BÜMED, yargı kararını uygulamayan Naci İnci hakkında suç duyurusunda bulundu
Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği, yürütmeyi durdurma kararını uygulamayan Boğaziçi Üniversitesi'nin atanmış rektörü Naci İnci hakkında suç duyurusunda bulundu.
Fotoğraf: BÜMED Twitter hesabı
Boğaziçi Üniversitesi'nin atanmış rektörü Naci İnci, 7 Ocak'ta ilettiği bir e-posta ile 4144 mezunun 2.5 milyon dolarlık bağışla yaptırdığı Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği (BÜMED) tesislerinin kira sözleşmesini yenilemeyeceğini duyurmuştu. Sarıyer Kaymakamlığı, 30 Ocak tarihinde mahkeme süreci devam etmesine rağmen tesisleri cebren boşaltmış, dernek üyeleri ve mezunları içeri almamıştı. Aynı gün mahkeme, yürütmenin durdurulmasına karar vermişti. Naci İnci, mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararına rağmen 2 Şubat tarihinde BÜMED tesisleriyle ilgili projelendirme çalışmalarını başlattıklarını kendi sosyal medya hesabı üzerinden duyurdu. Bunun üzerine BÜMED Yönetim Kurulu üyeleri, mahkeme kararını uygulamayan Naci İnci hakkında suç duyurusunda bulundu.
TAHLİYE EDİLEN LADİN Mİ BÜMED Mİ?
Atanmış Rektör Naci İnci attığı bir tweet'te LADİN'in paravan şirket olduğunu iddia etmiş ve 5072 sayılı kanundan bahsetmişti. Kanun net olarak, dernek veya vakıflar ile bunların yüzde 50 ve daha fazla hissesinin bulunduğu şirketlerin kamu arazilerinde bulunamadıklarını belirtirken BÜMED, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Öncelikle LADİN paravan bir şirket değildir, ticaret sicile kayıtlı, tüm verileri açık ve şeffaf, gerçek kişilerin kurduğu ve üniversitenin bilgisinde olan bir şirkettir. Boğaziçi Üniversitesi'ne büyük emek vermiş kişilerle birlikte BÜMED'in yüzde 49 ortak olduğu, yönetim kurulu başkanlığını BÜMED başkanının yürüttüğü, kar amacı gütmeyen, sadece kamu değeri yaratmaya çalışan mezunların kampüsteki varlığını hukuki bir zemine oturtmak üzere kurulmuş bir yapıdır. Boğaziçi Üniversitesi kampüsü, öğrencisi, akademisyeni ve mezunuyla bir bütündür. Dolayısıyla bu bütüne zemin olan BÜMED tesisinin tahliyesinin LADİN üzerinden ‘bir şirket' tahliyesine indirgenmesi yalnızca kamuoyunu yanıltma çabasıdır. Dünyanın en önemli üniversitelerinden biri olan Boğaziçi'nin değeri; tarihi kampüs içerisinde öğrenciler, akademisyenler ve mezunların etkileşimi ile oluşan muazzam bir değerdir ve arazi bedeline indirgenemez.”
BÜMED Yönetim Kurulu “Biz kampüsümüzün her köşesini, her zaman yuvamızın bir parçası olarak gördük ve bu nedenle paha biçilmez bir varlık olarak nitelendirdik, mücadelemizin bir nedeni de budur. Ülkemiz için bu kadar değerli olan bir ortamın değerinin emlak veya arazi rayiç bedeli hesaplanarak 150 milyon dolar şeklinde telaffuz edilmesinin takdirini kamuoyuna bırakıyoruz”. şeklinde açıklama yaptı.
MZEUNLARIN GİRİŞİ YASAKLANDI
Yürütmenin durdurulması kararına rağmen dernek yönetimi ve tesis çalışanları 31 Ocak tarihinde eşyalarını tesise getirmek istemiş ancak içeri alınmamıştı. 3 Şubat Cuma günü de akademisyenlerin nöbetine eşlik etmek isteyen mezunlar kampüse alınmadı. Derneğin tahliye edildiği 30 Ocak tarihinden beri sadece dernek yönetimi ve üyelerine değil, tüm Boğaziçi Üniversitesi mezunlarına okullarının kapısı kapalı. Mezunları içeri almayan güvenlik görevlileri ise yazılı emri göstermiyor. Yasağın ne zaman biteceği ise belirsiz.
