06 Şubat 2023 15:49

Yıkımın nedeni, depreme dayanıklı değil ranta dayalı bina stoku

Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Sedat Türkmen: "Aynı yerde 4 tane bina var, bir tanesi yıkılıyor ise burada inşaat kalitesi kötü diyebiliriz".

Deprem nedeniyle Hatay'ın Güzelburç Mahallesinde binalar yıkıldı. | Fotoğraf: Erçin Ertürk/AA

Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

Merkez üssü Maraş’ın Pazarcık ilçesi olan 7.7 büyüklüğündeki deprem, bölgenin tamamında yıkıma ve can kayıplarına neden oldu. Yıkılan binalar dikkatleri yapı stokuna çevirdi.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Sedat Türkmen yıkımların zeminle değil, bina kalitesiyle ilgili olduğunu belirterek “Güney tarafta alüvyon olmasına rağmen bu taraflar kaya zemin, konglomera diyoruz. Bu, doğal betona benzer çakıl taşı. Bu bölgenin en sağlam zeminlerden bir tanesi ama tabii temel tasarımı, binanın projesi, kalitesi, inşaat sırasında yapılan eksiklikler vs. Bunlar işte binaların hasar görmesine etkin olan faktörler. Yani aynı yerde 4 tane bina var, bir tanesi yıkılıyor ise burada inşaat kalitesi kötü diyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

Türkmen sözlerine şöyle devam etti: “Biz yıllardır söylüyoruz. Depreme hazırlık dediğiniz şey kaliteli ve uygun zemine bina yapılması. Biz de maalesef imar planları yapılırken çok katlı ve yoğunluğu arttıran, özellikle bu kentsel dönüşüm adı altında tamamen ranta dayalı, müteahhitlerin cebini doldurmaya yönelik bir yapılaşma yapılıyor. Bunlar deprem gibi doğal olayların afete dönüşmesine neden olan unsurlar.”

‘KAMU BİNALARI DENETLENMEDİ’

Kamusal bir denetim olmadığının altını çizen Türkmen, “Son zamanlarda yapı denetim şirketleri kuruldu. Bu yaşananlarla birlikte bunların da yeteri kadar denetlemediği ortaya çıkıyor. Bunun sonucu tabii kamuda ihale yasaları. Orada birtakım liyakat yerine başka şeylerin düşünülmesi de kamu binalarının daha çok hasar gördüğü gösteriyor ki bu da problem yani denetlenmediğini gösteriyor. Bu binaların yapılırken aslında şartnamelerine bakarsanız, kağıt üzerinde mükemmel ama uygulamada demek ki yeteri kadar uyulmuyor o şartnamelere” dedi.

‘YAPI DENETİM HİZMETİ ALMAMIŞ YAPILAR TEHLİKE ARZ EDİYOR’

İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Eş Başkanı Mahsum Çiya Korkmaz, “Beklenen bir depremdi” diyerek sözlerine başladı: “Ama bu kadar çok şiddetli olacağını kimse beklemiyordu. Şimdi bu deprem özellikle bizim kentimiz açısından halihazırda özellikle 2000 yılı öncesinde olan yapılara daha fazla etki etti. 2007’de bir deprem yönetmeliği yayımlandı. Ancak sonra 2 defa deprem yönetmeliği daha çıktı. Şu an mevcutta 2018 deprem yönetmeliği kullanılıyor ama şu anki orada yıkılan yapılar 1996 depremine göre yapılmış yapılar. Aynı zamanda herhangi bir yapı denetim ve mesleki kurallara göre yapılmış yapılar değil bunlar. Ve böyle bir sonuç ortaya çıktı.”

‘DENETİM YOK’

Kamu binalarının yıkılmasına ilişkin ise Korkmaz “Elazığ depreminden sonra özellikle hastaneler ve devlet kurumlarının deprem tahkiki ve takip projesinin yapılmasını istedik. Yaptılar mı, yapmadılar mı bilmiyoruz ama tabii görünen o ki yapmamışlar. Özel statüde olan bazı binaların projelendirilmesinin normal bir yapıya göre yapılmaması lazım. Eğer ki burada öyle bir yıkım söz konusu ise ihmalkarlıkla alakalıdır. Deprem öldürmez, ihmalkarlık öldürür. Bizim bölgede deprem beklenen bir şeydi” değerlendirmesinde bulundu.


DOÇ DR. BÜLENT ÖZMEN: DEPREM EN İYİ KUSUR BULUCUDUR

Maraş merkezli 7.7 şiddetindeki depremin yaşanmasının ardından Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Bülent Özmen gazetemize konuştu. 2011 yılında Van’da yaşanan depremin üzerinden çok zaman geçtiğinin ve ortalamaların dışına çıkıldığı uyarılarının yapıldığını hatırlatan Özmen, “Büyük deprem olma olasılığının arttığı konusunda açıklamalarımız vardı. Bunlarla karşılaşmadan önce alınması gereken tüm önlemler alınmalıydı. Deprem en iyi kusur bulucudur, en ufak kusurlarımızı bile ortaya çıkarır” şeklinde konuştu.

Önceliğin göçük altında kalan yurttaşların kurtarılması, depremzedelerin sorunlarının giderilmesi olması gerektiğinin altını çizen Özmen, “Bu süreçte arama kurtarma çalışmalarının profesyonel ekipler tarafından yapılması gerekiyor, aletlerin yeterli olması gerektiğini, bir binada en az 15 kişilik ekiplerin çalışma yapması gerekiyor. Vatandaşlarımızın uzman olan kişinin direktifleri ile hareket etmesi lazım aksi durumlarda hem kendimizin hem de kurtarmaya çalıştığımız kişinin hayatını tehlikeye sokabiliriz” uyarılarında bulunduktan sonra asılsız söylentilere inanmamak gerektiğini vurguladı. Özmen son olarak, “Asıl olan deprem olmadan önce yapılan çalışmalar” dedi.

 

{{481254}}

ÖNCEKİ HABER

İngiltere'de hemşirelerin grevi sürüyor

SONRAKİ HABER

Osmaniye, Kilis ve Urfa'da deprem sonucu 248 yurttaş hayatını kaybetti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa