Ekoloji derneklerinden ‘OHAL yerine toplumsal dayanışma ve örgütlenme’ çağrısı
Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu yaptıkları yazılı açıklamada bölgede OHAL ilan edilmesinin, yaşanan felaketi iktidarın kendi devamlılığı için fırsata çevirme hamlesi olarak değerlendirdi.
Hatay | Fotoğraf: Erçin Ertürk/AA
Kahramanmaraş Pazarcık merkezli depremlerin ardından on binlerce binanın çöktüğüne dikkat çeken ekoloji örgütleri, “OHAL yerine Toplumsal dayanışma ve örgütlenme” çağrısı yaptı. Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu yaptıkları yazılı açıklamada bölgede OHAL ilan edilmesinin, yaşanan felaketi iktidarın kendi devamlılığı için fırsata çevirme hamlesi olarak değerlendirdi, yıkım alanlarında acil müdahaleleri yapabilmek ve yaşamı yeniden kurabilmek için sivil inisiyatiflerin organizasyonları ve halkın dayanışma ağlarının hayati olduğuna dikkat çekti. OHAL bahane edilerek sivil inisiyatiflerin yardımlarının, dayanışma olanaklarının engellenerek yaşanan felaketin daha da büyütülmemesi çağrısı yapıldı.
‘EN ACİL İHTİYAÇ DAYANIŞMA AĞININ ÖRÜLMESİ’
“Organizasyon ve koordinasyon temel görevini yerine getiremeyen devlet, bugün Türkiye halklarını kendi kendine örgütlenme zorunluluğu ve sorumluluğu ile baş başa bırakmıştır” ifadelerine yer veren ekoloji örgütleri, en acil ihtiyacın arama kurtarma çalışmaları başta olmak üzere depremden etkilenen tüm coğrafyada yaşam alanlarını yitirmiş, temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insanlarımızı hayatta tutmak için sınırları aşan bir dayanışma ağının örülmesi olduğunu söyledi.
‘İKTİDAR BU KAYIPLARIN ASIL SORUMLUSU’
Kayıpların asıl sorumlusunun insanları enkaz altında donmaya terk eden ve şirketleşen iktidar olduğunu söyleyen ekoloji örgütleri, “Doğa olayları, kâr hırsına dayalı kapitalist sistemin neden olduğu katliamların üstünü örtmek için afet, felaket ya da fıtrat olarak nitelendirilemez, suçlu ilan edilemez” ifadelerini kullandı. Ekoloji örgütleri, “Kapitalist modernizmin dayattığı beton odaklı kent politikalarını çok katlılıkla besleyen, böylece sermayenin kazancının artırmasının önünü açan iktidarlar bu kayıpların asıl sorumlusudur” dedi.
‘DEPREMİN YAŞANDIĞI BÖLGEDE PEK ÇOK EKOLOJİK SUÇ İŞLENDİ’
Son iki yüz yıllık sürede doğa ve emek sömürüsünü artıran politikaların üretildiğine dikkat çeken ekoloji örgütleri, depremin yaşandığı bölgenin fay hatları üzerinde güvenlik barajları, termik santraller, nükleer santral ve havalimanı inşaatları gibi pek çok ekolojik suçun işlendiği ve canlı hayatının tehlikeye atıldığı bir bölge olduğunu vurguladı. Ekoloji örgütleri, “Yaşamı savunmanın tek yolu, doğaya rağmen değil doğa ile karşılıklılık ilişkisi içinde, doğayla barışık, dayanışmacı bir yaşama geçmek” dedi.
‘ACİL YAPILMASI GEREKENLER’
Ekoloji örgütleri acil yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı:
- Başta bölgede ve komşu bölgelerde olmak üzere, madencilik ve inşaat faaliyetleriderhal durdurulmalı, kamuya ve özel şirketlere ait iş makineleri ve ekipmanlarıteknik personel ile birlikte deprem bölgelerine arama-kurtarma çalışmaları içingönderilmelidir.
- Karayolu ile ulaşılamayan deprem alanlarına hızla sivil ve askeri altyapı ve personel; gerekli noktalarda özel sektör havayolu altyapısı ile arama-kurtarma ve yardım ekipleri ulaştırılmalıdır.
- Başta bölgedeki güvenilir binalar olmak üzere, komşu bölgedekiler dahil olmaküzere, ikinci konut, otel, ibadethane gibi yapılar barınma sorununun çözümündekullanılmak üzere ücretsiz ya da kamu kaynakları kullanılarak hizmete açılmalıdır.
- Temiz içme suyu, gıda, giysi, hijyen ürünleri gibi yaşamsal ihtiyaçların sağlanabilmesi için sivil toplumun dayanışma için oluşturduğu mekanizmaların kamu hizmetleri ile tam ve eksiksiz koordinasyonu sağlanmalıdır.
- İnsan dışındaki canlıları da kapsayacak kurtarma ekipleri oluşturulmalıdır. Bu konuda inisiyatif alan sivil ekiplerin çalışmaları kolaylaştırılmalı ve desteklenmelidir.
- Depremin, göçmenlerin yoğun yaşadığı bir bölgede olması nedeniyle, arama- kurtarma-temel ihtiyaçların giderilmesi konusunda yürütülen çalışmalar ayrımcılıktan muaf, tam bir kapsayıcılıkla sürdürülmelidir.
EKOLOJİK TALEPLER
Ekolojik taleplerini de sıralayan ekoloji örgütleri şu ifadeleri kullandı:
- Doğal gaz kaynaklı patlamalar ile İskenderun Limanı’ndaki yangının neden çıktığı,hangi maddelerin yandığı, varsa kimyasal ve nükleer maddelere dair bilgilendirmeyapılmalıdır.
- Bölgedeki sanayi tesislerindeki tehlikeli, yanıcı, patlayıcı maddelerin envanteriçıkarılmalı; artçı ya da yeni depremler sonucu olası felaketler için önleyici tedbirlergecikmeden alınmalıdır.
- On binden fazla binanın yıkıldığı düşünülmektedir. Bu binalardan yayılan asbest,radon ve diğer zararlı gazlar ile ilgili başta arama-kurtarma ekipleri olmak üzerebölgedeki halkın güvenliğini sağlayacak çalışmalar bir an önce başlamalıdır.
- Suyu kontrol altına alan ve metalaştırma çalışmasının uzantısı olan barajlarda hasar tespitine başlanmalı, ikincil bir afetin önüne geçilebilmesi için gerekli önlemleralınmalıdır.
- Maden ocaklarında bulunan kimyasal maddelerin su akiferlerine karışıp karışmadığı tespit edilmeli; gerekli önlemler alınmalıdır.
- Yaşam alanlarını gasp ettiğimiz, kentlerde ve çeperinde yaşayan insan dışı canlıların beslenme, temiz ve sağlıklı suya erişimi ile barınmaya dair sorunları bir an önce çözülmelidir.
- Deprem bölgesindeki elektrik, doğalgaz iletim hatlarındaki hasarlar, doğalgazhattında patlama, bölgede yapılan güvenlik barajları, Maraş’taki ve Adana’dakitermik santraller büyük risk taşıyor!
- Yaşamı risk altına alan büyük enerji yatırımları, güvenlikçi politikalar ve fosil yakıtlar terk edilmelidir.