İstanbul’dan Hatay’a giden AFAD gönüllüsü: İnsanlar suya bile muhtaç
İstanbul’dan Hatay’a giden AFAD gönüllüsü Evrensel'e anlattı: Su burada çok temel bir ihtiyaç. En önemli ihtiyaç bence su. Sular akmıyor.
Fotoğraf: DHA
Eylem NAZLIER
İstanbul
Maraş’ın Pazarcık ilçesi 7.7 ve Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğündeki iki deprem, bölgenin tamamında yıkıma ve can kayıplarına neden oldu. Binlerce insanı hayatını kaybetti. Binlerce yapı yerle bir oldu. Yıkılan binalarda enkaz altında kalan insanlar hâlâ kurtarılmayı bekliyor. Ulaşılamamış ve arama-kurtarma çalışmalarının başlatılamamış olduğu birçok nokta buluyor. Depremden kurtulanlar ise barınma, ısınma ve beslenme sorunları yaşıyor. İstanbul’dan Hatay’a giden AFAD gönüllüsüyle gözlemlerini konuştuk.
"ARAMA KURTARMA 42 SAAT SONRA BAŞLADI"
“Ben şu an Antakya'nın Kuzey Mahallesi’ndeyim” diyen AFAD gönüllüsü, “Burada neredeyse her 3 binadan 2’si yıkılmış vaziyette. Ve biz gelene kadar da daha önce muhtemelen hiç arama kurtarma faaliyeti gerçekleştirilmemiş. Biz 42 saat sonra buraya geldik” dedi.
"BİZİ GÖRENLER TEK TEK YARDIM İSTEMEYE GELDİ"
AFAD gönüllüsü, bölge halkıyla yaşadıkları diyalogları ise şöyle anlattı: “Biz otobüslerden indikten sonra kendimizle birlikte getirdiğimiz erzakları boşaltırken bir kadın yanımıza geldi. Ağlaya ağlaya bizleri çekiştirip ‘lütfen yardıma gelin’ dedi ve yıkılan evine getirdi. Önden 3 tane arkadaş gittik kadının götürdüğü yere. Enkaz altında 2 tane çocuğu, eşi, kaynanası, görümcesi vardı. Tamamı hayatını kaybetmişti. Yani çok da belliydi öldükleri, cesetleri de dışarıdan görünüyordu ama yine bir umut, tutup bizi götürdü. Ondan sonra bizi görenler tek tek bize doğru koşup yardım istemeye başladılar. Biz diğer enkazlara gitmeye başladıktan sonra diğer ekipleri arayıp bilgilendirmeye başladık. Canlı insanlar bulduk.”
"GELİŞ SÜRECİMİZDE KOORDİNASYON EKSİKLİĞİ ÇOKTU"
koordinasyon eksikliğine de değinen AFAD gönüllüsü, “ AFAD’la geldim ben ama koordinasyon çok çok kötü. İstanbul'da havaalanında uçağa binene kadar inanılmaz zor bir süreç yaşadık. Uçak hareket edip Gaziantep'e indikten sonraki süreç ekstra zor bir süreç. Çünkü oradan otobüslerle AFAD merkezine taşınması insanların yine özellikle otobüs ulaşımı sağlamak çok sıkıntılı bir süreçti. Koordinasyon eksikliğinden dolayı. AFAD tarafından bize atılan mesajda ‘Koordinatörler olacak’ denilmişti. Gittiğimiz yerler dahil hiçbir yerde koordinatörlere rastlamadık. Kendi koordinatörlüğü kendimiz yaptık birçok farklı noktada. Zonguldak’tan gelen madencilere rastladık. Soma'dan gelen madenciler vardı. Onlar Nurdağı’na gittiler. Ondan sonra biz de işte 3-4 saat bekledikten sonra otobüs bulundu. Otobüslere binip Hatay’a geldik. Bu şekilde oldu geliş sürecimiz” dedi.
"TEÇHİZATIMIZ YOK DENECEK KADAR AZ, İNSANLAR SUYA KOŞTU"
“Şu anda enkazların başındayız” diyen AFAD gönüllüsü, “Enkazları kazıyoruz, canlı insanlar var. Şu anda da çalıştığımız enkazda 2’si çocuk, biri kadın 3 kişinin sesini aldık, onlara ulaşmaya çalışıyoruz. Teçhizatımız yok denilecek kadar az. Burada vinçler çok eksik. İş makineleri ihtiyacı çok fazla, gıda inanılmayacak derece de yok. İnsanlar gıda arıyorlar her yerde. Biz erzakları ilk indirdiğimizde insanlar suya koştular. Öyle bir durum söz konusuydu” ifadelerini kullandı.
"NE ÇADIR NE KONTEYNER VAR, İNSANLAR ARABALARINDA YA DA SOKAKTA KALIYOR"
Bölgede insanların araçlarında kaldığını söyleyen AFAD gönüllüsü,” Çadırların veya konteynerlerin olduğu bir alana bu mahallede hiç denk gelmedim. Ama, sınırlı küçük bir alanda çalışıyoruz. Buralardan çıkamadık. Daha önce gelinmemiş burayı arama kurtarma faaliyetleri için. Ve böyle olunca haliyle çok fazla yere bakmak zorunda kalıyoruz. Ekstra ekipleri bölüyoruz, insanlar bazen geliyorlar ‘Benim enkazımdan ses duyuyorum’ diyorlar. İki-üç kişiyi de oraya yönlendiriyoruz, bir ses alıyorlarsa ekibi bölmeye çalışıyoruz. Canlılık belirtilerini almadığımız da o an mecburen devam etmiyoruz. Canlı olan insanların enkazlarından devam etmek zorunda kalıyoruz. Çok fazla yıkık var, inanılmaz. Yani burada ısınmayı şöyle gerçekleştiriyoruz, ateş yakıp etrafında kümeleniyoruz, dönüşümlü ısınıyoruz. Buradaki insanlarda battaniye görmedim ama biz bugün erzak indirdiğimizde battaniye soranlar oldu. Özellikle çok fazla çocuk bezi soruyorlar, bebek maması, biberon, emzik aynı zamanda su. Su burada çok temel bir ihtiyaç. Hani en önemli ihtiyaç bence su. Sular akmıyor. Elektrikler de kesik” dedi.
"AMBULANS SESİ HİÇ SUSMUYOR"
AFAD gönüllüsü sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz buraya girdikten sonra iki sokakta çalışabildik. 3 tane yan yana bina var üçü de tamamen yıkılmış. Ağır derece hasarlı ve biz burada bu 3 binadan çıkamadık. Yani buradaki çalışmaları sürdürüyoruz. Yaklaşık 20- 25 tane vefat eden kişiyle karşılaştı. 3 kişiyi de canlı olarak çıkarabildik. Şu anda da 3 kişi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ama ambulans sesi bir saniye durmuyor. Sürekli helikopterler geçiyor, muhtemelen hasta taşıyorlar. Çünkü Hatay'da devlet hastanelerin yıkıldığını duyduk. AFAD gönüllüsü olarak şu anda 35- 40 kişiyiz. Ama tamamen kendimiz organize ettiği bir şekilde ilerliyoruz.”