08 Şubat 2023 20:44

MLSA Hukuk Birimi derledi: Üç soruda OHAL ilanı ve gazetecilerin hakları

Olağanüstü Hal kararı yerinde ve gerekli mi? OHAL kararı nedir? Hangi şartlarda OHAL ilan edilebilir ve nasıl sınırlamalar getirilebilir? MLSA avukatları, gazeteciler için sorulara cevap verdi.

Fotoğraf: Evrim Aydın/AA

Paylaş

6 Şubat’ta meydana gelen iki deprem sonrası afetten etkilenen 10 ilde üç ay süreyle olağanüstü hal (OHAL) ilan edildi. Cumhurbaşkanlığı 6785 Karar sayılı olağanüstü hal 8 Şubat 01:00 itibariyle yürürlüğe girdi. OHAL kararı nedir? Hangi şartlarda OHAL İlan edilebilir ve nasıl sınırlamalar getirilebilir? MLSA avukatları, gazeteciler için bu sorulara cevap veren bir bilgilendirme ve değerlendirme metni hazırladı.

Metinde özetle şunlar ifade edildi:

  • Afete müdahale sırasında yararlanmak için haberleşme araçlarına el koymak dışında sınırlama getirilmemiştir. 
  • Kanun maddesi, haberleşmenin engellenmesine izin vermemektedir, bu yorumlama ancak keyfi bir yaklaşımın sonucu olabilir.
  • OHAL ilanı, iletişim kaynaklarının sınırlandırılmasında, haberleşmenin engellenmesinde kullanılamaz.
  • Anayasa’nın ilgili hükümleri ve OHAL kanununun ilgili maddelerinde gazetecilik faaliyetlerine engel olmaya yönelik bir hüküm bulunmamaktadır. Bunun aksine uygulamalar Anayasa’nın 14. maddesi kapsamında korunan Temel Hak ve Hürriyetlerin Kötüye Kullanılmaması prensibinin ihlaline ve keyfi uygulamalara sebebiyet verecektir.
  • Deprem bölgelerinde haber takibi yapmaya çalışan gazetecilerin engellenmeye çalışılması Anayasa’ya ve Uluslararası Sözleşmelere aykırı olup, basın özgürlüğünü açıkça ihlal etmektedir.
  • Afet bölgelerinde haber yapmaya çalışan gazetecilere Turkuaz kart ve akreditasyon şartı gibi engellemelerin hiçbir yasal dayanağı olmayıp, Basın Kanunu’nda bu konuda bir düzenleme yer almamaktadır.
  • Bu uygulama, kamu görevini yerine getiren gazetecilerin iş ve çalışma hürriyetleri ihlal etmektedir.

MLSA Hukuk Birimi değerlendirmesine göre OHAL ilanının gerekliliğini kanuna dayandırmak zor. Bunun yanı sıra haberleşmenin engellenmesine yönelik girişimler ve gazetecileri engelleme çabaları Anayasa ve kanunlarla korunan özgürlüklerin ihlaline yol açıyor.

HANGİ DURUMLARDA OHAL İLAN EDİLEBİLİR, OHAL’İN ŞARTLARI MEVCUT MU?

Olağanüstü hal (OHAL) ilanı kararının hangi şartlarda verilebileceği ve usulleri Anayasa m. 119 ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre yurdun tamamında veya bir bölgesinde olağanüstü hal ilan edilebilmesi için savaş, şiddet hareketleri, şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin bozulması, tabiî afet, tehlikeli salgın hastalık, ağır ekonomik bunalımın ortaya çıkması koşulları aranır.

6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7.7 ve saat 13.24’te Elbistan ilçesinde 7.6 olarak ölçülen iki deprem 10 ili etkiledi ve binlerce kişinin yaşamını yitirmesine yol açtı. Afet alanında birçok kişi halen enkaz altında bulunuyor.

Anayasa’ya ve 2935 sayılı Kanuna göre bu ölçekte bir felaket sonrası olağanüstü hal ilan etme şartlarının mevcut olduğu sonucuna varılabilse de 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 6. Maddesi Mülki Amirlere Verilen Olağanüstü Yetkilere sınırlama getirmektedir. Bu maddenin f2 bendi ile bu yetkilerin kullanılma süresi afetin sona ermesinden itibaren 15 gün olarak belirlenmiştir.

Olağanüstü Hal süresinin 7269 sayılı kanunun sunduğu olanaklara rağmen neden 3 ay süreyle ilan edildiği belirsizdir. Bu yönüyle 10 ili etkileyen iki deprem sonrası verilen Olağanüstü Hal kararının yerinde ve gerekli olup olmadığı sorusu tartışmalı bir konudur.

DOĞAL AFET DURUMLARINDA OHAL İLANI, İLETİŞİM KAYNAKLARININ KISITLANMASI VE HABERLEŞMENİN ENGELLEMESİNDE KULLANILABİLİR Mİ?

2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu, Tabi Afet ve Tehlikeli Salgın Hastalıklarda Yükümlülükler ve Alınacak Tedbirleri düzenlemektedir. Kanunun 9. maddesinin e bendi “Bölge sınırları içerisindeki tüm haberleşme araç ve gereçlerinden yararlanmak ve gerektiğinde bu amaçla geçici olarak bunlara el koymak” tedbirine olanak sağlamaktadır. Diğer bir deyişle yalnızca koşullar gerektirdiğinde afete müdahale sırasında yararlanmak için haberleşme araçlarına el koymak dışında sınırlama getirilmemiştir. Kanun maddesi, haberleşmenin engellenmesine izin vermemektedir, bu yorumlama ancak keyfi bir yaklaşımın sonucu olabilir.

Yine 2935 Sayılı kanunun m. 25 (a) 2 bölümü “Özel maksatla kamunun telaş ve heyecanını doğuracak şekilde asılsız, mübalağalı havadis ve haber yayan veya nakledenler, fiilleri başka bir suç oluştursa bile ayrıca üç aydan bir yıla kadar hapis ve beş bin liradan az olmamak üzere ağır para cezasıyla cezalandırılırlar…. Bu suçlar basın ve yayın organları vasıtasıyla işlenirse fail ve mesulleri hakkında verilecek cezalar bir misli artırılarak hükmolunur.” şeklindedir. Kanun metninden açıkça anlaşılacağı üzere “asılsız” ve “mübalağalı” haber cezalandırma kapsamındadır. Haberleşme ve Basın Hürriyeti Anayasanın 22 ve 28. maddeleri ile korunmaktadır. OHAL ilanı, iletişim kaynaklarının sınırlandırılmasında, haberleşmenin engellenmesinde kullanılamaz.

OHAL İLANI GAZETECİLİK FAALİYETİNE ENGEL MİDİR?

Anayasa’nın 119. maddesine göre, olağanüstü hal ilanında vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma ile ilgili yükümlülükler ile olağanüstü hal sırasında temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya geçici olarak durdurulacağı, hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği 15. maddedeki ilkeler doğrultusunda kanunla düzenlenir.

Madde 15 – Savaş, seferberlik (…) veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.

Olağanüstü Hal Kanunu’na göre OHAL’de alınacak tedbirler tek tek yazılmıştır.

Madde 9 – Tabii afet ve tehlikeli salgın hastalıklar sebebiyle olağanüstü hal ilanında, olağanüstü hal ilanını gerektiren hususlar gözönünde bulundurularak aşağıda yazılı tedbirler alınabilir:

…e) Bölge sınırları içerisindeki tüm haberleşme araç ve gereçlerinden yararlanmak ve gerektiğinde bu amaçla geçici olarak bunlara elkoymak,..

Anayasa’nın ilgili hükümleri ve OHAL kanununun ilgili maddelerinde gazetecilik faaliyetlerine engel olmaya yönelik bir hüküm bulunmamaktadır. Bunun aksine uygulamalar Anayasa’nın 14. maddesi kapsamında korunan Temel Hak ve Hürriyetlerin Kötüye Kullanılmaması prensibinin ihlaline ve keyfi uygulamalara sebebiyet verecektir.

Deprem bölgelerinde haber takibi yapmaya çalışan gazetecilerin engellenmeye çalışılması Anayasa’ya ve Uluslararası Sözleşmelere aykırı olup, basın özgürlüğünü açıkça ihlal etmektedir.

Afet bölgelerinde haber yapmaya çalışan gazetecilere Turkuaz kart ve akreditasyon şartı gibi engellemelerin hiçbir yasal dayanağı olmayıp, Basın Kanunu’nda bu konuda bir düzenleme yer almamaktadır.

Bu uygulama, kamu görevini yerine getiren gazetecilerin iş ve çalışma hürriyetleri ihlal etmektedir. (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Destruction in earthquake; mobilisation and responsibility!

SONRAKİ HABER

Deprem sonrası ilan edilen OHAL'in yetkileri ve OHAL'e itirazlar neler? - Prof. Dr. Levent Köker | Ankara Baskısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa