KADAV’dan deprem broşürü: Eşitsizlikler afetlerde kadınların gördüğü zararı büyütüyor
KADAV hazırladığı Deprem broşüründe kadınların afetlerde karşı karşıya kaldığı tehlikelere dikkat çekiyor ve kadınlara çağrıda bulunuyor.
Hatay İskenderun'da arama kurtarma çalışmaları sürerken depremzedeler gelecek haberleri bekliyor | Fotoğraf: Sezgin Pancar/AA
Kadınlarla Dayanışma Vakfı’nın (KADAV) hazırladığı Deprem broşüründe kadınların afetlerde karşı karşıya kaldığı tehlikelere dikkat çekiyor ve kadınlara çağrıda bulunuyor. Broşür, AFAD, Afet Koordinasyon merkezleri, mühendis-mimar örgütleri ve üniversitelerin ilgili birimlerinin verdiği bilgiler kaynak alınarak hazırlandı. Deprem öncesi, sırasında ve sonrasında yapılabileceklere de yer veriliyor.
Deprem broşüründe, kadınların afetlerden en çok etkilenenler olduğuna dikkat çekilirken, “Üzerimize yüklenen toplumsal cinsiyet rolleri, sıkıştırıldığımız sosyal statüler ve yaşadığımız eşitsizlikler afetlerin biz kadınlara verdiği zararı büyütüyor. Öncelikle büyük bölümü evlerinin içinde yaşamını geçirmeye zorlandığı için kadınların depreme bina içlerinde yakalanma ihtimali çok daha büyük. Afet anında ise kadınlar, kendilerini korumaya odaklanamıyor. Deprem anında alanı terk etmek için herkes saniyelerle yarışırken bu zamanı bakım emeği sundukları çocuklara, yaşlılara, engelli ve hastalara ulaşmak, onları korumak için harcıyor. Kadınlar, deprem sırasında kurtarmak, deprem sonrasında hanenin yaşamını devam ettirecek işleri yapabilmek için enkaz halindeki binalara girmeye çalışırken yaralanıyor, yaşamlarını kaybediyorlar. Kadınların deprem anında toplum tarafından uygun görünen giysileri giymeye çalışarak zaman kaybetmesi ya da çeşitli kıyafet biçimlerinin koşmalarını, tahliyelerini zorlaştırması da ataerkinin bizlere dayattığı kadınlık rolleri ile ilgili” ifadelerine yer veriliyor.
Broşürde, afet sonrasındaki süreçte kadınların yaşadıklarına dair ise şunlar söyleniyor:
“Çadırda yalnız yaşamaktan çekindikleri için birçok kadının hasarlı binalarda kalmaya devam ettiği de biliniyor.
Yoksullukla afetlerden zarar görmenin artması, kadınların gördüğü zararı büyütüyor.
Yetersiz hijyen koşulları, yetersiz beslenme, barınma koşulları, hamilelik, kötü sanitasyon koşulları, engelli kadınların yaşadığı zorluklar, kadınların afetlerde gördüğü zararı büyütüyor.
Buna afetlerde karşı karşıya kaldığımız fiziksel, cinsel, psikolojik şiddet ve istismar vakaları ve afet sonrası yaşam alanlarının güvenlik sorunları ekleniyor.
Deprem sonrası kadınlar, hayatın yeniden yoluna girmesine, hanenin ihtiyaçlarının karşılanmasına dair sorumlulukları üstelik kendileri de travma yaşarken üstlenmek, hanenin diğer üyelerinin duygusal ihtiyaçlarını da karşılamak zorunda kalıyorlar.
Tüm bu olumsuzlukların yanında kadınların erkeklere oranla afet sonrası hayatta kalma ve iyileşmeyle ilgili süreçlerde daha hızlı organize oldukları biliniyor.”
KADAV kadınlara, “Bir afet yaşadığımızda şunu bilmemiz önemli, başkalarına yardım etmek için de önce kendi güvenliğimizi almalı, kendi İyilik halimizi düşünmeliyiz. Deprem anında da kadın dayanışmasına güvenmeli, birbirimizden destek ve yardım istemekten çekinmemeliyiz. Ve tüm kadınlar olarak afet meydana gelmeden risklerin tespit edilmesi, zararlarının azaltılması ya da önlenmesi ile afet meydana geldikten sonra hızlı yanıt verilmesi ve sonrasında iyileştirme çalışmalarının yürütülmesini sağlayan afet planlaması süreçlerine hem merkezi hem de yerel yönetimler düzeyinde aktif ve karar verici pozisyonlarda katılmayı, tüm bu planlama ve yönetim süreçlerinin toplumsal cinsiyet perspektifi ile ve kadınların özne olduğu biçimde hazırlanması ve uygulanmasını talep etmeliyiz. Bu sürecin bir parçası olarak tüm kadınlara afet eğitimlerinin parasız biçimde verilmesini istemeli, mahallemizdeki kadınlarla yaşadığımız bölgeyi tanımak başta olmak deprem öncesi hazırlıkları hayata geçirmek üzere bir araya gelmeliyiz. Afet risk yönetimi sürecinde görevli tüm ADS uzmanlarının (AFAD, Belediye, Emniyet) ve yerel yöneticilerin toplumsal cinsiyet duyarlılığı ve farkındalığının arttırılması yönelik somut planların yapılmasını istemeliyiz” hatırlatmasını yapıyor.