Deprem bölgesinde OHAL ilanı ne anlama geliyor? OHAL, hangi yetkileri veriyor?
Deprem bölgesinde ilan edilmesi beklenen 3 aylık OHAL ilanı ne anlama geliyor? OHAL, devlet kurumlarına hangi yetkileri veriyor?
Fotoğraf: Evrim Aydın/AA
Maraş merkezli depreme ve çalışmalara dair Devlet Bilgi Koordinasyon Merkezi’nde açıklamalarda bulunan AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 10 İlde Olağanüstü Hal (OHAL) ilan etme kararı aldıklarını söyledi. Erdoğan, "Depremin yaşandığı 10 ilimizi genel hayata etkili afet bölgesi olarak ilan ediyoruz. Arama kurtarma faaliyetlerinin ve sonrasındaki çalışmaların süratler yürütülebilmesinin temini için Anayasa'nın 119'uncu maddesinin bize verdiği yetkiye dayanarak OHAL ilan etme kararı aldık. 10 ilimizi kapsayacak ve 3 ay sürecek bu kararla ilgili Cumhurbaşkanlığı ve Meclis süreçlerini hızla tamamlayacağız." dedi.
Meclis’in bugün Resmi Gazete’de yayımlanacak OHAL kararının ardından yarın toplanıp kararı görüşmesi bekleniyor.
2935 Sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’na göre tabii afet ve salgın hastalıklarda cumhurbaşkanının OHAL ilan etme yetkisi var. Peki OHAL ilanı ne getiriyor, devlete hangi yetkileri veriyor?
Cumhurbaşkanı, tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinden birinin veya birden fazlasının görülmesi durumunda, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir.
Olağanüstü hal kararı Resmi Gazete'de yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağrılır. Meclis, olağanüstü hal süresini değiştirebilir. Cumhurbaşkanının istemi üzerine, her defasında dört ayı geçmemek üzere, süreyi uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir.
İSTENİLEN ARAZİYE, ARAÇ-GEREÇ VE MALA EL KONULABİLİR
Madde 5 – Tabii afet ve tehlikeli salgın hastalıklar sebepleriyle olağanüstü hal ilan edilmesi durumunda; felakete uğrayanların kurtarılması, meydana gelen hasar ve zararın telafisi için ihtiyaç duyulan ve hemen sağlanamayan para ve her türlü taşınır ve taşınmaz mallar ve yapılması gereken işler; para, mal ve çalışma yükümlülüğü yoluyla sağlanır.
Para yükümlülüğü:
Madde 6 – Tabii afet ve tehlikeli salgın hastalıklar sebebiyle olağanüstü hal ilan edilmesi durumunda gerekli harcamalar öncelikle kamu kaynakları ile yardımlardan sağlanır.
Acil ve hayati ihtiyaç maddeleri için harcamaya yeterli para kamu kaynaklarından zamanında sağlanamadığı takdirde, bölgedeki kredi kuruluşlarının olanaklarından yararlanılır.
Para yükümlülüğünün uygulanmasında, kuruluşların hizmet ve faaliyetlerinin aksatılmaması gözönünde tutulur.
Mal yükümlülüğü:
Madde 7 – Tabii afet ve tehlikeli salgın hastalıklar sebebiyle olağanüstü hal ilan edilen bölge içindeki kamu kurum ve kuruluşlarıyla tüzel ve gerçek kişiler, kendilerinden istenecek veya yükümlülük konulacak arazi, arsa, bina, tesis, araç, gereç, yiyecek, ilaç ve tıbbi malzeme ile giyecek ve diğer maddeleri vermek zorundadırlar.
Bu amaçla; öncelikle o bölgedeki genel ve katma bütçeli dairelere, kamu iktisadi devlet teşekkülleri ve kuruluşları ile bunlara bağlı müesseselere ve mahalli idarelere başvurulur. İhtiyaçların bu kaynaklardan zamanında ve yeterince karşılanmaması halinde, imkan ve kaynakları da dikkate alınarak, bölgedeki özel kuruluşlara ve gerçek kişilere ait olanlara yükümlülük konulur.
Yiyecek, giyecek, araç, gereç, ilaç ve tıbbi malzemeler gibi zaruri maddeler bölge sınırları içinde sağlanamadığı takdirde, bu Kanun hükümleri uygulanmak suretiyle en yakın bölgelerden yükümlülük yolu ile sağlanır.
18-60 YAŞ ARASINDAKİ HERKES, KENDİLERİNE VERİLECEK İŞTE ÇALIŞMAK ZORUNDA
Çalışma yükümlülüğü:
Madde 8 – Tabii afet ve tehlikeli salgın hastalıklar sebepleriyle olağanüstü hal ilan edilen bölgelerde bulunan 18 - 60 yaşları arasındaki bütün vatandaşlar, olağanüstü hal sebebiyle kendilerine verilecek işleri yapmakla yükümlüdürler.
