03 Şubat 2023 15:07

Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) hangi sorunumuzu çözdü?

"Öğretmenin bir diploması olur ve bu diploma sizi "Öğretmen" yapar. Bunun anlamını bilen birinin mesleğin değerini artırmak için ayrıca bir sıfata ve çabaya ihtiyacı yoktur."

Fotoğraf: Özlem Songül Abayoğlu/Evrensel

Paylaş

Eğitim Sen üyesi öğretmen
İstanbul

Öğretmenlik mesleğine gönül vermiş ve yirmi yedinci yılını çalışan biri olarak tüm meslektaşlarıma şu soruyu soruyorum: "Öğretmenlik Meslek Kanunu ( ÖMK ) hangi sorunumuzu çözdü?" Lütfen biri bana açklasın.

  • Bu mesleğe insan yetiştirmeye dair yüksek öğretimin bilimsel veriler ölçüsünde  planlamasını mı sağladı ?
  • Mezunların  ataması ve istihdamına  dair  kronikleşen meseleyi mi ortadan kaldırdı ?
  • Öğretmene toplu sözleşme, grev hakkı gibi anayasal haklarını mı tanıdı?
  • Mesela öğretmen annenin doğum sonrası iznini insani bir süreye çıkarılması gibi öğretmeni kimi özlük haklarına mı  kavuşturdu?
  • Tamamen aynı işi yapmış olmasına rağmen kadrolu bir öğretmenin üçte biri kadar para alan ücretli öğretmenin  sömürüsüne mi son verdi ?
  • Yine aynı işi yapmasına rağmen öğretmenler arasında sözleşmeli adı altında kimi özlük haklarından mahrum  bırakılan kişileri haklarına mı kavuşturdu ?
  • Mesleğin saygınlık erezyonunu  mu durdurdu? Toplumsal itibarsızlaştırılmasının önünü mü kesti?
  • Sağladığı maddi artışla (!!) yüksek enflasyon ve düşen alım gücü karşısında bizleri maddi refaha mı kavuşturdu?

Sahi söyler misiniz? Bu Öğretmen Meslek Kanunu ne yaptı?

Durun ben size söyleyeyim.

Öğretmenin bir diploması olur ve bu diploma sizi "Öğretmen" yapar. Bunun  anlamını bilen birinin mesleğin değerini artırmak için ayrıca bir sıfata ve çabaya ihtiyacı yoktur.

Bir iş yerinde aynı iş yükünü paylaşan, tamamen aynı işi yapan iki insanın farklı ücret alması hangi iş hukuku, hangi vicdan ile açıklanabilir? Gerçekten bunun akla dayanan bir izahı olabilir mi?

Öğretmenlik mesleğine  getirilen bu suni hiyerarşinin mesleğe  hiçbir katkısının olmamasının yanısıra  "eşit işe eşit ücret" olarak bilinen evrensel  hakkın ihlali anlamına gelir.

Peki;

İş yeri barışını gölgeleyeceği aşikar olan ve yukarıda sıraladığım hiçbir sorununu çözmeyeceğini bildiği halde öğretmen arkadaşım bu yasaya neden gerektiği tepkiyi verememiş dahası  itirazlar ede ede yapılan bu sınava katılmıştır?

Sınava katılan öğretmen istatistiğini bilen ve paylaşan bakanlık bu sınavı onaylamadığı halde katılanların sayısını neden aynı açıklıkla paylaşmamıştır?

Çünkü bakanlık reel enflasyon değerlerinin altında ezilen, alım gücünün hızla düştüğü, ekonomik yoksulluğu hayatında çok net hisseden dar gelir grubuna itilen öğretmenin bu sınava girmesindeki tek motivasyonun iki bin lira olduğunu bal gibi bilmektedir. Bu , toplumları çaresizliğe itip üzerinden anlamsız politikalar davşirmenin son örneğidir.Bu öğretmenin ücrette iyileştirme gibi en temel hakkını koşullara bağlayarak itibarının suikastıdır. Öğretmeni ahmakça sorularla dolu bir sınava tabi tutmak  böl parçala yönetin yeni versiyonudur.

Ancak kuşkunuz olmasın öğretmenler odası bu parçalanma politikalarının ters teptiği yer olacaktır. Öğretmen aklı ile dalga geçenler bilsinler ki ÖMK ile örülmeye çalışılan duvar tez vakitte çökecek öğrermen birleşik mücadelesi ile bu tür oyunları boşa düşürecektir.

 

ÖNCEKİ HABER

Amasra'da 42 işçinin öldüğü maden ocağındaki patlamaya ilişkin iddianame kabul edildi

SONRAKİ HABER

Emeklilikte adalet isteyenler İzmir’de bir araya gelecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa