09 Şubat 2023 15:01

Hatay T Tipi Cezaevindeki isyan: 'Silah sesi hiç susmadı'

Hatay T Tipi Cezaevinde yetkililerle görüşen HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu üyesi avukat Mehdi Zana Akkaya, gözlemlerini Evrensel'e aktardı.

Fotoğraf: Joseph Fulgham / Pixabay

Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

Deprem nedeniyle ağır yıkımın yaşandığı Hatay ilinde bulunan mahkumlar, ailelere ulaşmak için cezaevinde isyan çıkardı. Hatay T Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu-hükümlülerin isyanı askerlerin şiddetiyle bastırıldı. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada 3 mahkumun hayatını kaybettiği iddia edildi. Cezaevine giden HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu üyesi avukat Mehdi Zana Akkaya, Hatay T Tipi Cezaevinde yetkililerle görüşmelerini Evrensel’e aktardı.

Cezaevi yetkililerin isyanı doğruladığını söyleyen Akkaya, ölü ve yaralı sayısına ilişkin bilgi alamadıklarını anlattı. Bölgedeki köylülerle de görüştüklerini aktaran Akkaya, onların anlatımlarında silah seslerinin hiç susmadığını, askere vur emrinin verildiğini, en az 15 mahkumun öldürüldüğünü kendilerine anladıklarını belirtti.

İSYAN ÇIKTIĞINI DOĞRULADILAR!

Cezaevine gittiğini, müvekkiliyle görüşme talebinin de kabul edilmediğini anlatan Akkaya, “Burada müvekkilim de var. En azından onunla görüş yapıp durumun ne olduğunu öğrenmeye çalışacaktım. Müvekkil görüşü yaptıramayacaklarını söylediler. Onun akabinde ‘basına yansıyan isyan haberleri var, ölüler yaralılar olduğuna dair görüntüler’ olduğunu, ne yaşandığını öğrenmek istediğimi yetkililere aktardım. İsyan çıktığını kabul ettiler. Onun üzerine müdahale ettiklerini söylediler” dedi.

"CEZAEVİNİN TAMAMI BOŞALTILACAK"

Cezaevinin tamamının boşaltıldığını aktaran Akkaya, “Biz oradayken 10’a yakın şehirlerarası otobüsle mahkumlar çıkarılıyordu. Onu kendi gözümüzle gördük. Cezaevine giderken, cezaevinden yoğun bir dumanın yükseldiğini gördük. Onu sordum ‘dün değil ondan önceki gün çıkan yangının dumanı’ olduğunu söylediler. Ölü-yaralı bilgisi vermediler. Ama cezaevinin tamamının boşaltılacağı söylediler. Nereye gideceğiyle ilgili de bir bilgi edinemedik. Onları da söylemediler. Ama dışarıda çokça Elazığ otobüsleri vardı” diyerek gözlemlerini aktardı.

"KÖYLÜLERDEN DUYDUĞUMUZ EN AZ 15 MAHKUM ÖLDÜRÜLDÜ"

Cezaevinden çıkışta köylülerle de konuştuklarını aktaran Akkaya, “Hemen cezaevinin yakınında bir köy var. O köyden birkaç köylüyle görüştüm. Onlar da dün değil önceki gün sabah 10’dan akşam 5’e kadar silah seslerinin geldiğini, hiç susmadığını belirtiler. Bu bilgi net değil ama askere vur emrinin verildiğini, en az 15 tutuklu-hükümlünün öldürüldüğünü söylediler. Tabii bu kısımla ilgili bilgi teyite muhtaç. Yetkililerden herhangi bir bilgi edinemedik” dedi.

Akkaya, “Bu cezaevi yeni yapılmış bir cezaevi. Komutan burada çoğunlukla Suriyeli tutuklu veya hükümlülerin olduğunu, adli suçluların olduğunu aktardı” diyerek şunları söyledi: “Büyük ihtimalle aileleri burada enkaz altında. Köylülerle yaptığımız sohbette mahkumların ailelerinden bilgi alamadıkları, ondan kaynaklı isyan edildiği yönünde.”

DEPREM İÇ GÜVENLİK SORUNU DEĞİL DOĞAL BİR AFETTİR

Hapishanelerde meydana gelen olaylara ilişkin açıklama yapan İHD "Vakalar ve bilgiler yaşam hakkının korunmasını, işkence ve kötü muamele yasağını ihlal eden görüntüler ve bilgilerdir. Hapishane idareleri, mahpusların yaşam hakkını mutlak surette korumak zorundadır. Bahse konu hapishaneler deprem sonuçlarının ve yıkımlarının en ağır olduğu illerdedir ve mahpusların depremden korunma ve daha güvenli bir noktaya tahliye talepleri olması gereken uygulamalardır ve ayrıca hızlı hareket edilmesi gerekmektedir" ifadeleri kullanıldı.

29 Mart 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik”te depremin bir iç güvenlik sorunu olarak yer aldığı belirtilen açıklamada "Oysa deprem bir güvenlik sorunu değil, yaşamsal tedbirlerin hızlıca alınması gereken bir doğal afettir" denildi.

Yapılan açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

"Anayasa Madde 17: Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.

Yaşam hakkı, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 3. maddesi, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi 6. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 2. maddesi, Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi 4. Maddesi, Afrika İnsan ve Halkların Hakları Şartı 4. maddesi ve AB Temel Haklar Şartı 2. Maddesi gibi pek çok uluslararası sözleşmede yer almıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 15. maddesi uyarınca yaşam hakkı dokunulmaz haklar arasında sayılmıştır.

Deprem bölgesindeki tüm mahpusların yaşam hakkının mutlak korunması sağlanmalıdır. Meydana gelen ölüm ve yaralanmalarda sorumluluğu olanlar hakkında mutlaka soruşturmalar açılmalı ve bu süreç şeffaf bir şekilde yürütülmelidir. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü hapishanelerde meydana gelen tüm olaylarla ilgili kamuoyuna daha açık ve şeffaf olacak şekilde bilgi paylaşımında bulunmalıdır. Konuyla ilgili olarak Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere tüm ilgili kurum ve kuruluşların sorumluluk almalarını, sivil toplum kurumları ile bilgi paylaşım kanallarını açık tutmalarını ivedilikle talep ediyoruz."

ÖNCEKİ HABER

"Kimliklendirilemeyen cenazelerin gömülmesi, yıllarca sürecek hukuk mücadelesi başlatır"

SONRAKİ HABER

Açık öğretim okullarına kayıt işlemleri 3 Nisan'a kadar uzatıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa