12 Şubat 2023 14:43

Mülteci ve göçmenlere yönelik kışkırtma karşısında bir kardeşlik örneği

Mültecilere dönük linç saldırıları artarken aynı deprem bölgesinde yaşayan Suriyeli bir aile “Biz kardeşiz” diyor ve ekliyor: “Hepimiz aynı depremi yaşadık, hayata birlikte tutunabiliriz.”

Evrensel

Paylaş

Ahmet AKARSU

Arsuz

"Babam tek yaşıyordu ona kimse bakmadı bir tek Suriyeli komşumuz baktı, biz kardeşiz"

Yukarıdaki bu sözler depremin yıkıcı etkisi karşısında evi harabeye dönen Özgür'e ait. Arsuz'da mezarlığın hemen önünde bir yanda Suriyeli aile, öteki yanda Arap aile yaşam mücadelesi veriyor. Mücadeleyi ayakta tutan duygu ise dayanışma ve kardeşlik oluyor. Emek Partisi'nin Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, gönüllü yöneticileri ve üyeleriyle bölgeye ulaşıyoruz. EMEP'in iki aileye çadır yardımı sonrası hikayelerini dinleme fırsatı buluyoruz.

Özgür, eşi Sevilay, iki çocuğu ve babasıyla sokakta yaşamaya çalışan Arap kökenli bir aile...Kasım ailesi ise 10 yıl önce Suriye'den gelip Arsuz'a yerleşmiş kalabalık bir aile...

"HAYATA BİRLİKTE TUTUNABİLİRİZ"

Özgür'ün babasının kaldığı evin karşısı mezarlık. Babası deprem sonrası mezarlığın önüne çıkabiliyor. Elinden başka bir şey gelmediği için sadece bekliyor. Komşuları olan Suriyeli Kasım ailesi de aynı mezar önündeki boş alana çıkıyor ve yalnız kalan babaya sahip çıkıyor.

Özgür'ün babasına ulaşması zaman alıyor. Bu süreçte babasıyla Suriyeli komşularının ilgilenmesini "kardeş örneği" olarak değerlendiriyor. Mülteci ve göçmenlere yönelik saldırgan ve linç edici tutuma ilişkin cevabı "biz kardeşiz" oluyor. İki ailede gelen yardımlardan sınırlı ve ihtiyacı kadarını alıyor. Kimin eksiği olursa kendi aralarında paylaşıyorlar.

Özgür'ün eşi Sevilay süreci şöyle anlatıyor: "Buradayız. Hepimiz aynı depremi yaşadık, hayata tutunmaya çalışıyoruz. Süreci birlikte geçirmekten başka çaremiz yok"

"BEN BURADAN HİÇBİR YERE GİTMEM"

Özgür'ün babası giriyor söze: "Ben buradan hiçbir yere gitmem" diyor. Başka söz etmiyor. İki üç gün sırayla araca sığmadıkları için bir kişi dışarda sadece kartonun üzerinde kalıyor. Hava gece soğuyor ve rüzgâr etkisini artıyor.

Herkesin çadıra ihtiyacı olduğunu söyleyen aileler, "Çadır olmazsa insanlar ne yapacaklar ki?" dedikten sonra konuşmakta zorlanıyor.

DEPREMİN PSİKOLOJİK YANI: PAPİ

Depremin en büyük etkilerinden birisi ise çocuk, kadın ve gençlerdeki psikolojik travması oluyor. Özgür ve Sevilay çiftinin kızları Kumsal, deprem sonrası araca biniyor ve acil ihtiyaçlar dışında dışarı çıkmıyor. Çok az konuşuyor... Kumsal'ın dayanağı ise kuşu Papi. Çadır kurulması sonrası bir nebze de olsa rahatlayan aile, Kumsal'ın bu durumu atlatmasına fayda sağlayacağını söylüyor.

 

ÖNCEKİ HABER

Depremde tahliye edilen cezaevlerindeki mahpusların ailelerine bilgi verilmiyor

SONRAKİ HABER

Türk Tabipleri Birliği: Uyuz hastalığı, afetlerde sık gözlemlenmektedir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa