Anayasa Komisyonu Üyesi Kaboğlu: Afet bölgesi ilanı yeterli, OHAL'e gerek yok
Erdoğan'ın OHAL kararını değerlendiren CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, "Afet bölgesi ilan edilmesi doğrudur, ancak OHAL ilanı gereksizdir. İlan edilen OHAL’in süresi ölçüsüzdür" dedi.
Fotoğraf, İbrahim Kaboğlu'nun kişisel arşivi
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, depremin meydana gelişi üzerinden yaklaşık 36 saat sonra, depremin etkilediği on ilde üç ay süreyle olağanüstü hâl ilan (OHAL) etme kararının alındığını ve yine söz konusu on ilin “genel hayata etkili afet bölgesi” ilan edildiğini duyurması üzerine Kaboğlu, “gecikmeli olarak da olsa ‘genel hayata etkili afet bölgesi’ ilan edilmesi doğrudur, ancak OHAL ilanı gereksizdir. İlan edilen OHAL’in süresi ölçüsüzdür. OHAL Kanunu’nun tanıdığı yetkiler yeterli olduğundan, olağanüstü hale ilişkin olarak ayrıca Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılmamalıdır” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, devletin afet bölgelerine müdahalede açık şekilde yetersiz kaldığını belirterek hukukumuzda, acil durumlara ilişkin olarak devletin hızlı müdahalesini kolaylaştıran birçok düzenlemenin bulunduğuna dikkat çekti:
“7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısı̇yle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun, olağanüstü hâl ilanına gerek kalmaksızın, afetle mücadelede idareye önemli yetkiler vermektedir. Bu Kanun'un, uygulandığı afet bölgelerinde vali ve kaymakamlara olağan zamanda sahip olmadıkları yetkilerin verilmesi suretiyle özellikle arsa, bina, araç, tıbbi malzeme, ilaç, yiyecek, giyecek gibi mal temini ve afet bölgelerinde askeri güçlerden vali ve kaymakamın talep ettiği yardımların gerçekleştirilmesi mümkündür. Ayrıca, afet bölgesi ilanıyla borç ertelemesi ve vergi muafiyeti olanağı da sağlanmaktadır. Şu hâlde, olağanüstü hal rejimine geçilmeden de yürütmenin ve idarenin elinde depremlerin yarattığı yıkıma karşı kullanılabilecek yeterli araç vardır” dedi.
"TSK'NİN SEFERBER EDİLMEMESİ BİR GÖREV İHMALİDİR"
Bu denli büyük can kaybının ve yıkımın olduğu, yol ve köprülerin hasar gördüğü ve ulaşımın zorlaştığı bir ortamda, TSK’nin ve imkanlarının anında seferber edilmemiş olmasının açık bir görev ihmali olduğunu söyleyen Kaboğlu, saatlerle yarışılan böyle bir dönemde ilk 24 saatin verimli şekilde kullanılmamasının soğuk kış gününde binlerce insanı enkaz altında, milyonları ise onların yanı başında çaresiz bıraktığını belirtti.
OHAL GEREKSİZ VE ÖLÇÜSÜZ
Acil ve etkili müdahaleler için ortak aklın işletilmesi yerine, siyasi saikler sonucu tehdite varan partizan tutumla, merkez-yerel eşgüdümünü engelleyici ve ulusal dayanışmaya kapalı bir süreç yönetimini eleştiren Kaboğlu, OHAL’in 3 ay olarak belirlenmesini de şöyle değerlendirdi.
“7269 sayılı Kanun’un sunduğu olanaklar nedeniyle OHAL ilanının gereksiz olmasının yanında, üç aylık süre de ölçüsüz şekilde uzundur. Velev ki OHAL ilanının bu açıdan (ne olduğu meçhul) başka zaruri imkanlar sağladığı varsayılsın; bu durumda dahi, OHAL süresinin (örneğin) niçin bir ay değil de üç ay olduğu anlaşılamamaktadır. Kaldı ki, 7269 sayılı Kanun'da, vali ve kaymakama tanınan olağanüstü yetkiler için olağan olarak 15 günlük bir süre belirlenmişken on ilde meydana gelen depremler sonrası ilan edilen OHAL için öngörülen üç aylık aşırı uzunluktaki sürenin hiçbir açıklaması yoktur.”
CHP Anayasa Komisyonu sözcüsü Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu son olarak, Cumhurbaşkanı Kararnamesi aracılığıyla temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle siyasi haklar ve ödevlerin askıya alınabileceğine dikkat çekerek, 7269 sayılı Kanun ile 2935 sayılı OHAL Kanunu var iken depremleri bahane ederek Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin çıkarılmaması gerektiğini vurguladı. (HABER MERKEZİ)