Depremzede ailelerin çocuklarına yapabildiği tek açıklama: Yaşananlar bir rüyaydı…

Hatay’ın Antakya ve Defne ilçelerinde görüştüğümüz aileler, çocuklarının her seste ağladığını, korktuğunu anlatıyor.

10 Şubat 2023 15:06
Paylaş

Volkan PEKAL
Hatay

Hatay Antakya'da deprem sebebiyle evleri yıkılan çocukların yaşadığı travmaya, soğuk havada aileleriyle birlikte sokakta kalmak ekleniyor. Buna her an yeniden deprem olacak korkusu ve çaresizlik duygusu da ekleniyor. Psikolojik destek için gelen hiç kimse olmadığını anlatan ailelerin çocuklarına açıklaması ise “Yaşananlar geçecek, bir rüyaydı, buradan çıkacağız” oluyor.

HALK VE BUGÜN VE GELECEK İÇİN KAYGILI

Depremin sonuçlarının ağır şekilde yaşandığı Hatay’da 5’inci günde de yurttaşlara kendini güvende hissedeceği ve geleceğe umutla bakacağı bir ortam yaratılabilmiş değil. Çoğu aile çocukları ile birlikte sokakta kalıyor. Çok az çocuk oyun oynayabilecek güvenli bir ortam bulabiliyor. Her saniye siren sesleri ve ara sıra yaşanan sarsıntılarla yaşıyorlar. Bir çok çocuk ailesi ile birlikte enkaz yakınlarında cesetlerin sokaklarda olduğu yerlerde yakılan ateşle ısınarak vakit geçiriyor. "Yardım var mı?” sorusuna “Devlet yok” diyen halkın söyledikleri sadece bugünü değil gelecekle ilgili kaygıları da ifade ediyor.

“ÇOCUĞUM SİNİR KRİZİ GEÇİRDİ”

Hatay’ın Antakya ve Defne ilçelerinde görüştüğümüz aileler çocukların her seste ağladığını, korktuğunu anlatıyor. Geleceğe dair tek planları bir an önce yıkıntılar arasından çıkmak olan aileler, çocuklarını “Yaşananlar geçecek, bir rüyaydı. Buradan çıkacağız” diyerek teselli etmeye çalışıyorlar.

Defne’de Sevgi Parkı çocukların oyun alanı bulabildiği nadir alanlardan. Oynayan çocuklarını izlerken konuştuğumuz, Sedat isimli yurttaş, ailesi ile birlikte AFAD’ın bıraktığı çadırlarda kalıyor. Ancak öylece kurulup bırakılan çadırlarda battaniye, elektrik ve ısıtıcı yok. Sedat, “Çocuklar perişan durumda. Yıkanamıyoruz. Psikolojileri alt üst olmuş durumda. Çocuğum 5 dakika sinir krizi geçirdi, kendine gelemedi. Durduramıyoruz. Buradan çıkamıyoruz da. Kötü durumdayız. Onları sakinleştirmek için bu yaşananların bir rüya olduğunu anlatıyoruz. ‘Uyanacağız ve bitecek. Her şey düzelecek’ diyoruz. Sözün bittiği yerdeyiz. Başka bir şey diyemiyoruz. Çünkü önümüzde bir umutsuzluk var. Sadece hayatta kalmaya çalışıyoruz” dedi.

“'EVE NE ZAMAN GİDECEĞİZ?' DİYE SORUYORLAR”

Deprem anında eşi ile birlikte çocuklarını yerde sürünerek kurtardıklarını anlatan Kübra Fidanboy, “Çıkmamız lazım buradan diyorum. Çok kötüydü. Çok şükür burunları bile kanamadan çıkardık” dedi. Çocukların sürekli ağladığını anlatan Kübra Fidanboy, “Sürekli stresteler. Çok kötüyüz. Yardım olarak herkesten yardım geliyor ama psikolojik olarak hiç iyi değiliz, ne zamana kadar çadırda kalacağız diye düşünüyoruz. Ne zamana kadar çadırda kalacağız, onu düşünüyoruz. Tuvaletimiz yok, banyo ne zaman yapacağız. Bu hemen bitecek bir kaos değil. Küçük çocuğum sürekli ağlıyor, susturamıyorum” dedi. Gıda maddesi ve içecek suyun sağlandığını ifade eden Fidanboy, “Çocukların hijyenini ıslak mendillerle, suyla ellerini yüzünü yıkayarak sağlıyoruz. Küçük çocuğum tuvalete alışmıştı şimdi onu bezliyorum. Ağlıyor, bezine yapmak istemiyor” dedi. Çocukların sürekli “Ne zaman evimize gideceğiz?” diye sorduğunu ifade eden çocukların babası Mustafa Fidanboy, “Oğlum geçecek bu günler diyoruz. ‘Devletimiz bize yardım edecek’ diyoruz. Bu günler geçer, umarım geçer, biz ona inanıyoruz” dedi.

"KURULAN ÇADIRLARDA HİÇBİR ŞEY YOK"

Sevgi isimli kadın, ailesi ile birlikte köyde yaşarken daha iyi olur diyerek bu sabah geldikleri şehir merkezinde durumun daha da vahim olduğunu gördüklerini anlattı. Gitmek istemese de çocuğu için şehirden gitmek istediğini dile getiren Sevgi, “Yardım da, soba da, lavabo da yok, hiçbir şey yok burada” dedi. Çocuğun deprem halinde çok kötü etkilendiğini dile getiren Sevgi, “Ne olduğunun çok farkında değildi. Moral vermeye çalıştım. Ama eve gimek istedi, oyuncaklarını istedi. Kötüyüz. Sadece yiyecek içecekle olacak şeyler değil bunlar. Devlet var ama Hatay’da yok. Hatay’ı silmişler. Yardım geliyor, engelleniyor. Çadırlarda hiçbir şey yok. Karton koyduk, bir tane minder verdiler, ısıtıcı yok, 8-9 kişi kaldık çadırda. Gece lavaboya kalktık, deprem oldu, yere düşütük. Ne yapacağımızı bilemedik” dedi.

"BURANIN ÇOCUKLARA UYGUN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORLARSA KENDİ ÇOCUKLARINI 1 SAAT GETİRSİNLER"

Mustafa Sönmez, eşi ve iki çocuğu ile birlikte Armutlu Mahallesi girişinde enkazın yanı başında semt pazarında kasaların üzerine attıkları yataklarda kalıyor. Evini yıkıldığını, bir an önce gitmek istediğini ifade eden Sönmez, ne yol, ne de gideceği yerlerde kalacak yer konusunda kendisine ulaşan kimse olmadığını ifade etti. Çocukların yıkıntılar, enkazdan çıkarılan cesetler, ambulansların susmak bilmeyen siren sesleri ile günlerini geçirdiğini ifade eden Sönmez, “Kendileri çocukların buraya uygun olduğunu düşünüyorlarsa çocuklarını buraya bir gün değil, bir saat bıraksınlar görelim. Her gün bir ceset çıkıyor, her gün bir inleme sesi duyuyorlar. Kızım iki üç gündür rahatsız. Gece bir doktor geldi, muayene bile etmeden bir ateş düşürücü verip gitti” dedi. Çocukların okula gidip gitmeyeceklerini sorduğunu dile getiren Sönmez, “Ağlıyor, üzülüyorlar. Psikolojileri çok etkilendi” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Doç. Dr. Murat Sevinç: O “kader planı” neden Japonya’da değil de Türkiye’de can alıyor?

SONRAKİ HABER

Depremin ardından Suriye'de 5. gün | Can kayıpları 3553'e yükseldi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa