbaşkanlığı seçiminde altılı masaya katlanılabilinir belki; ama işçi sınıfı ve emekçiler Emek ve Özgürlük İttifakı'nda birleşerek tek adam yönetimi sonrası demokrasi mücadelesini daha yükseltmek için şimdiden hazırlanmalı, örgütlenmeli.