Adana’da termik santrallerin hava kirliliğinin yanına plastik kirliliği ekleniyor
İHD Adana Şubesi, Barış nöbetleri kapsamında ekolojik yıkıma dikkat çekti. Açıklamada Adana’da termik santrallerin kirliliğinin yanına plastik kirlilik eklendiği belirtildi
Fotoğraf: Evrensel
İHD Adana Şubesi, Barış nöbetleri kapsamında savaşın ve kapitalizmin yarattığı ekolojik yıkıma dikkat çekti. Etkinlik kapsamında İHD Üyesi Yaşar Gökoğlu, Adana’da yaşanan ekolojik tahribat ve buna bağlı hak ihlallerine dair bir rapor açıkladı. Yıllarca Çukurova’da insanlar ve diğer canlıların sağlığını ve tarım sal faaliyetleri tehdit eden termik santrallere yeni kimyasal tesislerin eklenmesini sağlayacak adımlar atıldığının ifade edildiği raporda, plastik çöplüğü haline getirilen, yaratılan yoksulluk nedeni ile kirli hava soluyan Adana’nın içme suyunun da risk altında olduğuna dikkat çekildi. Açıklamada kömür santrallerinin kapatılması, plastik tesislerden vazgeçilmesi, plastik ithalatının yasaklanması, yoksulların elektrik faturalarının en azından yarısının ödenmesi talep edildi.
February 3, 2023
“KÖMÜR SATRALLERİ KAPATILMALIYDI”
İHD Adana Şube Başkanı Yakup Ataş, ekolojik hak ihlallerini diğer tüm hak ihlallerinden ayıran özelliğinin sadece içinde bulunan dönemi değil geleceği de olumsuz etkileyecek bir hak ihlali olduğu için hayati bir öneme sahip olduğunu söyledi.
Raporu paylaşan Yaşar Gökoğlu, Yumurtalık Sugözü Köyü’nde yirmi yıldır çalışan, çevreyi zehirleyen İsken kömür santralinin yanı başında Emba Hunutlu kömür santralinin çalışmaya başladığını hatırlatarak, “Her iki santral toplam olarak bir saatte bin ton kömür yakıp soğutma amaçlı aldığı milyonlarca ton deniz suyunu kirleterek ölü ve ısınmış olarak tekrar denize deşarj ediyor. Tufanbeyli İlçesinde kurulu olan santral de on yıldır çalışmaya ve bir saatte bin ton kömür yakmaya devam ediyor. Oysa, Paris Anlaşması’nı 2021 yılında onaylayan Hükümet yetkililerinden beklenen mevcut kömür santrallerinin kapatılması için tarih verilmesi idi.” dedi.
Santrallerin yer aldığı Yumurtalık İlçesi Sugözü Köyü’nde kanser vakalarında artışlar olduğunu, tarım ürünleri hasadında düşüşler yaşandığını, Yumurtalık sahilinde balıkçılık yapılamadığını dile getiren Gökoğlu, Sağlık Bakanlığı yetkililerinin kanser vakaları ile ilgili istatistikleri yayınlamama konusunda tavrını sürdürdüğünü ifade etti.
“YOKSULLARA KÖMÜR DEĞİL, ELEKTRİKTE KOLAYLIK SAĞLANSIN”
Adana’da hava kirliliğinin devletin dağıttığı ucuz kömür nedeni ile had safhaya çıktığını dile getiren Gökoğlu, “Solunum yolları hastalıklarının kömür yakmaktan, hava kirliliği kaynaklı olarak kış aylarında olağanüstü arttığı sağlık çalışanlarınca söylenmektedir. Yoksul insanları üşümek ya da zehirli hava solumak ikileminde bırakmak insanlık dışı bir davranıştır” dedi. Çözüm olarak yoksul olduğu belgeli olan ailelerin kış ayları boyunca elektrik faturalarının yarısının devlet karşılaması gerektiğini ifade eden Gökoğlu, “Bu öneri; kömürün çıkarılması, nakledilmesi, torbalanması ve dağıtılması için gereken maliyetten daha azını gerektirecek, havanın temiz kalması da kazanç olacaktır. Halka kömür dağıtımı uygulamasına, sağlıklı bir yaşam hakkı adına derhal son verilmelidir.” dedi.
“PLASTİK ÜRETİMİ SINIRLANDIRILIP, PLASTİK ATIK İTHALATI YASAKLANMALI”
Çukurova’da bereketli toprakların kimyasal gübre ve tarım zehirlerinin her yıl artan oranda kullanılması sonucunda yapısı değişerek adeta kanser olduğunu ifade eden Gökoğlu, şunları söyledi, “Üstelik, kentimiz Adana Ekolojik krizin sonuçlarından en çok etkilenecek olan Akdeniz bölgesinde yer almaktadır. Bilim insanlarının açıklamalarına göre; gerekli önlemler alınmazsa önümüzdeki yıllar içinde Akdeniz bölgesinde Afrika ekvatoral iklim kuşağı hakim olacak, kuraklık görülecek, yağışlar azalacak, göller kuruyacak, yeraltı sularında çekilme görülecek, akarsularda su miktarı düşecektir. Bu söylenenlerin çoğu günümüzde yaşanmaya başlandı.” Türkiye’nin 2018 yılından bu yana her yıl Avrupa’nın plastik atıklarının yarısını ithal ettiğini söyleyen Gökoğlu, “Plastik atıkların geri dönüşüm oranı, uluslararası alanda araştırma yapan kurumların verilerine sadece yüzde 10 kadardır. Kalan kısım ise derelere, orman içlerine, toprağa gelişigüzel atılıyor veya yakılarak içindeki zehirli maddeler nefes aldığımız atmosfere yayılıyor, toprağı ve suyu zehirliyor. Bu olumsuz durumdan en çok Adana ili etkileniyor. Çünkü, Adana’da çok sayıda, sayısı binlerle ifade edilen bu işle uğraşan işletme var ve Mersin limanına gemilerle getirilen plastik çöpler kolaylıkla buralara taşınıyor.”
Plastik üretimi ve tüketimi sınırlandırılıp giderek sonlandırmak ve plastik çöp ithalini yasaklayarak bu ayıptan kurtulmak gerektiğini ifade eden Gökoğlu, “Buna rağmen Adana’nın Yumurtalık sahilinde ve Ceyhan İlçesi’nde Cumhurbaşkanı’nın övgüleri ile temel atma töreninin yapıldığı polipropilen tesislerini yapıldığını ve Ceyhan ve Yumurtalık İlçeleri sınırları içinde çok geniş bir bölgeye “kimya organize sanayi bölgesi” kurulması için çalışmalara başladığını ifade eden Gökoğlu, siyasi iktidar tarafından her bakımdan teşvik edilen plastik hammaddesi üretiminin ağır ekolojik hak ihlallerine yol açacağını dile getirdi. Gökoğlu, “Yalnız Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı en verimli tarım toprakları kapitalizmin sınırsız rant hırsına feda edilmek istenmektedir” dedi.
“ADANA’NIN TEMEL İÇME SUYU REZERV ALANI KORUNMALI”
Şehrin temel tatlı su kaynağı olan Çatalan Barajı’nın yayınlanan bir kanun hükmünde kararname ile koruma alanının düşürüldüğünü ifade eden Gökoğlu şöyle devam etti; “Bu uygulamadan dönülerek, eskiden olduğu gibi, Çatalan Barajı rezerv koruma alanı 4.000 metreye çıkarılmalıdır. Bu alan içerisinde endüstriyel tarıma ve endüstriyel işletmelere izin verilmemelidir. Çatalan Barajı’na iki ilçenin atık suları arıtmasız olarak taşınmaya devam etmektedir. Bu ilçelerin atık su arıtma tesislerinin yapılmasına öncelik verilmelidir. Dünyanın ve ülkemizin birçok bölgesinde yaşanan kuraklık göz önünde bulundurularak, Adana’nın temel içme suyu rezerv alanı korunmalı, bu alanda yaşanabilecek hak ihlallerinin önüne geçilmelidir.” (Adana/EVRENSEL)