Görevlendirmelerde; iş mevzuatının çalıştırma yasağı ile ilgili hükümleri çalıştırılacak kişilerin yaş, cinsiyet, sağlık, meslekleri, meşguliyetleri ve sosyal durumları ile aile ve bakıma muhtaç yakınları gözönünde bulundurulur.
İşçi ihtiyaçlarının karşılanmasında ve kuruluşlar arasındaki işçi naklinde, İş ve İşçi Bulma Kurumu teşkilatından yararlanılır.
İŞ SÜRELERİ UZATILIP TATİLLER İPTAL EDİLEBİLİR
Gerekli görülen hallerde çalışılan işyerlerinde gündüz ve gece çalışmalarında günlük iş saatleri, işlerin niteliğine ve ihtiyaç derecesine göre artırılabilir. Hafta Tatili Kanunu, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun, Öğle Dinlenmesi Kanunu, hükümleri kısmen veya tamamen uygulanmayabilir.
Çalışma yükümlülüğünün uygulanmasında kuruluşların görev ve hizmetlerinin aksatılmaması ve yükümlülerin mesleki faaliyetleri gözönünde bulundurulur.
DEPREM BÖLGESİNE GİRİŞ ÇIKIŞLAR YASAKLANABİLİR
Alınacak tedbirler:
Madde 9 – Tabii afet ve tehlikeli salgın hastalıklar sebebiyle olağanüstü hal ilanında, olağanüstü hal ilanını gerektiren hususlar gözönünde bulundurularak aşağıda yazılı tedbirler alınabilir:
a) Bölgenin belirli yerlerinde yerleşimi yasaklamak, belirli yerleşim yerlerine girişi ve buralardan çıkışı sınırlamak, belli yerleşim yerlerini boşaltmak veya başka yerlere nakletmek,
b) Resmi ve özel her derecedeki öğretim ve eğitim kurumlarında öğrenime ara vermek ve öğrenci yurtlarını süreli veya süresiz olarak kapatmak,
c) Gazino, lokanta, birahane, meyhane, lokal, taverna, diskotek, bar, dansing, sinema, tiyatro ve benzeri eğlence yerleri ile kulüp vesair oyun salonlarını, otel, motel, kamping, tatil köyü ve benzeri konaklama tesislerini denetlemek ve bunların açılma ve kapanma zamanını tayin etmek, sınırlamak, gerektiğinde kapatmak ve bu yerleri olağanüstü halin icaplarına göre kullanmak,
d) Bölgede olağanüstü hal hizmetlerinin yürütülmesi ile görevli personelin yıllık izinlerini sınırlamak veya kaldırmak,
e) Bölge sınırları içerisindeki tüm haberleşme araç ve gereçlerinden yararlanmak ve gerektiğinde bu amaçla geçici olarak bunlara elkoymak,
f) Tehlike arz eden binaları yıkmak; sağlığı tehdit ettiği tespit olunan taşınır ve taşınmaz mallar ile sağlığa zararlı gıda maddelerini ve mahsullerini imha etmek,
g) Belli gıda maddeleri ile hayvan ve hayvan yemi ve hayvan ürünlerinin bölge dışına çıkarılmasını veya bölgeye sokulmalarını kontrol etmek, sınırlamak veya gerektiğinde yasaklamak,
h) Gerekli görülen zaruri ihtiyaç maddelerinin dağıtımını düzenlemek,
i) Halkın beslenmesi, ısınması, temizliği ve aydınlanması için gerekli gıda madde ve eşyalarla her türlü yakıtın, sağlığın korunmasında, tedavide ve tıpta kullanılan ilaç, kimyevi madde, alet ve diğer şeylerin, inşaat, sanayi, ulaşım ve tarımda kullanılan eşya ve maddelerin, kamu için gerekli diğer mal, eşya, araç, gereç ve her türlü maddelerin imali, satımı, dağıtımı, depolanması ve ticareti konularında gerekli tedbirleri almak, bu yerlere gerektiğinde elkoymak, kontrol etmek ve bu malları satıştan kaçınan, saklayan, kaçıran, fazla fiyatla satan, imalatını durduran veya yavaşlatanlar hakkında fiilin işleniş şekli veya niteliği de nazara alınarak işyeri bulunduğu mahal için hayati önem taşımadığı takdirde işyerini kapatmak,
j) Kara, deniz ve hava trafik düzenine ilişkin tedbirleri almak, ulaştırma araçlarının bölgeye giriş ve çıkışlarını kayıtlamak veya yasaklamak.
TEDBİRLERİ YERİNE GETİRMEYENLERE ÜÇ AY HAPİS
Bölge veya il valisi tarafından alınan tedbirlere aykırı hareket edenler, emirleri dinlemeyenler veya istekleri yerine getirmeyenler veya kimliklerine dair kasten gerçeğe aykırı bilgi verenler veya bilgi vermekten çekinenler, fiilleri başka bir suç oluştursa bile ayrıca üç aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak.
Haber ve paylaşımlara ilişkin düzenlemede ise “Özel maksatla kamunun telaş ve heyecanını doğuracak şekilde asılsız, mübalağalı havadis ve haber yayan veya nakledenler, fiilleri başka bir suç oluştursa bile ayrıca üç aydan bir yıla kadar hapis ve beş bin liradan az olmamak üzere ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Eğer fiil, fail tarafından bir yabancı ile anlaşma sonucu işlenmiş ise hapis cezası bir yıldan ve ağır para cezası otuz bin liradan aşağı olamaz. Bu suçlar basın ve yayın organları vasıtasıyla işlenirse fail ve mesulleri hakkında verilecek cezalar bir misli artırılarak hükmolunur” deniyor.
HUKUKÇU KAMİL TEKİN SÜREK: OHAL GEREKÇESİYLE ANAYASA İHLAL EDİLMEMELİ
Hukukçu Kamil Tekin Sürek, OHAL ilanını şöyle değerlendirdi:
"Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın 119. Maddesine dayanarak OHAL ilan edebiliyor. Bunun için çeşitli sebepler gerekiyor. Bunlardan biri de tabii afet. Tabii afet nedeniyle OHAL ilan etmek, alınacak tedbirlerin sadece tabii afetle yani depremle sınırlı olmasını gerektirir.
Cumhurbaşkanı, depremden zarar gören 10 ilde OHAL ilan etmiştir. Dolayısıyla tedbirler bu 10 ilde uygulanacaktır.
TBMM, Cumhurbaşkanının ilan ettiği OHAL’i kaldırabilir, süresini kısaltabilir ya da uzatabilir, onaylayabilir. TBMM’de AKP-MHP çoğunluğu olduğu için muhtemelen Cumhurbaşkanlığı OHAL kararı aynı şekilde onanacaktır. TBMM, üç ay sonunda seçimleri de kapsayacak şekilde OHAL’i uzatır mı, uzatmaz mı bunu göreceğiz.
Olağanüstü hallerde vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile 15. maddedeki ilkeler doğrultusunda temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya geçici olarak durdurulacağı, hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği kanunla düzenlenecektir. Yani kısıtlamalarla ilgili TBMM tarafından kanun çıkarılması gerekir. Cumhurbaşkanı ayrıca kararnameler çıkarabilir ama bu kararnameler de aynı TBMM’nin onayına sunulmak durumundadır.
2016 OHAL’i sırasındaki uygulamaların hatırlanması, Cumhurbaşkanının ve TBMM'deki Cumhur İttifakı çoğunluğunun yapmak istediklerinin görülmesi açısından önemlidir. Kendi hazırladıkları Anayasaya bile uymamışlardır. Cumhurbaşkanı çok sayıda kararname çıkarmıştır. Bu kararnameler süresi içinde TBMM tarafından onaylanmamasına rağmen yürütülmüştür. Kararnamelerle kanunla çıkarılması zorunlu olan konular hakkında düzenlemeler yapılmıştır. Ve yine TBMM buna itiraz etmemiştir. Kararnamelerle OHAL ilanının gerekçesinde belirtilen konular dışında düzenlemeler yapılmıştır. Çok meşhur bir örnek olarak kış lastikleri ile ilgili düzenleme verilebilir ama özgürlüklerin kısıtlanmasıyla ilgili düzenlemeler asıl önemli olanlar. TBMM, buna da karşı çıkmamıştır.
Ayrıca Anayasa mahkemesi de Cumhurbaşkanının OHAL kararnameleriyle Anayasa'yı ihlal etmesine sessiz kalmış, aykırılık başvurularını “yetkim yok" gerekçesiyle geri çevirmiştir.
Özetle Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı, 2016 OHAL döneminde Anayasayı defalarca ihlal etmiştir ve bu OHAL döneminde de benzerini yapabilir.
Seferberlik, Afet Bölgesi İlanı gibi şeyler söz konusu değildir.
OHAL kararının Meclisten geçmemesi, geçtiği koşullarda ise depremle mücadele kapsamında olmayan konularda düzenlemeler yapılmaması, bütün muhalefetin, özellikle de demokrasi güçlerinin mücadelesi neticesinde mümkün olacaktır. (HABER MERKEZİ)