Bir balerinin günleri
Sabah uyandığımda aklıma ilk gelenler acaba aynı saatte olan provalarımdan hangisine girsem ve hangi repetitör beni rencide eder düşüncesi oluyor.
Kaynak:Unsplash
İstanbul Devlet Opera ve Balesi Klasik Bale sanatçısı
Bir bale dansçısının bir günü nasıl geçer sorusunu Genç Hayat’a yazmak, benim ve meslektaşlarımın yaşam ve çalışma koşullarımızın nasıl olduğunu hepinize duyurmak istedim. Sabah uyandığımda aklıma ilk gelenler acaba aynı saatte olan provalarımdan hangisine girsem ve hangi repetitör beni rencide eder düşüncesi oluyor. Seçim yapma baskısı da cabası.
Ardından güzel bir kahve eşliğinde çalışma yerime gidiyorum. Bedenimize oldukça zarar veren, biz dansçıların fiziksel yeterliliğinin gözetilmediği bir bale dersi öncesi muhakkak yarım saat öncesinden stüdyoda bulunup çeşitli egzersiz ve ısınma hareketleri yapmak gerek. Benim de planım bu.
Ancak sadece yatıp telefonla ilgileniyorum. Verilen barre, orta ve zıplama hareketlerini kendimce uyarlıyorum ya da bazı zıplama hareketlerini es geçmeyi tercih ediyorum. Ders sonrası 15 dakika arada hemen stresten dolayı sigaraya içmeye koşuyorum ve farkındayım kendime zarar veriyorum.
Çalıştığımız eserlerle, ben muhtemelen çoğu rolde olduğum için, Corps de ballet (grup dansları), sololar, yani gün oldukça yoğun. Saat 11.00'de başlayan serüven yaklaşık 18.00 sularında bitiyor. Gün içinde yoğun provalardan dolayı yemek yeme fırsatım olmadığı için 18.00’dan sonra yemek yiyorum. Uyumadan önce gün içinde yaşadığım psikolojik baskının sonuçlarını yastığıma ağlayarak ve bağırarak dindiriyorum. Ama bunları aşabileceğimizi, sanatımızda ve yaşadıklarımıza karşı birlikte çözüm üretme heyecanımızda ısrarcı olmamız gerektiğini de biliyorum. Ama evet bir balerin olarak bir günüm böyle geçiyor. Hayatımızın gerçekleri bu.