Okumaktan çok çalışmak zorunda bırakıldık
Öğrenciler arasında çalışma o kadar yaygın ki her grupta günübirlik ya da saatlik iş ilanlarını görmek mümkün.
Görsel: Pixabay
Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencisi
İzmir
Ben hem okuyan hem de ekonomik anlamda geçinmekte zorluk çeken ve bu yüzden taşeron işlerde çalışan bir öğrenciyim. Dersin olmadığı günlerde ya da dersim varsa saatlerimi ona göre ayarladığım şekilde sıklıkla çalışmak zorunda kalıyorum. Çalıştığım firmalar benden daha fazla para kazanıyor, hiçbir şey yapmadan.
19 yaşında bir genç olarak aileme ekonomik olarak bağımlı hale gelmek istemiyorum. 1200 TL KYK kredisi alıyorum. Bu para sadece temel ihtiyaçlarımın çok küçük bir kısmına yetiyor. Bir de üstüne bilgilendiğiniz bir hobiniz varsa -ki bu durum artık giderek daha zor bir hal almaya başladı- hem geçinmek hem de sosyalleşmek için çalışmak zorundayız.
En sık bulduğumuz işler arasında kargo firmalarında hamallık yapmak var. Bu firmalara tırlarla mal geliyor biz de bu malları ayırıyoruz, sonra da o tırı başka mallarla dolduruyoruz. Eğer işyeri sahibi lütfederse çay veya kahve ısmarlıyor. Sodexo uzantılı temizlik işleri de var. Koca koca fabrikaları, işyerleri temizliyoruz 8 saat boyunca. Aldığımız ücret işe bağlı olarak 150-400 lira arasında değişiyor.
Çalışma koşulları da ayrı dert. Çalışma saatleri içerisinde kim ne derse yapmak zorundayız. İşe giderken çalışma şartlarına dair hiçbir şey söylenmiyor ve bu yüzden tabiri caizse o saatler içerisinde patronun köleleri haline geliyoruz. Molalarsa sadece dinlendikten sonra daha verimli çalışabilelim diye var. 8 saat çalıştığımız bir işte en fazla 3 kez kısa süreli mola veriliyor. Çoğu yerde işçilerin arasında sohbet etmesi de yasak. Kadrolu işçilerse çıkarlarımızın ortaklığını göremiyor ve angarya işleri bize yaptırıyor. Adeta ikinci sınıf insan muamelesi gösteriyorlar.
Öğrenciler arasında bu çalışma durumu o kadar yaygın ki yurt gruplarından sınıf gruplarına kadar her mecrada taşeron firmalar üstünden günübirlik ya da saatlik iş ilanlarını görmek mümkün.
Suriye’deki gelişmeler ve kapısı aralanan yeni ‘süreç’
Değişimin zorunluluğu
Dünyayı uyandırmak değil, uyutmak için miting
Almanya ABD’nin arka bahçesi mi?
22 yıllık, 72 yıllık gerileme: MEB’in, AKP’nin, milli görüşün ‘Milli Maarif’ ve ‘MESEM’ başarısı
2025’e ilk yazı: Kim av, kim avcı?
