08 Şubat 2023 16:41

İşçi ve emekçiler: OHAL’e rağmen dayanışmayı büyüteceğiz

Deprem bölgesinde OHAL ilan edilmesini eleştiren İzmir’deki işçi ve emekçiler, “OHAL’i kendi yapamadıklarının görünmesini engellemek için ilan etti. OHAL yerine seferberlik ilan edilmeli” dedi.

Fotoğraf: Aydın Arik/AA

Paylaş

Eda AKTAŞ
Dilek OMAKLILAR
Ramis SAĞLAM
İzmir

Maraş merkezli yaşanan ve 10 ili etkileyen iki büyük deprem sonrası AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, depremden etkilenen illerde 3 ay sürecek şekilde OHAL ilan edildiğini duyurdu.

OHAL ilanından sonra bölgedeki gazetecilerin alandan uzaklaştırılması, yardım tırlarının engellenmesi ve gönüllü olarak alana gitmek isteyenlere izin verilmemesi gibi durumlar yaşandı.

OHAL ilan edilmesini eleştiren İzmir’deki işçi ve emekçiler, “OHAL’i kendi yapamadıklarının görünmesini engellemek için ilan etti. OHAL yerine seferberlik ilan edilmeli” dedi.

“YÜZBİNLERCE İNSANIMIZIN YARASINI OHAL SARMAYACAK”

Sağlık işçisi, “Halimiz olağanüstü berbat. İnsanlarımızın olağan üstü yardıma, yaşatılmaya ihtiyacı var. Bunu sağlayamayan devlet ise OHAL ilan ediyor. Afet bölgesine devletin hiçbir kurumu müdahale etmemiş, yapması gerekeni yapmakta da geç kalmış, hatta bakakalmış. OHAL, göçük altındaki ya da kurtarılan halkın yararı için değildir. Yüz binlerce insanın ölüm haberinin gelmesini bu karar engellemeyecek. Yüz binlerce insanımızın acısını, yarasını OHAL düzeni sarmayacak. Bizler hâlâ nefes alırken, tesadüfen yaşayanlar olarak bunları görüyoruz, konuşuyoruz” diye konuştu.

“OHAL’E RAĞMEN DAYANIŞMAMIZI SÜRDÜRECEĞİZ”

TPI Composite fabrikasında çalışan bir işçi, “OHAL orada kendi ayıplarını örtmek için ilan edildi. Orayı tamamen susturmaya çalışıyorlar. Diyanetten görevlilerin alana gittiğini duyduk. Oradaki insanları ‘kader’e ikna etmeye çalışıyorlar. Bunları yanlış buluyoruz. Biz OHAL’e rağmen dayanışmamızı sürdüreceğiz” dedi.

“HALKIN YARDIM ÇIĞLIĞINA SEFERBER OLMAMIZ GEREKİRKEN...”

Gecikmeli olsa da Soma’dan 1300 civarında maden işçisinin arama kurtarmaya katıldığını söyleyen maden işçisi, “Halkın yardım çığlığına tüm olanaklarla seferber olmamız gerekirken, hükümetin aklına ilk OHAL ilan etmek geliyor. OHAL ilan edeceklerine ilk anda inşaat firmalarının, müteahhit firmaların tüm ekipmanlarına el koymalı ve arama kurtarma çalışmalarına dahil etmeliydi. TTB, meslek odaları ve kitle örgütleriyle ortak kriz masası oluşturulmalıydı. Bize lazım olan OHAL değil, yardımlaşma ve dayanışmanın büyütülmesi, devletin tüm olanaklarının, bürokrasinin çarklarına takılmadan seferber edilmesidir. Ama maalesef bu felaketi de halkımız kendi çabalarıyla, etiyle, tırnağıyla kazarak atlatmaya çalışıyor” diye konuştu.

“OHAL SEÇİMLERE YÖNELİKTİR”

BTS İşyeri Temsilcisi Bülent Çuhadar ise, “Bu OHAL kararının, yani sokağa çıkmayı yasaklamanın, belli yerlerde insanların toplanmasını yasaklanmanın, kamu düzenini bozacağı kuşkusuyla bölgeye giriş çıkış yasağı koymanın, sıkıyönetim bahane edilerek deprem bölgesine yardıma gelen insanları bölgeden uzak tutmanın, enkaz altındaki canlara nasıl bir faydasının olduğunu bilmiyorum. Ancak bu OHAL kararının 3 ay sonra yapılacak seçimlere yönelik bir karar olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. 

“OHAL ACİZLİĞİ ÖRTME ÇABASIDIR”

Eğitim emekçisi Mehmet Doğan da “OHAL kararı, depremin üzerinden saatler geçtikten sonra yapılan açıklamalardan da anlaşıldığı gibi, olayı siyasi ranta dönüştürmek ve seçime malzeme yapma düşüncesidir. OHAL kararı almak, iktidarın acizliğini örtmek ve deprem konusunda ki yetersizliğini bu yolla siyasi ranta dönüştürmekten başka bir şey olamaz” dedi.

“SEFERBERLİK İLAN EDİLEREK GEREKEN YAPILMALI”

Genel-İş 9 No’lu Şube Metro-Tramvay İşyeri Baştemsilcisi Sevgi Bilir, “Bu süreçte zaten oraya yardım yapılması hava koşullarından dolayı zor bir süreç. İktidar OHAL ilan ederek beceremediği işi daha da örtbas etmeye çalışıyor. Bu sayede insanları sorgusuz sualsiz kısıtlayabilecek. Biz güvenlik emekçileri olarak aldığımız kartlar için birçok eğitimi almış durumdayız. Destek vermek istiyoruz ama izin çıkmıyor. Bunların önünde ki engeller kaldırılmalı. OHAL ilan edilmesi yerine seferberlik ilan edilerek gereken yapılmalı” diye konuştu.

Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Karşıyaka Belediyesi İşyeri Temsilcisi Muhammed Selim Kartal da ilk müdahalede eksik kalındığını söyleyerek, “OHAL bir şeyi çözmüyor, seferberlik olması lazım” dedi.

“DEVLETİN YETERSİZLİĞİNİ ÖRTMEK İÇİN ALINAN BİR KARAR”

Genel-İş İzmir 5 No’lu Şube Yönetim Kurulu Üyesi Umut Altun ise başlattıkları kampanyaya ilişkin kısaca bilgi vererek, “Devletin oradaki yetersizliğini örtmek bağlamında daha çok burada sivil inisiyatifin gelişmesini engellemek olduğunu düşünüyoruz. Seçim öncesinde bunun yapılmasını manidar buluyoruz. Bölgenin muhalif yapısı ortada ve belki de seçimleri bunun gölgesinde yapıp oradaki devletin enkazını kaldırabilmeyi, OHAL’le üzerini kapatmaya çalıştığını düşünüyoruz. Buna karşı tüm koşulları zorlayıp fiili olarak aslında oradaki ablukayı deleceğiz” ifadelerini kullandı.

 “VİCDAN SAHİBİ OLANLARA OHAL EDİLDİ”

Mustafa Güven (KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü): Hükümet maalesef neredeyse artık olmayan, yok olmuş 10 il için değil, Türkiye’de vicdan sahibi herkes için OHAL ilan etmiştir. Birlik beraberlik mesajı verenlerin, yardımların ulaştırılmasında ayrımcılık yapması, engellemeye çalışması kabul edilemez. Hükümeti bir an önce bilimsel akla davet ediyoruz. KESK İzmir Platformu olarak toplanan yardım malzemelerinin, enkaz çalışmalarında yardımcı olacak teknik personel ve ekipmanın bir an önce ilgili bölgelere, depremzedelere ulaştırılması için hükümetin AFAD bahanesiyle yaptığı ve ortamı tamamen kaosa sürükleyen engellemelerden vazgeçmeye çağırıyoruz.  

