Diyarbakır Cezaevi, “İnsan Hakları Müzesi olsun” talebine rağmen “Anı ve Etnografya Müzesi” olacak
İnsan Hakları Müzesi olması talep edilen Diyarbakır E Tipi Cezaevi “Anı ve Etnografya Müzesi” olacak. Cezaevinin anahtarı çalışmaların başlatılması için Müze Müdürlüğü’ne devredildi.
Fotoğraf: DHA
Diyarbakır Cezaevinin barış ve kardeşlik sembolü olarak İnsan Hakları Müzesi’ne dönüştürülmesi taleplerine rağmen cezaevi “Anı ve Etnografya Müzesi” olacak. Cezaevinin anahtarı çalışmalara başlamak üzere Cezaevi, Müze Müdürlüğü’ne devredildi.
DHA’nın haberine göre, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır’da ‘müze olacak’ dediği ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın anahtarını Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a verdiği Diyarbakır E Tipi Cezaevi, Müze Müdürlüğü’ne devredildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Diyarbakır Cezaevi müze oluyor" dedikten sonra cezaevinde bulunan 270 tutuklu ve 170 personel, kentteki diğer cezaevine nakledildi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da cezaevini kapatarak anahtarını Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a verdi. 27 Ekim’de de cezaevinin çevresindeki 2 metre genişliğinde ve 3 metre yüksekliğinde her biri 7 tonluk beton bloklar kaldırıldı.
“İKİ GİRİŞ KAPISI OLACAK”
“Anı ve Etnografya Müzesi” olacak cezaevi, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nce Diyarbakır Müze Müdürlüğü’ne devredildi. İçindeki bazı yapıların yıkımı için kurul kararı çıkarılırken, bazılarının da güçlendirilmesi yapılacak. 5 bloktan oluşan, toplam parsel alanı 49 bin 204 metrekare, kapalı alanı da 16 bin 462 metrekareden oluşan yapının çalışmaların ardından iki giriş kapısı olacak.
İNSAN HAKLARI MÜZESİ OLMASI TALEP EDİLMİŞTİ
Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu ve 78'liler Girişimi yaptığı açıklamada “Talebimiz Diyarbakır Cezaevinin yapı olarak korunarak, yaşanmışlıkları sergileyen, mağdurları onurlandıran, toplumu eğiten, dolayısıyla toplumsal hafızanın olumlu ve yapıcı bir yönden yeniden kurulmasına katkıda bulunan, barış ve kardeşlik sembolü bir İnsan Hakları Müzesi’ne dönüştürülmesidir” demişti.
İMZA KAMPANYASI: BİR DAHA ASLA! DİYEBİLMEK İÇİN
Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu ve 78'liler Girişimi Cezaevinin İnsan Hakları Müzesi’ne dönüştürülmesi için düzenlediği imza kampanyasında şu metni imzaya açmıştı;
“Toplum ve ülke hakikatlerimizle yüzleşme bakımından Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevi'nin özel ve kritik bir anlam bütünlüğü, bir önemi vardır.
"Bir daha asla!" diyebilmek için kötülüğün sembolü haline gelmiş olan bu tip ve benzeri mekanları koruyarak, iyiliğin sembolü haline dönüştürebilmeliyiz.
Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevini yıkmak, hatta okula, kültür evine dönüştürmek "oldu, bitti, unutalım gitsin" demekle yaşananlar unutulmuyor.
Bilinmelidir ki, bu cezaevi bir halkın tarihi, bir döneminin hafızasıdır!
Toplumsal tarihte ve halkın belleğinde unutulmayacak derin izler bırakmıştır bu cezaevi!
Böylesi bir unutma tutumu halkı hafızasızlığa mahkûm etmekten başka, mağdurlar ve yakınları açısından kabul edilemez bir toplumsal hadsizlik, bir saygısızlık oluyor.
12 Eylül darbesinin ardından, 1980- 84 yılları arasında Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevi'nde ise buna ek olarak, özel bir politikayla insanların etnik/ulusal kimliklerini ve dillerini aşağılama ve yok etme hedeflendi, baskı ve işkencenin keyfiyet derecesi katmerli bir şekilde arttırıldı.
Böylece Diyarbakır 5 No'lu Askeri Cezaevi'nde büyük çoğunluğu Kürt olan binlerce insan bedensel ve ruhsal olarak örselendi, onlarcası katledildi, yüzlercesi sakat bırakıldı.
Bu cezaevinde yaşananlar, bu cezaevinde yatan Kürtlerin, Türklerin, Arapların ve diğer halk toplulukların toplumsal hafızasında yoğun acı yüklü sembolik bir yer edindi ve maruz kalınan haksızlığa, adaletsizliğe ve direniş ruhuna işaret eder oldu.” (HABER MERKEZİ)