Kemal Kılıçdaroğlu: Can kaybımızın ulaşacağı nokta müdahaledeki etkisizlikten, yetersizliktendir

AFAD'ın Düzce raporuna değinen Kemal Kılıçdaroğlu, "Göz göre göre bu riskleri aldılar. Can kaybımızın ulaşacağı nokta, müdahaledeki etkisizliktendir, yetersizliktendir" dedi.

GÜNCELLENDİ

Ekran görüntüsü @kilicdarogluk'un paylaşımından alınmıştır

ANASAYFA

POLİTİKA

Paylaş

Sosyal medya hesabından videolu açıklama yayımlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Düzce depremi sonrası AFAD tarafından yayımlanan raporda yer alan eksiklileri eksiklikleri saydı, "Can kaybımızın ulaşacağı nokta depremin büyüklüğünden değil, müdahaledeki etkisizliktendir, yetersizliktendir." dedi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklaması şöyle:

"23 Kasım 2022'de sadece iki buçuk ay önce Düzce'nin Gölyaka ilçesinde 5.9'luk bir deprem oldu. Can kaybı yoktu 96 vatandaşımız yaralanmıştı. Görece küçük bir depremdi. Deprem sonrası AFAD tarafından bir analiz raporu hazırlandı. Özetliyorum. Koordinasyon sağlayamadık diyor. Toplanma alanı yanlış seçildi diyor. Yardımlar geç geldi diyor. Çadır takibini yapamadık diyor. Görevli personelin takip ve koordinesini sağlayacak birim yoktu diyor. Koordinasyon birimi oluşturulamadı diyor. Yemek dağıtımında sorunlar yaşandı diyor. Afet nakliye personeli ancak iki gün sonra Düzce iline ulaşabildi diyor. Deprem sonrasında zarar tespit sürecinde yetersiz kaldık diyor. Düzgün bir zarar tespit ekibi kuramadık diyor. İnşaat mühendisleri yerine öğretmen ve imamlardan ekip kurduk diyor. Sevgili halkım AFAD kendi röntgenini çekmiş, ama dinleyen kim. Ben nasıl susayım. Bunları görmeyeyim mi kader planı mı diyeyim. Deprem büyüktü. Ama depremden çok daha büyük olan koordinasyonsuzluk, plansızlıktı liyakatsizlikti ve bile bile göz göre göre bu riskleri aldılar. Can kaybımızın ulaşacağı nokta depremin büyüklüğünden değil, müdahaledeki etkisizliktendir, yetersizliktendir. Erdoğan seninle sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bizim de kader planımızda bu vardır"

February 9, 2023

Düzce’nin Gölyaka İlçesi geçen 23 Kasım’da 5.9 büyüklüğünde deprem meydana gelmiş, can kaybının olmadığı depremde, 96 kişi yaralanmıştı.

DÜZCE DEPREMİNDE SORUNLAR ORTAYA KONULMUŞTU

Cumhuriyet’in 3 Şubat tarihli haberinde İçişleri Bakanlığı’na bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)'nın Düzce depremiyle ilgili etki analizi raporunda birçok problemin söz konusu olduğu ortaya çıkmıştı.

Raporda öne çıkan başlıklar şöyle:

"ÇADIR TAKİBİ OLMADI"

Depremden sonra AFAD Başkanlığımız tarafından afet bölgesine gidecek öncelikli iller “Ek Afet Müdahale Gruplarına” göre belli olmasına rağmen, görevlendirmeler buna uygun yapılmamıştır.
İlde görevli personelin takip ve koordinesini sağlayacak birim olmadığından bazı görevlerde mükerrerlik ortaya çıkmış, bazılarında sorumlu belirlenememiştir.
Gerek AFAD gönüllülerinin gerekse personelin kontrolünün sağlanması için koordinasyon birimi oluşturulmamıştır.
Çadırlara kabulde herhangi bir standart olmadığından, kalanların listesi ancak birkaç gün sonra hazırlanabilmiştir.
Çadır dağıtımında teslim muhtarlara yapıldığından bireysel takip sağlanamamıştır.

"TOPLANMA ALANI YANLIŞ"

Çadırlarda kalan kişi sayısı net olmadığı için fazla yemek çıkarılmış veya yemek yetmediği durumlar yaşanmıştır.
Koordinasyon kurulu toplantılarının valilik binasında yapılması, İl AFAD Merkezi’nin etkinliğini azaltmış, kurumlar sadece bir temsilci ile AFAD merkezinden ihbarların alınması ve veri girişi işlemlerini takip etmişlerdir.
İl AFAD Merkezi’nin toplanma alanının yanlış seçildiği düşünülmektedir.
Afet gruplarının hazırlıksız olması AFAD Merkezi’nin yerinin yanlış seçilmesi, kurumlar arası işbirliği ve koordinasyonun yetersiz kalması sağlıklı bir yönetim sürecinin önüne geçmiştir.

"YARDIM GEÇ ULAŞTI"

Afet nakliye grubu yöneticisi ve personeli iki gün sonra Düzce iline ulaşabilmiştir.
Sahadan alınan bilgilere göre yöneticilerin doğru şekilde bilgilendirilmesi ve afet öncesinde planlandığı şekilde müdahalenin gerçekleştirilmesi gerekirken, afet yönetim sürecinde yöneticiler anlık çözümler üretmek ve sonuçları kestirilemeyen durumlarla karşı karşıya kalmıştır.
Yerel birimler hangi alanların öncelikli olduğu, hangi bölgelerden başlanması gerektiği konusunda ekiplere rehberlik edememiş, onları yönlendirememiştir. (HABER MERKEZİ)