OHAL: 2016-2018 yılları arasında tecrübe ettiğimiz hukuksuz bir rejim
Anayasa Hukukçusu Doç. Dr. Didem Yılmaz, OHAL rejimlerinin demokratik devletlerde, olağanüstü dönemlerde yurttaşların ihtiyaçlarının karşılanması için öngörüldüğünü ifade etti.
Fotoğraf: Fatih Polat/Evrensel
Damla KIRMIZITAŞ
Ankara
Cumhurbaşkanının 10 ilde OHAL ilan edilmesi kararını değerlendiren Anayasa Hukukçusu Doç. Dr. Didem Yılmaz, iktidarın 2016 yılında ilan ettiği OHAL’de hukuksuz bir rejim kurduğu uyarısında bulundu. OHAL’in deprem dışı konularda kullanılmaması uyarısında bulundu. Yılmaz, OHAL yetkilerinin felakete uğrayanların kurtarılması, hasar ve zararın telafisi için yapılması gereken işlerin, para, mal ve çalışma yükümlülüğüyle sınırlandırılması konusunda kanundaki 5-6- 7 ve 8. maddelerle sınırlandırılmasını önerdi.
Anayasa Hukukçusu Doç. Dr. Didem Yılmaz, OHAL rejimlerinin demokratik devletlerde, olağanüstü dönemlerde yurttaşların ihtiyaçlarının karşılanması, yardımların sağlanması için öngörüldüğünü ifade etti.
Demokratik devletlerin böyle büyük bir afetle karşılaşması halinde OHAL ilan etmesinin şaşırılacak bir şey olmadığını belirten Yılmaz, “Ama sonuç itibarıyla biz bunu dillendirmekten çekindik. Çünkü Anayasa’mızda OHAL rejimi 2016- 2018 yılları arasında tecrübe ettiğimiz üzere hukuksuz bir rejime dönüştü. Bu dönüşümde de AYM’nin verdiği karar, en önemli virajı almasına sebep oldu. 2016’nın kasım ayında AYM, OHAL KHK’lerini eski içtihadından dönerek ‘Denetlemiyorum’ dediği andan itibaren bu bir hukuk rejimi olmaktan çıktı” dedi.
OHAL’de Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayımlanmaması gerektiğini dile getiren Yılmaz, “Böyle bir şeyle karşılaşıldığında AYM’ye götürülmesi gerekiyor. OHAL kanunu aslında merkezi hükümetin yetkililerine yani vali ve kaymakamlara bu yetkiyi verir. Tüpçülerin tüplerini toplatarak ısıtıcı haline getirebilirler, battaniye fabrikalarındaki battaniyelere el koyup deprem bölgesine aktarabilirler. Bu tür yetkileri sağlar 5-6- 7 ve 8. maddeler. Ama OHAL’de Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayımlanırsa açıkça Anayasa’ya aykırı olur. Çünkü 2016 yılında ilan edilen OHAL, bütün ülke nezdinde ilan edildi. Burada 3 ay süreli ve 10 ilde. Dolayısıyla Cumhurbaşkanının genel düzenleyici bir işlem yapmasına gerek yok.
O bölgenin ihtiyacını karşılanmasına yönelik bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi olabilir en fazla ama ona da gerek yok. OHAL kanunu bunu düzenlemiş durumda. Burada muhalefetin her şeyi takip etmesi gerekiyor. Başka türlü hukuk rejimi olamaz, keyfilik olur” diye konuştu