TTB: Gönüllü görevlendirme için adım atamıyoruz
TTB, Deprem Kriz Masası, “Bölgede sağlık sorunları ve çözüm önerileri” başlıklı basın toplantısı düzenledi.
Fotoğraf: Erçin Ertürk /AA
Türk Tabipler Birliği (TTB) Deprem Kriz Masası, “Bölgede sağlık sorunları ve çözüm önerileri” başlıklı basın toplantısı düzenledi. TTB binasında gerçekleştirilen toplantıya deprem bölgesinde bulunan doktorlar da Zoom üzerinden katıldı.
Alanda var olan sorunların tespitlerini paylaşmaya gayet ettiklerini söyleyerek sözlerine başlayan TTB Merkez Konsey Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Maraş Pazarcık ilçesinde bir organizasyonsuzluk var. Sağlık çalışanlarında eksiklik olduğunu biliyoruz. Ayrıca deprem bölgesinde sağlık çalışanları ve meslektaşlarımız da depremden zarar görenler arasında. O nedenle onların geriye çekilmesi ve gönüllülerle dönüşümlü olarak sağlık hizmetlerinin sürdürülmesi akılcı olan yaklaşım. Ancak bununla ilgili sağlık bakanlığı ne telefonla aramalarımıza yanıt veriyor ne de yazışmalara yanıt veriyor. Böyle bir sınırlılık içindeyiz” dedi.
“HASTANENiN SADECE ACiL SERViS BiRiMi ÇALIŞIR HALDE”
Kamuda çalışan 1518 gönüllü hekimin Tabip Odaları üzerinden başvuru yaptığını belirten Fincancı, görevlendirme açısından adım atamadıklarını dile getirdi. Pazarcık ilçesindeki hastanenin büyük bir hasar gördüğü bilgisini aktaran Fincancı, hastanenin sadece acil servis biriminin çalışır halde olduğunu söyledi.
Hekimlerin açık alanda ve UMKE çadırında sağlık hizmeti sunmaya çalıştığını ifade eden Fincancı, “Deprem bölgesinde koordinasyonda görev üstlenen Adana Tabip Odamız depremzede hekimlerin ve ailelerinin barınması için de bir organizasyon yapma gayretinde. Biz meslektaşlarımıza bunu bildireceğiz” diye ekledi.
“SAĞLIK HİZMETİNİ SÜRDÜREBİLECEĞİMİZ KOŞULLARI OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYOR”
Bölgeye kent dışından hekimlerin gittiğini ve cerrahların ise Maraş merkezdeki hastanede görevlendirildiğini bilgisini paylaşan Fincancı, ilçede sahra hastanesi kurulması için çalışmaların sürdüğünü söyledi. Fincancı, “Burada önemli eksiklik birinci basamak sağlık hizmetlerinin koordinasyonu ve sürdürülebilmesi, koruyucu sağlık hizmetlerinin gerçekleştirilebilmesi. O nedenle Tabip Odalarımızla illerde çıkan araçlarla konteynır ulaştırarak birinci basamak sağlık hizmetini sürdürebileceğimiz koşulları oluşturmaya çalışıyor. SES de sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, çevre sağlığı teknisyenleriyle hem koruyucu sağlık hizmetleri hem de depremde destek hizmetlilerini sunma gayreti içindeler. Tabi burada özellikle bu tür hizmetlerin sürdürülebilmesi ve birinci basamak sağlık hizmetini sürdürebilmek önemli. Koruyucu ve birinci basamak sağlık hizmetini sürdürecek ekipleri kurmaya başladık” diye konuştu.
“TEMEL SORUNLARDAN BİRİ ORGANİZASYONUN OLMAMASI”
Mustafa Kemal Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki durumu aktaran Dr. Onur Erden, “Temel sorunlardan biri organizasyonun olmaması. Hastanenin bir kısmı zarar gördüğü için kısıtlı bir kısmı kullanıyor. Koridorlarda yarılar var. Morg yeterli gelmediği için hayatını kaybedenlerin bazıları servislerde yataklara ve yerlere serilmiş durumda. Pek çok kişi takibi ve tedavisi bittiği halde kalacak yeri olmadığı için hastanede yatmak durumunda kalıyor” dedi.
Birinci basamak hizmetin verilmesinin pek mümkün olmadığını dile getiren Erden, birçok birinci basamak sağlık hizmeti veren binanın da hasar gördüğünü ifade etti. Erden, “Tetanos aşısı ve ilaç ciddi bir sorun. Enkazdan çıkan kronik hastalar hastanelerde de ilaçlarına ulaşamıyor. Dışarıdan görevlendirmelerle ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti verilmeye çalışıyor. Antakya Devlet Hastanesi ve birkaç özel hastane yıkılmış olduğu için faaliyet gösteremiyor. Hatay Devlet Hastanesi de hasar gördüğü için sadece acil servisinde ya da çıkışa yakın yerlerde hizmet veriliyor. İlk iki gün eksik malzemeden dolayı daha zorluk bir hizmet verilirken bugün daha organize olunmuş bir durum söz konusu. Sağlık emekçileri dönüşümsüz çalışıyor. Ayrıca hekim, sağlık emekçilerinin ve halkın barınması zor durumda. Bu da hem organizasyon hem de enfeksiyon açısından sıkıntı” diye konuştu.