"MEZUNLARLA ÖĞRENCİLER ARASINDAKİ BAĞ YOKEDİLMEK İSTENİYOR"
BÜMED Yönetim Kurulu üyeleri, sürecin başından beri rektörlüğün verdiği karara bir mekanın kaybı olarak değil, rektörlüğün özgür ve özerk bir üniversite ortamında yetişmiş mezunlarıyla öğrenciler arasındaki bağı kesmek olarak gördüklerinin altını çizdi: “Naci İnci, tesislerin kira sözleşmesini yenilememe kararını ‘akademisyenler ve öğrenciler için yaşam alanlarını genişletmek' olarak duyurdu. Bu kararın açıklandığı günden beri sadece dernek yönetimimiz değil, tüm üniversite bileşenleri sosyal tesislerin halihazırda öğrenci, akademisyen ve mezunların yaşam alanı olarak kullanıldığını ve bu kararın mezunların okullarıyla kurduğu organik bağı koparacağını belirten dilekçelerini Rektörlüğe ve CİMER'e ilettiler. Kararı kınayan ve kararın geri çekilmesini talep eden imza metnimizi 10.000'e yakın Boğaziçi Üniversitesi mezunu imzaladı. Tesislerin apar topar tahliye ettirilmesinden beri hiçbir Boğaziçi Üniversitesi mezunu üniversitesine alınmıyor. Naci İnci, mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararını yok sayarak tesislerle ilgili projelendirmenin başladığını kendi sosyal medya hesabında duyuruyor. Gelinen son nokta, Naci İnci'nin asıl derdinin özgür ve özerk bir üniversitede eğitim görmüş mezunlarla öğrenciler arasındaki bağı yok etmek olduğunu bizlere gösteriyor.”
"BOĞAZİÇİ NACİ İNCİ'NİN MÜLKÜ DEĞİL"
BÜMED Yönetim Kurulu üyeleri, Naci İnci'nin kendisine karşı çıkan herkesi kampüsten uzaklaştırmaya çalıştığını belirterek “Tesislerimizin kira sözleşmesinin yenilenmemesinin sebebinin atanmış yönetime destek vermediğimiz olduğu aşikardır. Şu an sosyal tesislerin tahliyesiyle, mezunlar olarak %94'ümüzün karşı çıktığı rektörlük tarafından hukuksuzca okulumuza alınmamakla cezalandırılıyoruz. Sadece mezunlar değil, özgür ve özerk bir üniversite hayalini kuran herkes cezalandırılmaya çalışılıyor. Daha bugün Naci İnci'nin suç duyurusunda bulunduğu 14 öğrencimiz birer yıl hapis cezası aldı. Karşımızda kendisine karşı çıkan herkesi cezalandırmak, adeta hınç çıkarmak isteyen bir “rektör” var. Bu durum, bilim üretmek için elzem olan eleştiri kültürüne terstir. Boğaziçi Üniversitesi rektörü Naci İnci, hukuku da yok sayarak kendisine karşı çıkan herkesi Boğaziçi Üniversitesi sanki kendi mülküymüş gibi oradan uzaklaştırmaya çalışıyor. Ancak Boğaziçi Üniversitesi Naci İnci'nin mülkü değil. Boğaziçi hepimizin, tüm Türkiye'nin bir değeri.” dedi.
"HUKUKİ SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ"
Yürütmeyi durdurma kararının ardından tesislere alınmayan BÜMED Yönetim Kurulu üyeleri, mahkemenin kararı Rektörlüğe tebliğ ettiğini, Naci İnci'nin mahkeme kararına rağmen tesislerle ilgili çalışmaların başladığını duyurmasının hukuka aykırı olduğunu açıklayarak diyalog yollarının tükendiğini söyledi. Naci İnci hakkında hazırlanan iddianame, 3 Şubat'ta mahkemeye sunuldu. İddianameye göre Naci İnci “iş yeri dokunulmazlığının ihlali, hakkı olmayan yere tecavüz suçu, görevi ihmal ve görevi kötüye kullanma” suçlarıyla yargılanacak. (HABER MERKEZİ)
