Ahmet Faruk Ünsal: OHAL tepkilerin bastırılmasını sağlayacak bir enstrüman olacak
Ahmet Faruk Ünsal: “Doğal afetlerin yönetilmesi konusunda hükümete, valiliklere OHAL gücüyle donatılmadan müdahalede bulunma imkanı veren mevzuat zaten var.”
Fotoğraf: DHA
Serpil İLGÜN
Deprem felaketinin boyutları artarken, depremin ikinci gün ilan edilen OHAL, Resmi gazetede yayınlanmasının ardından Mecliste de kabul edildi. Önümüzdeki günlerde etkilerini daha yoğun yaşamaya başlayacağımız OHAL ilanını Evrensel’e değerlendiren Siyasetçi, İnsan Hakları Savunucusu Ahmet Faruk Ünsal, “öyle anlaşılıyor ki OHAL tepkilerin bastırılmasını mümkün kılacak bir enstrüman ihtiyacını karşılamak üzere ilan edildi” yorumunda bulundu.
2002-2007 arası AKP’den Adıyaman milletvekilliği yapan Ünsal, öncelikle can kaybının artmasında siyasal iktidarın sorumluluğuna işaret etti: “Depremin etkilediği illerde ciddi anlamda ilk kritik saatlerde ciddi bir müdahale sorunu yaşandı. Kaynakların doğru planlamadığı, doğru sevk edilmediği bir süreç yaşadık. Öyle anlaşılıyor ki, iktidar bütün yardım faaliyetlerine özellikle arama kurtarmaya dair kritik alet ve ekipmanları merkezi bir planlamayla kendisi üzerinden sevk etmeyi düşündü bu da tabii büyük bir yığılmaya ve acil ihtiyaçların giderilmesi önünde önemli bir problem oluşturdu. Kayıpların önemli bir kısmı kaynakların transferindeki bu beceriksizliklerden kaynaklandığı anlaşılıyor. Siz bütün kaynakları sadece AFAD yönlendirmiş gibi göstermek adına buradaki müdahaleyi siyasi bir ranta çevirmek adına bütün sivil inisiyatifi, yerel inisiyatifi görünmez hale getirmek için bir gayret içine girerseniz, bunun bedelini vatandaşlar öder. Ne yazık ki müdahaledeki gecikmeden, insanlar hayatlarını kaybetti. Dolayısıyla siyasi sorumluluk doğal olarak iktidara ait. Depremi önlemeye kimsenin gücü yetmez ama deprem sonrası afetin yönetilmesi meselesinde siyasal iktidarın sınıfta kaldığı açık.”
SOSYAL MEDYAYI KESMEK, İNSANLARIN CANINA KAST ETMEK
Ünsal, iktidarın sorumluluk almak bir yana, ulaşamamaya, sahipsizliğe isyan edenleri, eleştirenlere yönelik tehdit, öfke ve “siyasi rant peşinde olma” suçlamasına, sosyal medya kısıtlamasına dair de şu değerlendirmede bulundu: “Bu meseleleri dile getirmek neden siyasi istismar konusu olsun? Siyasetin asıl temel uğraş alanı hepimizin kaynakları olan kamu kaynaklarını doğru kullanmadır, dolayısıyla siz iktidar olarak bunu yapamazsanız muhalefet elbette bunları dile getirecek. Kaldı ki toplumun bu konudaki infialini, itirazını kesmek üzere sosyal medyaya kısıtlama getirmek büyük bir aymazlık, büyük bir sorumsuzluk. Nihayetinde enkaz başında koordinat belirtmek üzere bekleyen insanlar sosyal medya üzerinden bilgileri aktarıyorlar telefon iletişimi sağlanamadığı için. İtirazları kesmek için sosyal medyayı keserseniz doğrudan insanların canına kast etmiş olursunuz. Bunun ilerki dönemde hukuki bir sorumluluğu mutlaka doğacaktır.”
HÜKÜMETİN, VALİLİKLERİN YETERLİ MEVZUATLARI VAR
Ahmet Faruk Ünsal, ilk etapta üç ay süreyle ilan edilen OHAL’in temel hak ve özgürlükleri hedef alacağını vurguladı ve depremin vurduğu 10 kentin afet bölgesi olarak ilan edilmesinin üzerine bir de OHAL ilan etmenin asıl maksadının bu olacağını söyledi: “OHAL’i toplumsal tepkilerin bastırılması konusunda bir imkan olarak kullanacaklar. Doğal afetlerin yönetilmesi konusunda hükümetin, valiliklerin OHAL gücüyle donatılmadan müdahalede bulunma imkanı veren mevzuat var zaten. Bu nedenle OHAL, sadece tepkilerin bastırılmasını mümkün kılacak bir enstrüman ihtiyacını karşılamak üzere ilan edilmiş gözüküyor.”
Ünsal, “CHP ve HDP’nin reddettiği, İYİ Parti’nin bir ayla sınırlandırılması istediği OHAL ilanına DEVA, SP ve Gelecek Partisi’nden verilen destek, bu imkanı iktidara sağlamak anlamına gelmiyor mu” sorusuna ise, “Umarım muhalefet, OHAL ilanıyla ilgili gelişecek problemleri yeniden gözden geçirir. Geçirmesi de gerekir diye düşünüyorum” yanıtını verdi.