“ŞEHRİN DIŞINDAKİ ŞEHİR HASTANELERİNİ TEKRAR TARTIŞMALIYIZ”
Maraş, Adıyaman ve Hatay’da incelemelerde bulunan TTB Yönetim Kurulu Üyesi Onur Naci Karancı ise, “Arama kurtarmak imkanları genel olarak eksik. Kritik 72 saati çok kötü bir deneyimle geçirdik, ne yazık ki çok kötü bir çalışma ve organizasyon vardı devlet adına. Koyucu sağlık hizmetleri, temiz su, barınma gibi ciddi ihtiyaçlar ortada duruyor. Sadece Mustafa Kemal Üniversitesi Hastanesi aktif çalışıyor durumda, o da şehrin dışında. Şehir Hastanelerini bu kadar öven bir mantığın nasıl böyle olağanüstü durumları düşündüğünü de tekrar tartışmamız lazım. İnsanların hastanelere ulaşması büyük bir sıkıntı” dedi.
Hekim ve sağlık emekçilerinin üç gündür hiç dinlenmeden çalıştığını söyleyen Karancı, “Hekimlerin kalabileceği bir yerin kurulması için belediyelerle ortak organize içindeyiz. Birinci basamak sağlık hizmeti içinde organizasyonlar oluşturma çabasındayız. Bu kadar gönüllü hekim varken bu hekimler uzun süreli bir organizasyon içinde olması gereken bir dönemdeyiz. Bu konuda neden bizlerle bir organizasyon yapılmadığını anlamıyorum. Burada kötü bir sınav veren iktidar var. Bizlere kulak verip bir an önce birlikte organizasyon oluşturulmalı” diye ekledi.
“SAHADA TIBBİ HİZMETE İHTİYAÇ VAR”
Samandağ Hastanesine giden Dr. İncilay de diğer yerlerde olduğu gibi özellikle ilaç ve birçok ekipmanın eksik olduğunu söyledi. Samandağ hastanesinin zarar görmediği ve hizmet vermeye devam ettiği bilgisini paylaşan İncilay, “Sahada yaralılar enkaz altından çıkacak yakınları bekliyor bu yüzden şu an sahanın tıbbi hizmete ihtiyacı var. Bakanlığın sağlık örgütleriyle organize içinde olması hem süreci doğru yönetmeye hem de iş yükünü iyi ayarlamayı sağlar. Ortak dayanışmaya ihtiyaç var” dedi.
“TÜM HASTANELER DOLU”
Gaziantep’teki genel duruma ilişkin bilgi veren Gaziantep Tabip Odası Başkanı Mehmet Yılmaz, Nurdağı ve İshaliye ilçelerinin daha fazla hasar gördüğünü söyledi. Hastanelerin sağlam durumda olduğunu ve hizmet vermeye devam ettiğini ifade eden Yılmaz, “Şu an şehir merkezindeki tüm özel ve kamu hastanelerinde yoğun bakımlar ve servisler dolu. Ersin Arslan Devlet Hastanesi depreme dayanıklı olmadığına dair daha önceden raporu olmasına rağmen birinci gün acil hizmet ama şimdi ana binadaki yoğum bakım kapatıldı ve ek binasındaki yoğum bakımda hizmet veriyor” diye konuştu.
Gaziantep’te yemek sorunun pek olmadığını asıl sorunun barınma ve ısınma olduğunu dile getiren Yılmaz, AFAD çadırlarının da yetersiz kaldığını ifade etti. Köylere neredeyse hiç gidilmediğini söyleyen Yılmaz, burada bulunan insanların daha zor durumda olduğunu belirtti. Yılmaz, aşılama, gebe ve bebek takibi, yaşlı bakımı gibi durumların da ilerleyen günlerde sorun olarak ortaya çıkacağını ifade etti.
Adli Tıp Uzmanları Derneği ATUD Başkanı Ahmet Hilal ise adli tıp uzmanlarının çalışma koşullarının yetersiz olduğunu ve kimliklendirme işinin sadece parmak iziyle yapılmaya çalışıldığını anlattı. Çok fazla yaşamını yitiren insan olmasından dolayı morgların da yetersiz kaldığını ifade eden Hilal, bu durumun hem sağlık hem de ileriki dönemlerde hukuki sorunlara sebebiyet vereceğini söyledi. (HABER MERKEZİ)