“OHAL EKSİKLİĞİ GİDERMEZ”

Hülya Baran Ulaşoğlu (SES İzmir Şube Yürütme Kurulu Üyesi): Çaresizliğin, beceriksizliğin, çürümenin üstü korkuyla kapatılıyor. Deprem bölgesinde yardıma muhtaç yüz binlerce insan var. Bu insanlar için ihtiyaç olan en önemli şey dayanışma. OHAL ilan etmek yerine dayanışmayı büyütmek ve güçlendirmek gerekmektedir. OHAL ilan ederek mevcut aksaklıklar, koordinasyon eksikliği giderilemez.

“OHAL ÇÖZÜM DEĞİL”

Hayrettin Çakmak (Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi): OHAL çözüm değil sonuçta. Ülkenin her yerinden seferber etmek, ilk etapta güveni sağlamak önemli. Tüm dünya seferber oldu bunu yürekten kutuluyorum. Biz de yardım başlattık, bağlı sendikalarımız her yerde çalışmalarını yürütüyor. Yardımlarımızı AFAD ve İzmir Büyükşehir Belediyesine yönlendiriyoruz. Zaten yazı da çıkarttık bölgesel anlamda da. Çok acı verici. Eksiklerimiz de çok, acı büyük.

“OHAL SİYASİ BİR KARARDIR”

Memiş Sarı (DİSK Ege Bölge Temsilcisi): Üyelerimizle bir çalışma başlattık. Ayni yardımlar dışında nakdi olarak başlattığımız yardımda hedefimiz konteynır almak. İşçi sınıfı dayanışmasıyla yarıları en kısa zamanda sarmak istiyoruz. İlk yardım ve operatör belgesi olan 1500’e yakın üyemiz var ve üyelerimizle her türlü desteği vermeye hazırız. OHAL siyasi bir karardır. AKP hükümeti, ülke ekonomisinin dibe vurduğu bu dönemde böyle bir sorunla karşılaştığında ne yapacağını şaşırmış vaziyettedir. Zaten AKP’li yetkililerinin açıklamaları da sanki alanda sadece Cumhur İttifakının çalıştığını, sanki Türkiye halkının bu dayanışmayı göstermeyeceğini, bütün her şeyi kendi üzerlerinden yürüyeceğini ifade eden saçma sapan açıklamalarda bulundular. Doğal olarak siyasi bir karardır. Kendi eksikliklerini, yanlışlıklarını, beceriksizliklerini örtbas etmek adına OHAL ilan etmişlerdir. Oysa bu durumlarda seferberlik ilan edilmeli.

“OHAL KİSVESİ ALTINDA YÖNETEMEMEYİ GİZLİYORLAR”

Faruk Saral (Genel-İş İzmir 3 No’lu Şube Başkanı): İZELMAN’da örgütlü Genel-İş 1 No’lu Şube ile beraber işçilerin ücretlerinden 100’er liralık bir yardım kampanyası başlattık. 7 bin 500 işçiden şu an için 750 bin toplanmış oldu. Sonra için ise gönüllülük esasında bu kampanaya devam ediyoruz. Amacımız konteynır alarak barınma sorunu yaşayan insanlara yardımcı olmak. 5-6 üyemizin ailesi de orada ve sağlık bilgi alamıyorlar. Üyelerimizin oraya ulaşmasını sağlamaya da çalışıyoruz. OHAL’i ilk olarak basın özgürlüğünün kısıtlanmasıyla yaşadık. Bölgede OHAL ilanı yerine giriş çıkış kontrol altında tutulup koordineli olmak çok daha doğru olurdu. Sanki bazı şeyler saklanmak isteniyor, ortaya çıkarılması engelleniyor ama hiçbir şey gizli kalmaz. Koordineli olmak doğru ve anlamlı ama bunu yönetememekle alakalı bir sıkıntı varsa yönetememeyi gizlemeyi de OHAL’in kisvesi altına soktuklarını düşünüyorum. 

Ayrıca Genel-İş İzmir binasına "7.7 yastayız! Şimdi dayanışma zamanı" yazılı pankart astı.

 

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan bu kez de depremzedeye 'kader planı' dedi

SONRAKİ HABER

Zelenskiy, daha fazla silah istemek için Londra’da

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa